01.11.2021 - 13:13 | Son Güncellenme:
Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr - Dünyanın en popüler sosyal medya platformlarından Facebook'un kurucusu ve CEO'su Mark Zuckerberg, uzun zamandır dillendirdiği fikrine ait vizyonunu paylaştı. Düzenlenen konferansta video kaydı yayınlanan Zuckerberg, Metaverse'e dair açıklamalarda bulundu. Türkçe'ye 'öte evren' olarak çevrilebilecek olan Metaverse, kullanıcıların internet üzerinde var olan bir dünyaya bağlanmasını sağlıyor. Sanal iletişimin bir sonraki aşaması olarak sanal evreni gösteren Mark Zuckerberg, "Teknolojinin bu ilerleyişini, birbirimizle olan iletişimimizin daha doğal olması olarak görüyoruz. Facebook'un tarihçesinde internete metin girdik, ardından kameralı telefonlar geldi. İnternet daha görsel ve mobil oldu. Bağlantılar iyileştikçe daha zengin videolara sahip olduk" dedi. Zuckerberg, 10 milyar dolardan fazla yatırım yaptığı Metaverse projesine çok fazla inanıyor. Peki, Metaverse gerçekten hayata geçebilir mi? Metaverse olarak adlandırdığımız bu dijital dünyanın ne kadar içindeyiz?
'ÖTE EVREN' DENİYOR
Metaverse, fiziksel ve dijital dünyaların bir araya geldiği yer. Meta 'öte', verse 'evren' kelimelerinden oluşan bu kavram, 'öte evren' anlamına geliyor. İnsanların dijital temsillerinin -avatarlarının- işe gittikleri ve oyun oynadıkları, ofislerinde buluştukları, konserlere gittikleri ve hatta kıyafetleri denedikleri bir alan. Metaverse evreninin merkezinde de, Facebook'un Oculus VR kulaklıkları aracılığıyla girebileceğiniz, dijital bir dünya olan sanal gerçeklik olacak. Bu açıdan Metaverse, sadece sanal bir dünya değil, fiziksel dünyadaki varlığımızın bir eşini ve fiziksel dünyanın bir alternatifini yaratarak içinde var olabileceğimiz geçişken bir yapı olarak tanımlanıyor. Sadece fizikselden sanala geçişi değil, verilerin fiziksel konuma, nesnelere ya da duyulara aktarılması yoluyla sanaldan fiziksele doğru geçişi de sağlıyor. Veri evreninde yaşadığınızı, fiziksel evrende duyumsayabiliyor, hissedebiliyorsunuz. Bu nedenle Metaverse'ün 'sanal evren' tanımından çıkarak, tüm evrenlerin kesişimi olan bir 'öte evren'e vardığı düşünülüyor.
HALİ HAZIRDA METAVERSE VERİLERİ VARDI
Facebook halihazırda böyle bir meta veri tabanının profilini bizlere sunmuştu. Horizon Workrooms ile, Oculus-spor çalışanlarının sanal ofislere girmesine ve toplantılar yapmasına izin veren profesyonel veri tabanına sahip bir uygulaması var. Facebook'un küresel ilişkilerden sorumlu başkan yardımcısı Nick Clegg de, pazartesi ekip toplantılarını sanal masa ve beyaz tahta ile dolu ofis Metaverse'inde yapıyor. Metaverse, bugün kullandığımız ya da duyduğumuz bazı teknolojik araçlarla ve fiziksel olarak bildiğimiz dünyaya alternatif olarak içinde yaşayabileceğimiz bir dünya olarak düşünülebilir. Örneği verilecek birçok film ve yapım olmasına rağmen akıllara ilk olarak 'Matrix' filmi geliyor. 'Matrix'teki alternatif evren, Metaverse için tanımlanabilecek en güzel örneklerden biri olarak gösteriliyor.
PEK ÇOK SİSTEMİ BİR ARADA BARINDIRACAK
Metaverse'ün pek çok sistemi bir arada barındıracak olması da iddialar arasında. Yani insanlığa sosyal, ekonomik ve kültürel bir deney mekanı sunacak. Örneğin bu dünyanın içinde, 3D avatarınızla şirketteki bir iş toplantısına katılıp, ardından sosyalleşmek üzere sosyal platformlar tarafına geçerek arkadaşlarınızla 'yüz yüze' hissiyle buluşmanız, birlikte bir konsere ya da sinemaya gidebilmeniz mümkün olabilir. Hatta eş zamanlı olarak birden çok yerde bulunup birden çok işle de meşgul olabilirsiniz. Tüm bu eylemleri gerçekleştirirken fiziksel olarak da kendimizi bu dünyada gibi hissedebilecek olmamız, gerçeklik algımızın tamamen flulaşmasına, fiziksel ve sanal arasındaki sınırın neredeyse yok olmasına yol açacak.
GÖRÜNDÜĞÜ KADAR MASUM MU?
