22.07.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
Terör örgütü DHKP - C’nin lideri Dursun Karataş’ın Atina’da bulunduğu, Yunan güvenlik güçlerinin operasyonlarıyla bir anda çözülen terör örgütü 17 Kasım’la da yakın işbirliği içinde bulunduğu ileri sürüldü.
Ciddiyetiyle tanınan To Vima gazetesinin haberine göre, yılın önemli bölümünü Atina’da geçiren Karataş, 17 Kasım’la ilgili operasyonlar sırasında yine Yunanistan’ın başkentindeydi. Gazete, son zamanlarda Avrupa güvenlik ve istihbarat birimlerinin, eski adı Dev - Sol olan DHKP - C’nin lider takımının Yunanistan’a taşınma hazırlığı içinde olduğuna dair bilgiler ulaştırdığını dile getirdi.
Haberinde DHKP - C yerine sürekli Dev - Sol’u kullanan To Vima, bu örgütün Yunan terör örgütleri ve PKK ile ilişkileri hakkında Atina’da bugüne kadar duyulmamış bir dizi iddia da ortaya attı.
Dev-Sol’la işbirliği
Haberde, 17 Kasım’ın liderlerinden olan ve geçtiğimiz günlerde yakalanan Aleksandros Yiotopulos’un Türkiye’deki yasadışı örgütlerle ilk teması 1989’da Viyana’da gerçekleştirdiği vurgulanarak şöyle denildi:
"Yiotopulos, 1989’da Viyana’daki Türk ve Kürt örgütlerinin temsilcilerine yaklaşarak, hedefler ve operasyonlar için işbirliği teklifinde bulundu. Yiotopulos o zaman temsilcilere, ‘İsteğinize bağlı olarak bir, iki veya üç hedefi üstleniriz’ dedi. Türk ve Kürt örgütlerinin önemli bölümü, bunun Yunan İstihbarat Teşkilatı’nın (EYP) tezgahı olacağını söyleyerek, işin üzerine gitmedi. Yiotopulos’u tanıyan bazı Türk vatandaşları var. Yunan güvenlik yetkilileri, o dönemde 17 Kasım ve İhtilalci Halk Mücadelesi (ELA) örgütlerinin Dev - Sol için özellikle ısrar ettikleri görüşünde."
Haberinde, 12 Eylül sonrası Yunanistan’a gelen Dev - Sol üyelerinin Yunan güvenlik makamları tarafından yakından takip edildiğini, Lavrion kampında Dev - Sol ile PKK arasındaki çekişmenin dayak ve bıçaklama olaylarına kadar vardığını, aynı dönemde Dev - Sol’un, Yunanistan’da silahlı mücadele yanlısı "Devlete Karşı Mücadele" ve ELA ile ilişki kurduğunu yazan To Vima, bu örgütün 17 Kasım’la işbirliğinin boyutları hakkında Yunan emniyet birimlerinin elinde güvenilir bilgiler bulunmadığını da belirtti.
"Mitso"nun rolü
Dev - Sol’un Yunan örgütleriyle ilk temaslarında, 17 Kasım’ın önemli bir adamı sayılan ve aranmakta olan Dimitrios Kufodinas’ın önemli rol oynadığını da yazan To Vima, Kufodinas’ın bu rolü 1990’ların ortalarına kadar sürdürdüğünü, dolayısıyla Yunan güvenlik birimlerinin, Kufodinas’ın yakalanmasının 1991’deki Çetin Görgü ve 1994’teki Ömer Haluk Sipahioğlu cinayetlerinin aydınlanmasına büyük ölçüde yardımcı olacağına inandıklarını kaydetti.
Sipahioğlu cinayetinin, PKK’nın Kıbrıs Rum Kesimi’ndeki destekçisi Theofilos Yeorgiadis’in öldürülmesine misilleme olduğunu ileri süren gazete "Mitso adı (Dimitrios Kufodinas’ın kısaltılmışı), aşırı soldaki Türk ve Kürt örgütlerinin üyeleri tarafından da biliniyor" ifadesini kullandı.
