02.09.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Dilan Özdemir - Nergis Fırtına
29 Ağustos’ta hayata veda eden yazın ustası Vedat Türkali’nin naaşı, önceki gün hayatını kaybettiği Yalova’da düzenlenen tören sonrası dün İstanbul’a getirildi. Teşvikiye Camii’ne Türkali’yi son yolculuğuna uğurlamak için okurları, öğrenciler, siyasetçiler, yazarlar ve senaryolarından çekilen filmlerinde rol alan oyuncular geldi.
Aile adına taziyeleri Vedat Türkali’nin kızı oyuncu ve yazar Deniz Türkali, oğlu Barış Pirhasan, müzisyen torunu Zeynep Casalini kabul ettiler. Ufuk Uras ve Akın Birdal da aile üyelerinin yanında durarak onlara destek verdiler.
İstanbul’un çeşitli semtlerinden kaldırılan otobüslerle Teşvikiye Camisi’ne gelen Türkali’nin okurları ellerinde, onun şiirlerinden bölümlerin olduğu pankartları taşıdılar. Yanlarında Türkali’nin kitaplarını getiren okurları cenaze namazı kılınana dek kitapları havaya kaldırdılar.
‘Mücadeleci bir dosttu’
Cenaze törenine katılan Türkali’nin dostu Eşber Yağmurdereli, “Vedat Ağabeyi’nin neredeyse 100 yıllık bir ömrü oldu. Hayatını insanlık ideallerine adamış bir insandı. İyi bir yazar, iyi bir komünist, mücadeleci ve iyi bir dosttu. Bir insanda olması gereken bütün özellikler onda vardı” dedi ve ekledi: “Türkiye toplumu mücadeleci bir evladını kaybetti biz de iyi bir dostumuzu kaybettik. Her zaman arayacağız.”
Sanatçı Bedri Baykam ise “Ulu çınar” dediği yazar ile ilgili olarak, “Toplumların tarihini ve vicdanlarını taşıyan; yazın, düşünce ve siyaset dünyasının ulu çınarları vardır. Vedat Türkali de bunlardan biriydi. Arkasında çok büyük izlerle birlikte, büyük dostluklar ve ilkeli bir yaşam bıraktı. Eserleriyle ölümsüz olması bir açıdan bizlere teselli oluyor” dedi.
Yazarın kızı Deniz Türkali’nin arkadaşı olan Hülya Koçyiğit ise şu cümleleri kurdu: “Türk edebiyatına katkıda bulunmuş, eserler vermiş dev bir sanatçıydı... Onu saygıyla anıyoruz. Beraber çalışmadık, fakat dostluğumuz vardı.”
‘Tutarlı ve üretkendi’
Vedat Türkali’nin çocukluk arkadaşı tiyatro sanatçısı Can Kolukısa da “Çocukluğumuzdan bu yana birlikteydik. Onun ilk ve son tiyatro oyununu 1971’de Halk Oyuncuları’nda biz oynadık” dedi ve ekledi: “Ama onunla birlikteliğimiz son birkaç senesine kadar hiç bitmedi.”
Oyuncu Ahmet Mümtaz Taylan ise “Bir ömür boyu tutarlılığı ve üretkenliğiyle, kararlılığıyla tanıdık; sevdik ve örnek aldık. Tesellimiz bize bıraktığı eserlerdir. Onları okumaya ve evlatlarımıza okutmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Yeşilçam’ın önemli senaristlerinden Sefa Önal şöyle konuştu: “Daha önceden yönetmeniyle, oyuncusuyla, tiyatro yapanların sinemasıydı bizim sinemamız. Bizim sinemamıza çok katkı sağlayan güzel bir adamdı. Sağlam bir kültürden
geliyordu. Yaşamı ve insan ilişkilerini çok iyi biliyordu. Sonra ona sinema dar geldi ve romana döndü. Sinemadaki başarısını da geçecek şekilde romanlar yazdı. Kendisi belki gitti ama eserleri yaşayacak.”
Teşvikiye Camisi’nde kılınan öğle namazının ardından alkışlar eşliğinde omuzlarda taşınan Türkali’nin naaşı Zincirlikuyu Mezarlığı’na götürülmek üzere yola çıktığı sırada törene katılanlar da yürüyerek cenaze aracına eşlik etmek istedi. Polis topluluğa müdahale etti fakat daha sonra topluluğun Zincirlikuyu Mezarlığı’na kadar araca eşlik etmesine izin verdi. Türkali’nin naaşı eşi Merih Pirhasan’ın yanına defnedildi.