05.04.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
Gökhan Karakaş / İSTANBUL - Akdeniz ’de katıldığı NATO tatbikatından dönerken 4 Nisan 1953 günü İsveç bayraklı yük gemisi Naboland ile çarpışarak batan TCG Dumlupınar denizaltısı 69 yıl sonra anılıyor. Türk denizaltıcılık tarihinin en büyük faciası TCG Dumlupınar için yazılan kitaplara yenisi eklendi. Yakın dönem edebiyata sıklıkla konu olan denizaltının unutulmaması için ‘Denizin Gözyaşları-Dumlupınar’ adlı romanı yazan Arif Soysal, kıç torpido dairesinde mahsur kalan 22 denizaltıcı askerin yaşama veda edişini anlatıyor. Soysal, “86 kişiden sadece 5 kişinin kurtulduğu kazanın edebiyatta ve sinemada daha fazla işlenmesi gerekiyor. Çünkü, denizaltıcılık tarihimizin en trajik olayından dersler çıkarmalıyız” ifadelerini kullandı.
‘Anlamaya çalıştım’
Nisan 1953 günü Akdeniz’deki tatbikattan dönüşü sırasında Çanakkale Boğazı’nın Nara Burnu açıklarında 81 denizciyle birlikte 85 metre derinliğe gömülen TCG Dumlupınar için yazılan kitaplardan birine de Arif Soysal imza attı. Denizaltının batmasından 4 yıl sonra doğmasına rağmen Dumlupınar’ın hikayeleriyle büyüyen Soysal, ‘Denizin Gözyaşları-Dumlupınar’ romanında, duyduklarından hareketle Ömer isimli bir askerin nasıl şehit olduğunu anlatıyor.
Doğup büyüdüğü İstanbul’daki evinde Dumlupınar’da şepit olan akrabası Er Ömer Yalçın’ın çok sık anlatıldığını belirten Soysal, “Akrabamız Ömer ağabeyi gözümde canlandırdım. Hiç tanımamama rağmen denizaltıyla birlikte derinlere giderken hissettiklerini anlamaya çalıştım. 81 denizaltıcıyı anlamak için akrabalık ilişkisine ihtiyaç yok. Çünkü geride bıraktıklarına söyleyebilecekleri tek söz ‘Seni Seviyorum, Unutma Beni’ olacaktır. Ömer ağabeyi gözümde canlandırdıkça roman ortaya çıktı” dedi.
81 kişinin hayatını kaybetmesinin üzerinden 50 yıl geçtikten sonra 30 Mart 2003 günü profesyonel dalgıç Enes Ediz’in 85 metredeki denizaltıya indirdiği ‘Vatan Size Minnettardır’ plaketinin kendisine ilham verdiğini belirten Soysal, “Kendimi kıç torpido dairesinde sıkışan ve kurtarılmayı bekleyen 22 askerimizin yerine koydum. Gözlerimi kapattım ve Er Ömer ağabeyimle birlikte orada olduğumu düşündüm” dedi.
Tiyatrolarda sahnelendi ama sinema filmi yok
86 kişiden sadece 5 kişi kurtulduğu facianın; bilirkişi raporları, mahkeme tutanakları, kazadan sonra yapılan teknik hamleleri, kurtarma çalışmalarını okuduğunu belirten Soysal, “Edebiyatta az da olsa ele alınan bu olay ne yazık ki sinema alanında anlatılmıyor. Sinema filminin çekilmesi istendi ama sonuç alınamadı. Osman Genç, Dumlupınar’ın anlatıldığı tiyatro oyununu sahnelere kazandırarak büyük iş yaptı. Son sözleri ‘Vatan Sağolsun’ olan bu kahramanların bir sinema filmiyle anlatılması için çabalamalıyız” dedi.