18.03.2024 - 17:16 | Son Güncellenme:
İHA
Samsun'da 13 Eylül 2023 tarihinde meydana gelen olayda, Genel Cerrahi Uzm. Dr. Mustafa Erdem, nöbetçi olduğu Samsun Eğitim ve Araştırma Hastanesi Atakum Ek Hizmet Binası önünde aracına binen, Sinop'ta 2017 yılında safra kesesi ameliyatında aort damarının kesilmesi sonucu hayatını kaybeden 1 çocuk annesi Çiğdem Eriş'in (29) kocası Gökhan Eriş (35) tarafından silah zoruyla kaçırıldı. Çevredeki vatandaşların ihbarı üzerine alarma geçen polis, doktora ait olan 55 AEB 757 plakalı otomobili Ankara yolunda önü kesildi. Doktor herhangi bir yara olmadan kurtarılırken, Gökhan Eriş ise yaya olarak kaçtı. Kaçarken üzerinde bulunan tabancayı düşüren Eriş, polisin takibi sonucu yakalanarak gözaltına alındı. Çıkarıldığı mahkemece 14 Eylül 2023'te tutuklanan Gökhan Eriş, Samsun T Tipi Kapalı Cezaevine gönderildi.
Gökhan Eriş hakkında Samsun 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Yargılandığı davada daha önce verdiği ifadede kendini savunan Eriş, "Ben üzerime atılı suçları işlesem müşteki bu kadar rahat olabilir miydi? Belli bir süre araç kullandı, telefon görüşmesi yaptı. Arkadaşının dükkanının önüne gidip aracın kornasına bastı. Bir yerde durakladı, birilerine el işareti yaptı. Kim olduğunu bilmiyorum. Araca iki kişinin yaklaştığını görünce, ben de kendisine durmaması ve devam etmesi gerektiğini söyledim. O esnada kendimi korumak amacıyla üzerimdeki silahı çıkardım. Aramızda arbede meydana geldi. Bu sırada araba kontak açık bir şekilde durdu. Aramızda meydana gelen arbede nedeniyle silah patladı. Ben kesinlikle müştekinin kafasına silah dayamadım. Üzerime atılı 'kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve yağmaya teşebbüs' suçlarını işlemedim. Benim kimsenin malına zarar verme gibi bir kastım yoktu. Silah ruhsatsızdır. Eski bir silahtır. Dededen kalmadır. Daha önce başka bir olayda kesinlikle kullanmadım. Üzerime atılı suçlamaların hiç birini kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" demişti.
“3 MİLYON VERMEN GEREKİR”
Genel Cerrahi Uzm. Dr. Mustafa Erdem ise "Sanığın bana karşı bir husumeti vardır. Yaklaşık 6-7 yıl kadar önce eşinin ameliyatından dolayı bana husumet beslemektedir. Sadece bana değil, ailemi, eşimin ailesine karşı da daha öncesinde yapmış olduğu hareketler vardır. Aramızda görülen başka dava dosyalar olmuştur. Ben sırf sanık yüzünden 6-7 sene önce kadar önce Samsun'a geldim. Sinop'ta bulunduğum dönemde kendisini 1-2 kez görmüştüm. Sanığın savunmalarını kabul etmiyorum. Araca tesadüfen binmemiştir. Araca biner binmez 'Beni tanıdın mı? Seni öldürmeye geldim' gibi sözler söyledi. 'Beni bir hafta kadar takip ettiğini' söyledi. Oturduğum siteye kadar gelmiş. Beni beklemiş, kapıcıların dinlenmesini ve güvenlik kamera kayıtlarının getirilmesini istiyorum. Olay günü işime gittim. 09.00-12.00 saatleri arasında çalıştım. Daha sonra aracımı park ettiğim sokağa geldim ve arabama bindim. Benden sonra araç sağ kapısından sanık bindi ve silahı doğrudan boynuma dayadı. Gergindi, 'Beni tanıdın mı? Seni öldürmeye geldim' gibi kelimeler kullandı. 'Ben zaten yedi yıldır bu anı bekliyordum' dedi. Arka koltuğa kurşun sıktı. Sanık benden hem daha uzun boylu hem yarı yaşım kadardır, gençtir. Arabaya binince aracı sürmemi istedi. Ankara yoluna sürmemi istedi. Bana, 'Beni de kendini de kurtarabilirsin. Bunun için tefeciye borcum olan 3 milyon vermen gerekir'. Vermezsem beni öldüreceğini söyledi. Benim o bölgede çok tanıdığım yoktu. Araçta iken sanık bana gerek yumruk ile gerek silah ile vurmaya devam etti. Sürekli gittiğim kuaför dükkanının önünden geçtim. Aracı hafifçe durdurdum ve elimle işaret etmeye çalıştım. Zaten berber dükkanı içerisinde bulunanlar ayaklandılar. Bu sırada sanık silahın kabzası ile bana vuruyordu. Yanlış yollara girdim. Kaza yapmaya çalıştım. Telefonum çaldı. Sadece birine cevap verebildim. Açmamı istemiyordu. Başhekimin sekreteri arıyordu. İşe gelip gelemeyeceğimi sordu. Ben de inşallah gelebilirim zor durumdayım şeklinde kelimeler kullandım. Sanık araç içerisinde giderken kendi borçlu olduğu kişiyi aradı, ne kadar borcu olduğunu sordu. Ankara yoluna çıktığımızda kendisi polisleri fark etti. Ben olay sırasında hep onun dediklerini yaptım. Polisleri gördükten sonra arka kapıyı açıp oradan kaçmaya başladı. Ben sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum" ifadelerini kullanmıştı.
“BERAATİMİ VE TAHLİYEMİ İSTİYORUM”
Davanın son duruşmasında Gökhan Eriş duruşmada hazır bulunurken, mağdur doktorun ise avukatları katıldı.
Gökhan Eriş son söz olarak, "Beraatimi ve tahliyemi istiyorum" dedi.
Mahkeme Gökhan Eriş'i "yağma" suçundan 10 yıl, "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma" suçundan 5 yıl ve "ruhsatsız silah" suçundan da 1 yıl 6 ay olmak üzere toplam 16 yıl 6 ay hapis ve 1000 lira da adli para cezasına çarptırarak tutukluluk halinin devamına karar verdi.