Peki, gerçekten Metaverse bu kadar masum mu olacak? İnsanlar sanal avatarlarıyla birlikte gerçeklik dünyasında ailesi ve arkadaşlarıyla çeşitli etkinliklerde mi bulunacak? Metaverse alemiyle ilgili en merak edilen konulardan biri de bu. Metaverse için henüz 10 yıl gibi bir süre biçilmiş olsa da insanların gerçek dünyada yapamadıklarını, sanal bir gerçeklikte yapabilmeleri mümkün mü? Yetkilileri korkutan diğer bir durum ise reklamlar ve satın alma davranışları. Halihazırda Mark Zuckerberg, bu konuyla ilgili güvenilirliğini oldukça yitirdi. Bu sanal dünyada, bir reklamverenin sadece yaşımız ve cinsiyetimiz gibi eski dünya verileriyle kalmayıp beden dili, fizyolojik tepkiler, kiminle ve nasıl etkileşimde bulunduğumuzu bilmesinin gelecekte ne gibi problemlere yol açabileceği de Metaverse alemi için merak edilenler arasında.
'ZATEN VARDI, FACEBOOK ÖNCÜ OLDU'
Kadir Has Üniversitesi öğretim görevlisi Seçkin Canan, bütün bu sorulara çok farklı bir yönden bakılması gerektiği kanaatinde. "İşin meta kısmına çok fazla yatırım yapan şirket var" diyen Canan, Facebook'un sadece adını koyduğu için öne çıktığını söyledi.
"Kimse Google'ın da bununla ilgili yatırımlarda bulunduğunu ve bir sanal dünya yaratmaya çalıştığını fark etmiyor. Aynı şekilde Apple'ın da" diyen Canan, Facebook'un kendi dünyası içinde insanların ikili ilişkileriyle ilgili bilgileri aldığına vurgu yaptı. Facebook'un, özellikle Wattpad, Instagram gibi uygulamalara yatırım yaptıktan sonra insanların; hobilerine, hayatlarına, dünyayı nasıl gördüklerine, arkadaşlarıyla ilişkilerine ve algılama biçimlerine kadar bilgi topladığını söyleyen Öğretim Üyesi Canan, "Bütün bu bilgi elinizdeyken meta universe yarattığınız zaman kişiyle ilgili çok fazla bilgi öngörülebilir. Aslında semantik bir dünya yaratıyorsunuz" diye konuştu.
'GÖZLÜKLER PAZARLAMANIN BİR PARÇASI OLACAK'
Yaratılan Metaverse'ün yanında semantik web'i getirdiğini söyleyen Seçkin Canan, "Metaverse, 'Taktım gözlüğü sanal dünyada gezeceğim' şeklinde algılanmamalı, ki gözlükler de sadece bunun bir parçası" dedi. Seçkin Canan, Metaverse için kullanılan gözlüklerin pazarlamanın bir versiyonu olduğunu düşünüyor. "Belki gözlükler de insanları başka bir dünyaya çekecek. Gözlükler, pazarlama için Metaverse'ü ürünlerle destekleyecek. Elinizdeki gözlük satış aracı olacak ama diğer yandan herkesin dünyasına uygun dünyayı göstererek insanları içinde tutmaya çalışacak" ifadelerini kullanan Canan, bu açıdan bakıldığında güvenlik sorununun tam olarak anlaşılacağı görüşünde.
'TERCİHLERİNİZ NE KADAR GÜVENDE?'
Güvenliğin iki boyutu olduğunu söyleyen Seçkin Canan, Metaverse için oluşacak güvenlik sorununu şöyle değerlendiriyor:
"İnsanların bilgilerinin diğerleri tarafından ne kadar çalınabilir/çalınamaz olduğu ve verilerin başka insanlarla paylaşılması açısından güvenlik sorunu var. Bir de sorunun öz güvenlik tarafı var. Orada da aslında sizin hesabınızda tuttuğunuz bir ağın, sizle ilgili detayları ne kadar çok bildiği, hangi amaçla kullanıldığı, sizin farkında olmadığınız, özelinize dair güvenliğiniz söz konusu. Şimdi siz zaten bütün bu bilgileri bir meta universe yaratacak kadar paylaştığınızda, bu ağın tamamına sahip bir sistem, sizle ilgili bu kadar çok bilgiyi biliyor olacak. Onun yarattığı Metaverse'de de tabii ki sizle ilgili çok fazla detay bulanacak. Hatta sizle ilgili öngörüsel tahminler yapabilecek kadar detaylı bilgiler olacaktır. Öngörülebilirlik demek sizin seveceğiniz film için tahminde bulunmak ve sizi izleyeceğiniz filme yönlendirmek demek.
