26.01.2017 - 12:51 | Son Güncellenme:
FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturmalar kapsamında gözaltına alınan şüphelilerden bazıları etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak amacıyla itiraflarda bulundu.
FETÖ'nün kuruluşundan itibaren örgütlenme yapısı ve işleyişiyle ilgili önemli bilgiler veren itirafçılar, soruşturmalarda önemli ip uçlarının elde edilmesini sağladı.
Eski başyazar Ali Ünal, FETÖ'yü anlattı
Uşak Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan eski Zaman gazetesi Başyazarı Ali Ünal, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak amacıyla 16 Ocak'ta savcılığa ifade verdi.
FETÖ/PDY'ye nasıl katıldığını, neler yaptığını, örgüt yöneticilerini, şahit olduğunu olayları ve FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'le ilgili yaşadığı diyalogları anlatan Ünal, Gülen ile 1990'lı yıllarda tanıştığını, o dönemden itibaren örgüt içinde bulunduğunu, İngilizce bildiği icin tercüme yapmak amacıyla sık sık ABD'ye gittiğini aktardı.
Ünal, 28 Şubat sürecinde gazeteci Ali Bayramoğlu'nun Gülen'i arayarak "darbe olacağı"nı söylediğini ve bunun üzerine Fetullah Gülen'in haziran ayında ABD'ye gittiğini öne sürerek "Gitmesinin amacı, olası bir darbeden kaçınmaktı. O esnada yaklaşık 3.5 ay ABD'de kaldığını biliyorum. Gülen'in bizzat anlatımına göre, merhum Süleyman Demirel kendisini arayarak, 'tehlike geçti dön artık' demiş, bu çağrı üzerine Türkiye'ye döndü." dedi.
"Adil Öksüz mollalar grubunda olabilir"
"Örgütün gerçek manada silahlı bir yapı olduğunu ancak 15 Temmuz'da öğrendiğimi söylemek istiyorum." diyen Ali Ünal, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'i ABD'deki ziyaretinde, "Adil hoca" isimli biriyle tanıştığını, bu kişinin 15 Temmuz darbe girişiminin ardından televizyonlarda resmini gördüğü Adil Öksüz olduğunu belirterek, "Adil hocanın o zamanlar Fetullah Gülen'in yanında ders okuyan Mollalar grubunda olabilir diye düşünüyorum. Çünkü o kişiye Adil hoca diye hitap ediyorlardı." ifadelerini kullandı.
Gülen'i çok sayıda gazetecinin dönem dönem ziyaret ettiğini kaydeden Ali Ünal, bunların arasında Mehmet Barlas, Nazlı Ilıcak, Mehmet Ali Ilıcak, İzzet Sedes, Enis Berberoğlu'nun yanı sıra Barış Manço ile futbolcular Hakan Şükür, Arif Erdem'in ziyaretlerine tanıklık ettiğini bildirdi.
Bill Clinton'a Monica mektubu
FETÖ elebaşı Gülen'in yazdığı mektuplara da değinen Ünal, "Papa, Dalai Lama ve eski ABD Başkanı Bill Clinton'a mektuplar gönderdiğini biliyorum. Papa'ya yazılan mektubu kimin kaleme aldığını bilmiyorum, Dalai Lama'ya yazılan mektubu ben tercüme ettim, eski ABD Başkanı Bill Clinton'a başkanlığı kazanmasından dolayı ve Monica krizi sebebiyle mektup yazdı, bu mektupların İngilizce çevirisini yaptım içeriklerini tam hatırlayamıyorum." dedi.
Ünal, elebaşı Gülen'in bir defasında kendisinden sonra yerine kimin geçeceği sorusu üzerine "Beni gören hiç kimse benden sonra benim yerime geçemez, kimse heveslenmesin" dediğini aktardı.
Gülen'in 1996'daki Vatikan ziyaretine de değinen Ünal, "Fetullah Gülen, bu ziyarette Vatikan'daki sorumluların kendilerine iyi davrandığını hatta Vatikan'daki Türk büyükelçinin de kendisiyle ve ekipteki diğer kişilerle ilgilendiğini söylemişti." dedi.