Üyeler Yunanistan’da
Dev - Sol’un 1988’den sonra PKK’ya karşı tavrını değiştirdiğini de kaydeden gazete, Fransız istihbarat birimlerine göre, 90’ların başlarında, Atina’ya gelen Dev - Sol üyelerinin "Action Directe" (Doğrudan Eylem) adlı Fransız örgütün misafiri olarak Fransa’ya gittiklerini, burada, "Remi" adıyla anılan ve 1990 öncesi PKK üyelerini eğiten bir kişi tarfından eğitildiklerini yazdı.
Yabancı güvenlik birimlerinin, 17 Kasım ile Dev - Sol’un ilişkisinde bazı Kıbrıslı Rumlar’ın da karışmış olabileceğine ihtimal verdiklerini kaydeden To Vima, "Dev - Sol, son yıllarda Belçika’daki merkezini Yunanistan’a nakletmeye çalışıyor. Bu örgütün Kuzey Yunanistan’da faaliyetleri özellikle önemli. Örgütün Yunanistan’da EYP’ye göre 100, MİT’e göre 250 üyesi bulunuyor" dedi.
Yatları bile var
Gazete, Tasos Telloglu imzalı haberinde şu ilginç iddiada da bulundu:
"Yunan istihbarat birimlerinin raporlarına göre, Dev - Sol’un üyeleri 80’li yılların sonlarında uyuşturucu kaçakçılığından kazandıkları paralarla lokanta ve dükkanlara yatırım yaptılar. Ayrıca bir yat satın aldılar. Takma adı ‘Necdet’ olan örgütün bir üyesi de bu faaliyetler yüzünden yakalandı ve hala Patras cezaevinde yatıyor."
Türk polisi, 1985’te Rafina kasabasındaki liman müdürlüğünden "Devlete Karşı Mücadele" örgütü tarafından çalındığı sanılan silahlardan ikisinin de Dev - Sol’un elinde bulunduğunu iddia ediyor.
DHKP - C’nin kurucusu ve elebaşısı Dursun Karataş, Dev - Sol içinde "Dayı" lakabıyla tanınıyordu. Karataş, son anda kurtulmaktaki başarısı ve dış görüntüsünü değiştirme kabiliyeti nedeniyle ünlü Çakal Carlos’tan esinlenerek "Carlos" olarak da ün yaptı.
1953’de Elazığ’ın Cevizdere köyünde dünyaya gelen Karataş, Dev - Yol’un İstanbul kanadında görev yapıyordu. İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi’nde okuyan Karataş, bir süre sonra okulu terk etti. İstanbul’daki Dev - Yol’lu yıllarında Paşa Güven ve Hüseyin Solgun’la birlikte olan Karataş, 1978’de Dev - Yol’u pasiflikle suçlayarak Dev - Sol’u kurdu. Karataş’ın 37 kişinin ölüm emrini verdiği ancak hiçbir zaman tetik çekmediği öne sürülüyor. 12 Eylül sonrasında sahte kimlikle bir reklam ajansında çalışırken yakalanan Karataş, Dev - Sol ana davasının bir numaralı sanığı olarak yargılandı.
Metris Cezaevi’nden 29 tutuklu ve hükümlünün firar etmesi üzerine, Bayrampaşa Cezaevi’ne gönderildi. 29 Ekim 1989’da örgütün önde gelen isimlerinden Bedri Yağan’la Bayrampaşa Cezaevi’nden firar etti. Kısa süre Türkiye’de saklanan Karataş, gizlice Almanya’ya gitti. 12 Eylül 1994’te Fransa’da yakalanarak cezaevine konan Karataş, 4 ay sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. Ortadan kaybolan Karataş’ın bağırsak kanserine yakalandığı ve tedavi gördüğü de iddia edildi.