07.02.2017 - 14:39 | Son Güncellenme:
Çağdaş ULUS/İSTİHBARAT
Zonguldak’ta maden işçisi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Turgut, Diyarbakır Dicle Üniversitesi Eğitim Fakültesi mezunuydu. Öğretmenliğe 1987 yılında Tunceli İmam Hatip Lisesi’nde başlayan Turgut, uzun yıllar Cağaloğlu Anadolu Lisesi’nde edebiyat öğretmenliği yaptı. Proje okul yönetmeliğinin çıkmasının ardından bu okulla ilişiği kesilen Turgut, öğrencileri tarafından omuzlarda uğurlandı. 19 yıldır öğretmenlik yapan Turgut, ders işleme şekliyle sıradan öğretmenlerden ayrılarak, efsane öğretmenlerden biri olmuştu. Son olarak bir imam hatip lisesinde öğretmenlik yapan Turgut'un cenazesi, kızının isteği üzerine memleketi yerine İstanbul'da toprağa verilecek.
Neden sevildiğini anlatmıştı
Verdiği bir röportajda öğrencileri tarafından çok sevilmesini ise Turgut şöyle anlatmıştı:" Okulda satranç oynamaya izin verilmediği için öğrencilerin sıranın altından gizlice satranç oynadığını görmüştüm. Satrancı sıranın altından çıkardık ve birlikte oynadık. Çocuklar çok iyi oynuyordu. Ardından o yılın sonunda turnuva düzenledim ve satranç takımı kurdum. Çok başarılı oldular. Her zaman ilk üçe girdiler. Yine 7-8 yıl önce iki ders üst üste işleyecektik. Bir öğrencim ‘Hocam bizi erken bırakın' dedi. ‘Tamam ama beni sayı oyununda yenerseniz' dedim. Okulun ‘Akıl Oyunları' takımında Okan var. ‘Okan sizi yener, biz de gideriz' dediler. Bütün sınıf Okan'ın arkasında. Okan beni yenmeye çalışıyor. Tabi yenemedi ama ben yine de gönderdim. Okuldaki otoriter havayı kaldırmıştık. Mesela öğlen arasında 20-30 kişi topluca Eminönü'ne pide yemeye gidiyorduk. Ya da ‘Haydi kuru fasülyeciye' diyorduk,Süleymaniye'ye iniyorduk. Özetle çocukları çok yormayan, sıkmayan, aşırı saygının yerine sevgiyi koyan bir tarzı geliştirerek derslere adaptelerini de sağlamıştık."