11.11.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
ÖNDER YILMAZ Ankara
12 Eylül 1980’de komutanı olduğu Mamak Askeri Cezaevi’ndeki işkence iddialarıyla ismi gündemden düşmeyen emekli Albay Raci Tetik’in gizli tutulan görüşme tutanaklarında TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu’na çarpıcı açıklamalarda bulunduğu ortaya çıktı. Tetik, “köpekler gibi havladığını” söylediği mahkumların yaptırdığı hücrelerde uslandıklarını kaydetti.
Milliyet’in ulaştığı tutanaklarda Tetik, 1980’de yönettiği Mamak Cezaevi’nden 4 yılda 31 bin tutuklunun geçtiğini dile getirdi. 12 Eylül’den nasıl haberdar olduğunu daha önce Milliyet gazetesine verdiği röportajda “11 Eylül’de Kolordu’da saat 17.00’de toplantı yapıldı. Hazırlıklara başladım” diye anlatan Tetik, bu ifadelerini reddederek, “Kızılay’da maketim yakılmıştı, oradan tahmin ettim” savunmasını yaptı. Komisyon üyelerinin röportajındaki ifadelerini ısrarlar sormalarına rağmen Tetik, “Ben manyak mıyım, kendi aleyhime, ‘ben suç işledim, işkence yaptım, şunu bunu yaptım’ der miyim, yapsam bile...” dedi.
Önder’le sert tartışma
Mamak Cezaevi’nde yatan ve işkence gören BDP’li Sırrı Süreyya Önder’in, “Beni tanıyor musunuz” sorusu üzerine kıyafet ve tek tip elbise atışması yaşandı. “Vallahi gözüm ısarabilir, bilmiyorum” karşılığını veren Tetik, Önder’in “Kılığımdan kıyafetimden mi?” sözü üzerine, “Evet, çünkü burada böyle herkes efendi gibi giyinmiş, ben bile efendi gibi. Siz böyle biraz daha halkvari giyinmişsiniz. Bir sayın milletvekili gibi değil de, bir vatandaş gibi gördüm sizi. ‘Olsa olsa budur’ diye düşünerek tanıdım” dedi.
Sinirlenen Önder’in, “Sen vekilin kılığı kıyafeti hakkında konuşmaya müktedir değilsin” sözü üzerine Tetik, “Hadi canım sende... Burada sen neysen ben de oyum be!” tepkisini gösterdi. Milletvekiline karşı konuştuğunun anımsatılması üzerine Tetik, “Memleketin aleyhine çalışanlara hizmet eden milletvekillerine...” dedi.
Östrojen kadın gibi yaptı
Komisyon Başkanı’nın uyarısı üzerine Tetik, “Önder beni kışkırtmak için elinden geleni yaptı. Neymiş, yatmış orada. O bana bağırınca ben bağırmayayım mı? İleri demokrasinin neresinde var o? Hiçbir şeye pervam yok. Ben savaşa giderken bile eşimin suratına bakıp öyle gittim. Ben bir yere daldım mı öyle dalarım” diye konuştu. Kanserden dolayı “östrojen hormonu” aldığını anımsatan Tetik, “O beni kadın gibi sakin yaptı, sizler gibi, çok da hoşuma gitti ama bugün maalesef bu arkadaşım benim asabımı bozdu” dedi.
Köpekler gibi havlıyordu
Tutukluların disiplinsiz davranışlarından o dönem mahkemelerin bile yakındığını anımsatan Tetik, “Ben, disiplin uyguladım. Ben gelene kadar hücre yoktu, o hücreleri ben yaptırdım. Bunlar olunca otomatikman oradaki insanlar daha böyle adam gibi davranmaya başladılar” dedi. Mahkumların kaldıkları koğuşların penceresinden geçen er, subay, polis olsun herkese ağza alınmadık küfürler savurduğunu öne süren Tetik, hücre ve disiplin uygulamalarının sonucu mahkumların uslandığını belirterek, şöyle dedi: “Bir gün komiserin birisine ‘şuradan geçin’ dedim. ‘Ben oradan geçmem, söylemedikleri küfür bırakmadılar, mahvolurum’ dedi. Zorla geçirdim. Geçtiğinde tutuklular uslanmıştı, pencerede kimse yoktu. 1 kişi varsa bile içeriye kaçıyordu, disiplinim sayesinde yani. Yoksa orada köpekler gibi havlıyorlardı yani.”
‘Beni kurşuna dizerlerdi’
Tetik, “Mamak’ta 300 kişinin işkence ile öldürüldüğü iddiasına ne diyorsunuz” sorusu üzerine, “Böyle bir olay yok ki. Yahu 300 kişi ölse beni çoktan kurşuna dizerlerdi. Hiç kimse benim gözümün yaşına bakmazdı. Eğer orada 300 değil, benim emrimle 1 kişi bile ölseydi beni mutlaka hapsederlerdi. Nazi rejiminde bile böyle şey olmaz” diye konuştu.
Copun görevi var
Tetik, mahkumların eşyaları kırıp, döküp bağırdıklarında sakinleştirdiklerini belirtirken, cop tartışması çıktı. Tetik, “nasıl sakinleştiriyordunuz” sorusuna, “‘Lütfen efendim, yapmayın etmeyin’ diye. Burası lüks beş yıldızlı otel değil ki. Adamlar sana da saldırıyorlar. Bana saldırırsa o copu böyle kalem gibi cebine soksun diye vermiyorlar ki, o copun bir görevi var. Elbette ki cop kullanılıyordu. ‘kadınlara, yaşlılara, hastalara dokunmayacaksınız. Ötekilerin de kaba yerlerine bir iki cop vurabilirsiniz’ demiştim” ifadelerini kullandı.
İnfazlara dayanmıyordu
Tetik, kendi yönetiminde, “Erdal Eren ve Levon Ekmekciyan”ın idam edildiğini belirtirken, Kaya’nın ve Mustafa Pehlivanlıoğlu’nun da o dönem idam edildiği iddiasını kabul etmedi. Tetik, “Eren’in infazına refakat ettiniz mi” sorusuna, “Hayır bulunmadım bile. Çünkü içim dayanmıyordu, üzülüyordum, bulunmadım” yanıtını verdi. Önder’in, “Niye üzülüyordunuz” lafı üzerine, “Allah Allah, sen insan değil misin? Üzülmez mi insan? İdama giden, ölüme giden dipdiri, sapasağlam adama üzülmez mi yani” diye tepki gösterdi.
Tetik’in anlattıklarında, son olarak, “Keşke darbeler olmasaydı” ifadesini kullandığı kaydedildi.
Seni olsa olsa bir er dövmüştür
Önder’in, “Hiç tutukluları dövdünüz mü” sorusuna Tetik, “Şerefim üzerine, Tanrı üzerine, milletim, vatanım üzerine yemin ederim, hiçbir tutuklu dövmedim, hiçbir tanesine fiske bile vurmadım” yanıtını verdi. Önder’in “beni dövdünüz” çıkışı üzerine, “Hayır hayır, ben niye döveyim seni? Seni dövse dövse belki orada bir er dövmüş olabilir, ona esas duruş göstermediğin için. Ben mahkum hiç dövmedim ama askerimi dövmüş olabilirim hem de rütbeliyi de dövdüm” diye konuştu.
‘Tabutluk’?tartışması
Önder’in “tabutlukları” anımsatması üzerine Tetik, “onlar hücre” diye düzeltme yaparken, “12, 13 tane hücre yaptırdım. Orayı yaptırdıktan sonra uslandınız. Ha o hücreye de ben kendi keyfimden adam sokmuyordum” dedi.