Ünal, FETÖ'nün kontrolündeki Zaman Gazetesi yönetiminin bazı yazılarını "uygun görülmediği" gerekçesiyle yayımlamadığını, bu yazıların Gülen'den görüş alınıp yayımlanmamış olabileceğini dile getirdi.
"FETÖ üyelerine kod isim kullandırdı"
İtirafçılardan B.T, örgütün bağlılığı artırmak için üyelerine "yemin" ettirdiğini, FETÖ yöneticilerinin üyelerine kod isim kullandırdığını belirtti.
Örgüte itaat ve bağlılık için dini duyguların istismar edilerek kutsal değerler üzerine yemin ettirildiğini dile getiren B.T, bu yöntemle örgüt liderine sadakatin sağlanmasının amaçlandığını kaydetti.
FETÖ'de hiyerarşik görev dağılımı ve gizlilik esasının ön koşul olduğunu belirten B.T. iletişimin gizliliğe riayet edilerek ulaklar vasıtası ile sağlandığını, FETÖ'nün kendine özgü ceza ve ödül sistemi bulunduğunu anlattı.
"FETÖ'cü diye ihbar eder attırırız" tehdidi
Uşak Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesince gerçekleştirilen ve 30 şüphelinin tutuklandığı operasyonda itirafçı olan S.N, örgütten kopmaların önüne geçilmesi adına tehdit mekanizmasının çalıştırıldığını ifade ederek örgüt yöneticilerinin asker, polis ve adliye mensuplarına, "Seni bu kuruma biz yerleştirdik, FETÖ'cü diye ihbar eder, attırırız" dediklerini örgüt üyeleri üzerinde psikolojik baskı oluşturulduğu bildirdi.
FETÖ'nün "mahrem" yapısına yönelik gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan itirafçı Y.K, örgüt yöneticilerinin üniversite öğrencilerine hangi mesleği seçmeleri yönünde sürekli telkinde bulunduğunu aktardı.
Örgüt yöneticilerinin kendisinin yerine subaylık ve astsubaylık sınavlarına müracaatta bulunduğunu aktaran itirafçı Y.K, Kara Kuvvetlerinin subaylık ve astsubaylık sınavlarına girdiğini bu sınavların çok kötü geçmesine rağmen astsubaylık sınavından 78, subaylık sınavından ise 72 veya 74 puan alarak kazandığını örgüt yöneticilerine sorduğunda kendisine "Sen orasını karıştırma mülakatlara gir." yönünde uyarıldığını ancak sınavları hakkıyla kazanmadığını düşünerek iki mülakata da girmediğini söyledi.
Kara Kuvvetleri Komutanlığının subaylık ve astsubaylık mülakatlarına girmediği için örgüt tarafından dışlandığını, üzerinde baskı kurduklarını ifadesinde anlatan itirafçı Y.K, örgüt yöneticileri tarafından jandarma subaylık ve astsubaylık sınavlarına sokulduğunu belirtti. Y.K. ifadesinde, "Jandarma subaylık sınavında şüphelerimi gidermek için soruların hiçbirini okumadan cevapladım. Sadece cevap anahtarına ismimi yazdım. Bir hafta sonra sonuçlar açıklandığında okumadan cevapladığım sorulardan 72 puan kazandığımı öğrenince örgütün bu şekilde sınavlara müdahale ettiğini anlamış oldum." dedi.
Cezalandırılma korkusu
FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturmada gözaltına alındıktan sonra itirafçı olan eski emniyet mensubu M.K. da, örgütten 15 Temmuz darbe girişiminin ardından uzaklaşmak istediğini cezalandırılmaktan korktuğu için bunu yapamadığını öne sürdü.
İtirafçı M.K, "Birisi örgüt tarafından işe yerleştirilmişse ya da kurum içinde örgüt tarafından terfi ettirilmişse Zecr Tokadı yiyen kişi ya işinden olur ya da terfisini kaybeder. Bu tür cezalandırılanları duydum, değişik dönemlerde örgütle ilgili bildiklerimi anlatmak istedim, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimine kadar ev toplantılarına katıldım. Operasyonlar başlayınca tedirgin oldum emniyete giderek bildiklerimi anlatmak istedim ancak örgüt tarafından cezalandırılacağım korkusuyla vazgeçtim." dedi.
