05.12.2019 - 16:25 | Son Güncellenme:
AA
İlk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesince, Yargıtay ek binadaki salonda görülen duruşmaya Okur, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada, Okur'un avukatları hazır bulundu.
Sanık İbrahim Okur, dünkü duruşmada esas hakkındaki mütalaaya karşı savunmasını tamamlamıştı. Mahkeme heyeti bugün ise sanık avukatlarına söz verdi.
Suçlamaları reddeden Okur'un avukatları, müvekkillerinin tahliyesini ve beraatini istedi. Sanık avukatları, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde Okur'un yargıya verdiği bilgiler de dikkate alınarak etkin pişmanlık hükümlerinden faydalandırılmasını talep etti.
Sanık avukatlarının savunmalarını tamamlaması üzerine Okur'a, son sözü soruldu.
İbrahim Okur, tahliyesine ve beraatine karar verilmesini talep etti. Daha sonra duruşmaya karar için ara verildi.
KARAR
Aranın ardından Yargıtay 9. Ceza Dairesi heyetinin aldığı karar, Daire Başkanı Maruf Alikanoğlu tarafından okundu.
Okur'un, "silahlı terör örgütü yöneticiliği" suçunun sabit olduğuna karar veren mahkeme heyeti, sanığa TCK'nin 314/1. maddesi gereğince 12 yıl hapis cezası verdi. Terör suçlarında cezanın yarı oranında artırılmasını öngören 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu'nun 5/1 maddesi uyarınca ceza 18 yıla çıkarıldı.
Eski yüksek yargı mensuplarının FETÖ üyeliğinden yargılandıkları davalarda verdiği bilgiler dikkate alınarak, Okur hakkındaki cezada TCK'nin etkin pişmanlığa yönelik 221/4. maddesindeki hüküm gereğince 1/3 oranında indirim yapıldı ve ceza 12 yıl hapse çevrildi.
Okur'un duruşmalardaki iyi hali nedeniyle TCK'nin 62. maddesindeki indirimi de uygulayan heyet, cezayı 10 yıla indirdi.
Mahkeme heyeti, verilen ceza miktarını dikkate alarak, sanığın tutukluluk halinin devamına hükmetti.
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin kararına, Başkan Maruf Alikanoğlu, sanığa "FETÖ üyeliği" suçundan ceza verilmesi gerektiği, iki üye ise "etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanmaması" gerekçisiyle muhalif kaldı.
İbrahim Okur, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından 16 Temmuz 2016'da tutuklanarak cezaevine gönderilmişti.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının esas hakkındaki mütalaasında, Okur'un "örgüt yöneticiliği" suçundan üst sınırdan hapis cezasına çarptırılması istenmişti.