Kişinin genel akışıyla ilgili tüm verilerin toplandığı bir dünya söz konusu. Kişinin siyasi, toplumsal ve sürdürebilirliğe karşı tercihleri, aşkı, sevgilisi vb. her şeyiyle ilgili daha öngörüsel veriler çıkarılabilir ve eğer bu durum başarabilirse meta universe içine çekilebilir. Bunun garantisi yok. Ama ola ki tuttu ancak hemen sanal evren kurup 'Hadi alın gözlükleri içinde gezin' yapılmayacak. Adım adım olacak. Peki, bu geçişte de sizin bütün bu tercihleriniz ne kadar güvende olacak? Ya da siz bundan sonra yapacağınız tercihlerinizde ne kadar bağımsız tercih yapabileceksiniz? Uygulama, öngörülebilir tercihlerle belki size uygun sevgiliyi de bulacak, yapacağınız siyasi yatırımınızı da ona göre şekillendirecek, belki sinema sektörünü değiştirecek... Belki 'Bu yıl şunu üretirseniz trend olacak, bunu üretirseniz trend olacak' diyecek.
İşin arka tarafında firmanın neyden kâr etmeyi, hangi veriyle neyi satılabilir gördüğünün önemi var. Yoksa kullanıcılara reklam göstermek pazarın çok küçük bir kısmı. Buradaki asıl büyük hikâye, veri akışı içinden bir kurumun ne elde edeceği ve ne elde etmek istediği. Bu sebeple işin meta tarafı zaten olacaktı. Facebook, bu işe çok bağıra çağıra girdi, öncü olmak istedi. Zaten semantik web bayağı açık bir şekilde geliyordu. Bundan dolayı buradaki metayı sorgulamak gerek diye düşünüyorum.
'Sanal dünya kuruluyor güvenlik ne kadar etkileniyor' değil de 'Metalarla bizim ilişkimiz ne kadar net bir şekilde?' diye sormak lazım. Biz, internette şahsımızla ilgili birçok bilgiyi vererek kendi varlığımızı nasıl sanallaştırdık ki o meta evren kurulduğu zaman bizle ilgili her şey tahmin edilebilir olarak sunuyor, bunu sorgulamak lazım. Güvenliğe o açıdan bakmak lazım."
'HIRSIZI BAŞKA YERDE ARAMAK GEREK'
Seçkin Canan, verilerin çalınabilir olması veya bir kullanıcın bir başka kullanıcıyla ilgili ne kadar veri alabileceğiyle ilgili güvenlik problemi için de sistemin güvenli hale getirebileceği görüşünde. "Zaten gözlüğü koyduğunuzda bugünün teknolojisinde o gözlüğü yapan göz tanıma teknolojisini de yapar, parmak iziyle ve yüz tanımayla girişi de koyar. Böylelikle kimse kendi kimliğini kimseye çaldıramaz" ifadelerini kullanan Canan, hırsızı başka yerde aramak gerektiğini düşünüyor. "Kimliği çalacak kişi dışarda mı? Yoksa kurum, aslında legal bir şekilde bu kimliklerin hepsinin analizini yapacak kadar bilgiye sahip oluyor da kişilerin ismini vermeden bu verileri dağıtıyor?" diyen Canan, güvenlik problemine böyle bir bakış açısıyla yaklaşmak gerektiğini ifade etti.
BÖYLE BİR EVRENİN KURULMASI MÜMKÜN MÜ?
İşin teknik tarafına dönüldüğünde ise akıllara gelecek olan diğer bir soru ise böyle bir evreni mümkün kılabilecek sistemlerin nasıl kurulacağı. Kripto paralar üzerinden kurulacak bir finansal sistemin, şirketlerin varlıklarını bu mecraya taşımalarıyla birlikte kurulacak yeni bir ekonomi ve hatta bu dünyaya özgü kuralları belirlemek üzere geliştirilecek demokratik bir yönetim yapısı olduğu düşünülüyor. Uzmanlar, Blockchain sayesinde merkezi bir otoritenin tekelinde olmayan kripto paralar aracılığıyla geleneksel piyasaların zincirlerinden kurtulmuş, kullanıcıların verileri ve üretimleri üzerinde manipülasyon korkusu olmadan kontrol sahibi olabildiği, emeğine ve hayatına yabancılaşmak zorunda kalmadığı, daha şeffaf, yönetişime ve ortak faydaya dayalı sistemler tasarlanabileceği görüşünde.
HER ŞEY İÇİN ÇOK ERKEN
Her ne kadar Metaverse teknolojinin ne olduğuyla ilgili birçok fikir ortaya atılsa da öngörülerin çoğu bu teknolojinin merkezinde toplumsal insan etkileşimi olacağı yönünde. Metaverse teknolojisinin gelişimi eğer gerçekleşirse, gelecek 10 yıl içinde ve daha uzun süreler boyunca teknoloji devlerinin kendi aralarında girdikleri en büyük yarış olacağı düşünülüyor. Kimileri ise zaten bir Metaverse evreninde var olduğumuzu ve böyle bir şeyin pek inandırıcı olmadığını dile getirse de kimileri de teknolojinin gelişimini göz önünde bulundurarak her şeyin mümkün olabileceği kanaatinde. Ancak birçok uzman, Metaverse hakkında net bir şekilde konuşabilmek için henüz çok erken olduğu kanaatinde. Metaverse ile ilgili bizleri neler bekliyor, izleyip göreceğiz...