FETÖ/PDY'nin "eğitim" ve "finans" yapılanmalarına ilişkin yürütülen operasyonlarda gözaltına alınan ve itirafçı olan eski öğretmen M.Ö. ise görev yaptığı okuldaki tüm bilgisayarların 17-25 Aralık'tan sonra formatlandığını, tüm arşivlerin silindiğini, polisin yapacağı operasyonlardan şu anda tutuklu bulunan okul yöneticisi C.B'nin bilgisinin olduğunu aktardı.
FETÖ yöneticisi C.B. ile ilgili bilgiler veren M.Ö, "Yarın kimin gözaltına alınacağını C.B. bize söylerdi. Söylediği gibi ertesi gün o kişi alınırdı. Kendisinin alınacağını duyduğunda 10 gün izne çıkmıştı. Örgüt yöneticileri sosyal paylaşım sitelerini yoğun olarak takip ederdi, bizden sürekli olarak sosyal paylaşım siteleri üzerinden örgüt lehine paylaşımlarda bulunmamızı, Bank Asya'ya para yatırmamızı istiyorlardı, ben ve eşim paylaşımda bulunmadığımız için C.B. tarafından azarlandık." dedi.
17-25 Aralık sürecinde cezaevine giren örgüt mensuplarının yakınlarına FETÖ yöneticileri tarafından para yardımında bulunulduğunu belirten M.Ö, "Eşi FETÖ suçlamasıyla cezaevine giren bir tanıdığımla sokakta karşılaştım. Bu kişi kendisine M.T. ve C.B. isimli örgüt üyeleri tarafından banka kredilerini ödemeleri için para yardımında bulunulduğunu söyledi. Bu yolla örgütten çözülmelerin önüne geçilmeye çalışıldı" ifadelerini kullandı.
"AK Parti dışında kime oy verirsen ver"
FETÖ/PDY yönelik soruşturma kapsamında meslekten ihraç edilen itirafçı öğretmen M.Ö, sözde örgüt yöneticilerinin, 7 Haziran ve 1 Kasım seçimleri öncesi FETÖ'nün eğitim kurumlarındaki öğretmenlerle tek tek görüştüğünü, hangi siyasi partiye oy verecekleri yönünde de telkinde bulunduklarını belirtti.
Kapatılan FETÖ okulunun C.B. ile görüşmesinde, AK Parti dışında bir siyasi partiye oy vermesi yönünde okul müdürünün imada bulunduğunu kaydeden itirafçı M.Ö, "Kendisi bize ayrıca, 'AK Parti'ye oy vermeyeceğiz, bunun haricinde kime verirsen ver, yoksa bu okul kapanır eşin ve sen işsiz kalırsınız' dedi." ifadelerini kullandı. C.B.'nin 1 Kasım seçimleri sonrası görüşmelerinde kendilerine örgütün şifreli mesajlaşma programı "ByLock" üzerinden gelen mesajları okuduğunu belirten itirafçı M.Ö, örgüt yöneticisinin, "İyi günler gelecek, Meral Akşener'in gelişi yeni bir heyecan, hükümet bitecek sabredin." yönünde telkinlerde bulunduğunu vurguladı.
İtirafçı M.F.E ise Uşak'ta yapılan bazı toplantılara örgütün elebaşı Fetullah Gülen'in sözde veliahtı olarak gösterilen Mehmet Ali Şengül'ün katıldığını ve Gülen'in mesajlarını doğrudan ilettiğini bildirdi. Özellikle 17-25 Aralık sürecinden sonra Gülen'in talimatlarının harfiyen uygulanması yönünde kendilerine baskı yapıldığını kaydeden M.F.E, "Mehmet Ali Şengül 17-25 Aralık sürecinden sonraki toplantılarda 'Hükümete Gülen'in yüceliğini ve büyüklüğünü gösterin' şeklinde konuşuyordu." ifadesini kullandı.