16.10.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
HABER ARAŞTIRMA
Kadınların en çok korktuğu hastalıkların başında gelen meme kanserinde tedavi seçenekleri günden güne artıyor. Özellikle bireyselleştirilmiş tedavi yöntemleri sağ kalım oranlarının ciddi oranda artmasını sağladı. Halk arasında ‘akıllı ilaç’ olarak anılan hedefe yönelik moleküler tedavi konusunda oldukça umutlu konuşan uzmanlar, yakın gelecekte kanserin büyük oranda tedavi edilebilir bir hastalık olacağı görüşünde.
Estetik kaygı
Tabi yine de bu kanser türlerinin tam anlamıyla ‘korkutucu’ olmaktan çıktığını söylemek doğru değil. Çünkü teşhis geciktiği takdirde, hastaların ameliyat ve tedaviyle kurtarılabilme şansları da azalıyor. Meme kanserine yakalanan kadınlar ilk başta önemsemeseler de cerrahi müdahale sonrası oluşan estetik kaygı, hastalıkla mücadele edenleri yıpratan bir başka faktör olarak ortaya çıkıyor. Zira memenin kaybı, işten aile hayatına, sosyal ve psikolojik duruma kadar kişinin tüm yaşantısını olumsuz etkiliyor. Ancak bu konuda da imdada meme onarım operasyonları yetişiyor.
Konsey karar veriyor
Meme kanseri tedavisinin cerrahi, kemoterapi ve radyoterapinin de içinde olduğu bütüncül bir yaklaşım gerektirdiğini söyleyen Kemerburgaz Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Erhun Eyüboğlu, tedavi kararları ve hangi tedavi modalitesinin önce uygulanacağına tümör konseylerinde karar verildiğini söyledi. Bu konseye cerrahların, radyasyon onkolojisi ve medikal onkoloji uzmanları ile ilgili branşlardaki doktorların katıldığını kaydeden Prof. Dr. Eyüboğlu, meme kanserine yönelik tedavide izlenen yolu şöyle anlattı;
“Meme kanseri tedavisinde birinci seçenek olarak en çok cerrahi yöntem kullanılıyor. Ancak son yıllarda meme cerrahisinde geleneksel yöntemlerin dışında ‘Onkoplastik Cerrahi’ kavramı ön plana çıkıyor. Memenin ve göğüs duvarının bir kısmının koltuk altı lenf bezleriyle birlikte tamamen alındığı ‘radikal mastektomi’ ameliyatı uzun yıllar meme cerrahisinde uygulanıyordu. Sürdürülen bilimsel çalışma ve araştırmalar, bir süre sonra ameliyatın bu kadar geniş yapılmasına aslında gerek olmadığını ve hastaya fazladan fayda sağlamadığını göstermiş, bunun sonucunda da ameliyat ‘modifiye radikal mastektomi’ şeklini almıştır. Radyoterapi (ışın tedavisi) seçeneklerinin çoğalması, radyoterapi cihazlarının modernleşmesi ve kullanımlarının yaygınlaşması, yapılacak ameliyatın boyutunun küçültülmesine katkıda bulunmuştur. ‘Meme koruyucu cerrahi’ sayesinde artık memenin tamamı alınmadan ameliyatlar yapılmaya başlandı.”
Hastalıklarını aynı anda öğrendiler
Ayşe Sema Akman, burun ameliyatı olan kızının yanında refakat etmek için geldiği hastanede kızının ısrarlarıyla meme taramalarını da yaptırdı. Yapılan tetkiklerin ardından Akman’ın meme kanserinin ilk evresinde olduğu tespit edildi. Akman, daha kanser olduğu şokunu atlatamadan tedavide kendisine eşlik eden eşinin rutin taramalarında cilt kanseri olduğunu öğrenince hayatının ikinci büyük şokunu yaşadı.
“Daha kendi hastalığımı kabullenememişken eşimin kanser olduğunu öğrendim” diyen Ayşe Sema Akman, yaşadıklarını şöyle anlattı: “Kanser olduğumuzu tesadüfen öğrendik, kızım bana ısrar etmeseydi, eşim bana eşlik etmeseydi belki de kanser olduğumuzu ileri evresinde öğrenecektik. Kendimi unuttum eşimin hastalığına üzüldüm. Kemoterapiye ikimiz elele gidiyorduk. Doktorumuz, tedavimiz boyunca bize umut verdi.”