07.11.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Hazırlayan: Mert İnan
Kuddusi Okkır, Ümraniye soruşturması kapsamında Ergenekon’un finansörü olduğu iddiası ile 20 Haziran 2007’de gözaltına alındıktan 4 gün sonra tutuklandı. Önce Bayrampaşa Cezaevi’ne, 10 gün sonra ise Tekirdağ F Tipi Cezaevi’ne konulan Okkır’ın sağlık durumu tutukluluğun 8’inci ayında bozulmaya başladı.
Talepler geri çevrildi
2008’in Nisan ayı sonunda ‘majör depresyon’ teşhisiyle Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne sevk edilen Okkır’a, zatürre ve böbrek yetmezliği teşhisi konuldu. Durumu her geçen gün kötüleşen Okkır, Bayrampaşa Devlet Hastanesi, Haseki Devlet Hastanesi ve Yeditepe Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Bölümü’ne götürüldükten sonra, 10 Mayıs 2008’de Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ne yatırıldı.
Yapılan tetkiklerde akciğer kanseri, beyin ve kemik metastası tespit edildi. Okkır için ailesi ve avukatı, 16 Temmuz 2007 ile 13 Haziran 2008 arasında 12 kez sağlık durumu nedeniyle serbest bırakılma talebinde bulunsa da tüm bu talepler geri çevrildi. Ergenekon tutuklusu Okkır, yatalak duruma düşünce mahkeme kararıyla 1 Temmuz 2008’de serbest bırakıldı. Adeta bir deri-bir kemik kalan Okkır, 6 Temmuz 2008’de yaşamını yitirirken geride acılı bir eş bıraktı.
‘Adalet arıyorum’
Eşini FETÖ kumpası sonucu kaybettiğini söyleyen Sabriye Okkır, yaşadıklarını anlatırken, “Kumpasla eşimin katlettiler. Eşimin hesabını kim verecek? Kuddusi, göz göre göre ölüme terk edildi. Bu ülkede hukuk cinayeti işlendi. Adalet arıyorum” dedi. Acılı eş Sabriye Okkır, yaşadıklarını ve bundan sonraki süreçte nasıl bir yol izleyeceğini şöyle anlattı: “Bu saatten sonra pardon demenin, aldatıldım demenin ne anlamı var? ‘Ben bu davanın savcısıyım’ diye dolaşanlar benim yaşadığım acıyı anlayabilir mi? Ergenekon Davası ile ilgili sorumluluğu tüm millet kendi vicdanında taşısın. Eşimin ölümüyle hayatımda birçok şey değişti. Bizim gibi onlarca mağdur insanın ailesi dağıldı.
İddianameye göre haksız tutuklama
Cezaevinde hastalandıktan sonra, yaşamını yitiren Okkır’ın ölümü FETÖ Çatı İddianame’de ‘Cebir Şiddet Sonucu Diğer Ölümler’ bağlığı altında oluşturulan bölümde yer alıyor. Okkır’ın haksız yere FETÖ tarafından tutuklandığı belirtilirken; FETÖ’nün haksız yere tutukladığı kimselerden bazıları cezaevi şartları veya kendilerine yapılan muameleyi hak etmedikleri düşüncesiyle ölmüş, kalp krizi geçirmiş veya hastalanmıştır. Kuddusi Okkır, Ergenekon terör örgütünün kasası denilerek tutuklanmış, cezaevinde yakalandığı kanser nedeniyle ceza evi şartlarında bakımı yapılamamış, ölümüne yakın tahliye edilmişse de kurtarılamayarak ölmüştür” ifadelerine yer veriliyor.
‘Bize ömür boyu ceza’?
Sabriye Okkır, şöyle devam etti: “Aslında Kuddusi’yi öldürenler bize de ağır bir ceza verdi. Kuddusi FETÖ’nün idam kurbanıdır. Bizim gibi aileler ise asla bitmeyecek acılarımızla ömür boyu hapis cezasına çarptırıldık. Eşimin ölümünden sonra sağlık durumum bozulmaya başladı. Karaciğerimde sorun var. Doktorlar bu sorunun stres, öfke ve üzüntüden kaynaklandığı söylüyor. Egzama hastalığı da baş gösterdi. 15 Temmuz şehitleri ile aynı haklardan yararlanmak istiyoruz. Benim eşim de FETÖ kurbanı. Tüm itirazlarımız, açtığımız dava halen Danıştay’da, Anayasa Mahkemesi’nde bekliyor. Zekeriya Öz hakkında suç duyurusunda bulunmuştum. Bizim dosyamız neden bekletiliyor anlamak çok güç.”
‘O gün sorulsaydı’
“Ergenekon diye bir örgüt olmadığını herkes biliyordu” diyen Okkır, “Kuddusi, kaleme aldığı kitabında ‘Ergenekon diye bir kılıf hazırladılar ve kılıfın içini dolduramıyorlar’ yazmıştı. Eşim, FETÖ tarfından ölüme gönderildi. Türkiye’de açıkça hukuk cinayeti işlendi. Kuddusi’nin gizli kasa olduğunu söylediler ancak bizim evimizden ne ayakkabı kutuları, ne gizli kasalar çıktı. Adalet mücadelesi ve açtığım davalar için bankalardan kredi çekiyorum. Aylarca hastane köşelerinde dolaştırıldık. Tekirdağ’da doktorlar majör depresyon teşhisi koyarken, İstanbul’daki tetkiklerde ‘depresyon geri planda ciğerler bitik’ deniliyordu. Hastane süreçlerinde 3 hafta boyunca eşime ulaşamadığım, nerede olduğunu bilmediğim zamanlar oldu. Kimse yıllardır yaşadığım acıları bilmiyor. Ailem yıkıldı. Kuddusi hangi dava uğruna ölüme terk edildi? Eşimi neden tedavi ettirmediler, neden yoğun bakım hastası olmasına rağmen cezaevinde tutuldu? Bunların hesabını sormak benim boynumun borcudur. Çok acılar çektik. İnsanlar maalesef seyirci kaldı. Bizim davamıza seyirci kalanları da suçluyorum. Şayet Kuddusi öldüğünde halkımız ‘Niye öldü’ diye sorsaydı, Türkiye’de bu acılar yaşanmazdı.”
İddianameye göre haksız tutuklama?
Cezaevinde hastalandıktan sonra, yaşamını yitiren Okkır’ın ölümü FETÖ Çatı İddianame’de ‘Cebir Şiddet Sonucu Diğer Ölümler’ bağlığı altında oluşturulan bölümde yer alıyor. Okkır’ın haksız yere FETÖ tarafından tutuklandığı belirtilirken; FETÖ’nün haksız yere tutukladığı kimselerden bazıları cezaevi şartları veya kendilerine yapılan muameleyi hak etmedikleri düşüncesiyle ölmüş, kalp krizi geçirmiş veya hastalanmıştır. Kuddusi Okkır, Ergenekon terör örgütünün kasası denilerek tutuklanmış, cezaevinde yakalandığı kanser nedeniyle ceza evi şartlarında bakımı yapılamamış, ölümüne yakın tahliye edilmişse de kurtarılamayarak ölmüştür” ifadelerine yer veriliyor.