29.08.2022 - 09:22 | Son Güncellenme:
İHA
23 antik kent ve ören yeri ile ülkenin en zengin arkeolojik değere sahip illerinden olan Aydın’da yüzey araştırmaları ve kazı çalışmaları aralıksız devam ediyor. Aydın’ın tarihinin gün yüzüne çıkarılması için yürütülen arkeolojik kazı çalışmalarında arkeologlar da titiz çalışmaları ile her geçen gün önemli keşiflere imza atmaya devam ederken 2 bin 600 yıldır ayakta duran Apollon Tapınağı ise hem hikayesi hem de görkemli yapısı ile ziyaretçilerini selamlıyor.
Günümüze kadar korunarak gelen Apollon Tapınağı, her yıl binlerce yerli yabancı turiste kapılarını açarken, Aydın’ın tanıtımına da önemli katkı sağlıyor.
“KUTSAL SUYUN YERİ TESPİT EDİLEMEDİ”
Efes'teki Artemis Tapınağı ve Sisam Adası'ndaki Heraion Tapınağı'ndan sonra dünyanın en büyük üçüncü tapınağı olma özelliğine de sahip olan Apollon Tapınağı, antik bir kehanet merkezi olarak da biliniyor. Milattan Önce (M.Ö.) 8. yüzyılda İyonyalılar tarafından inşa edilen tapınağın, Yunan mitolojisindeki Tanrı Kral Zeus'un oğlu Apollon'a adandığı düşünülüyor.
Antik çağın en iyi korunmuş tapınaklarından Didyma Apollon Tapınağı, 1906-1913 yılları arasında tamamen gün ışığına çıkarılmasının ardından kısmen ayağa kaldırılarak ziyarete açılırken, tapınağın kehanet merkezi olarak değerlendirilmesi merkezi avlu içinde bulunan ve yeri tespit edilemeyen kutsal su kaynağı ile naiskos adındaki küçük bir tapınağın bulunmasına dayandırılıyor.
“TAPINAĞIN KORUYUCUSU MEDUSA”
Doğal güzelliğinin yanı sıra hikayesiyle de dikkatleri üzerine çeken Apollon Tapınağı’nın ise Yunan mitolojisinde yılan saçları olan, korkunç yüzlü ve kendisine bakanları taşa çeviren Medusa tarafından korunduğuna inanılmaktadır.