GündemDerin dondurucuda cesedi bulunan bebeğin ölümüyle iligili kan donduran ifadeler

Derin dondurucuda cesedi bulunan bebeğin ölümüyle iligili kan donduran ifadeler

09.06.2023 - 16:22 | Son Güncellenme:

Gaziantep’te darp edilerek öldürüldüğü tespit edilen ve cesedi derin dondurucuda bulunan 3 yaşındaki Lina Nazlı Erbay’ın katil zanlıları ilk defa hakim karşısına çıktı.

Derin dondurucuda cesedi bulunan bebeğin ölümüyle iligili kan donduran ifadeler

Bir televizyon programına Gaziantep'ten katılan M.İ., kayıp 2 çocuğu için yardım istedi. Ailenin verdiği bilgiler üzerine harekete geçen Gaziantep polisi bir iş yerinde yaptığı aramada kaybolan 3 yaşındaki Lina Nazlı Erbay’ın cesedini derin dondurucuda buldu.

Haberin Devamı

Olaya ilişkin ilişkin 2 tutuklu sanığın yargılandığı davada ilk duruşma bugün Gaziantep 1. Ağır Ceza Mahkemesindeki görüldü. Duruşmaya tutuklu sanıklar Mehmet Aksu ve Muhabbet Toz, SEGBİS ile katıldı. Duruşma salonunda anne Melisa Erbay, baba Abdurrahman Erbay, Gaziantep Barosu avukatları, Gaziantep Barosu İnsan Hakları Merkezi ve Türkiye Barolar Birliği avukatları, Gaziantep Barosu Kadın Hakları Komisyonu, UCİM, ÇODEM avukatları ve diğer yakınları yer aldı.

“MELİSA ÇOCUĞU SERT BİR ŞEKİLDE SARSTI, KAFASINI ÇARPTI, DAHA SONRA ÇOCUK BAYILDI”

Lina Nazlı hasta olduğu için yemek yemekte zorlandığını ve anne Melisa Erbay'ın bebeğe yemek yedirirken şiddet uyguladığını ifade eden sanık Muhabbet Toz, “Üstüme atılan suçlamayı kabul etmiyorum. Ben öldürmedim. Çocuk hastaydı. Melisa beni aradı eşiyle tartıştığını benimle konuşmak ve kalmak istediğini söyledi. İki çocuğuyla birlikte benim evime geldi sonra akşamları fuhuş yapmaya başladı, daha sonra fuhuş yaptığını anladım, oturduğum ev iş yerime uzak olduğu için iş yerimi değiştirdim. Melisa ve çocukları benim önceki evimde kaldı. 2022 yılı ortalarına doğru Melisa beni aradı çocuğunun düştüğünü söyledi, hastaneye gittik, iç kanama olduğunu söyledi doktorlar. Çocuk hastaydı ama annesinin imzasıyla çıkardık evlerine gittik beraber kaldık. Melisa sürekli gidip gelmeleri devam ediyordu, akşamları arkadaşlarıyla buluşma bahanesiyle çıkıyordu. Lina Nazlı hasta olduğu için yemek yemekte zorlanıyordu, Lina Nazlı'ya yemek yedirirken çocuğa şiddet uyguluyordu. Doktorlar çocuğun sarsılmaması gerektiğini söyledi buna rağmen sarsıyordu, ben de evde olduğum için bunlara şahit oldum. Psikolojik sıkıntıları vardı, gittikçe kötü hale geldi" dedi.

Haberin Devamı

"ÇOCUĞU ÜÇÜMÜZ BİRLİKTE GÖTÜRDÜK VE BUZDOLABINA KOYDUK"

Sanık Muhabbet Toz, "Yine evde olduğum bir gün Melisa çocuğu sert bir şekilde sarstı ve çocuk yere düştü. Kafasını çarptı, daha sonra çocuk bayıldı. O sırada Mehmet Aksu’yu aradık. Mehmet Aksu geldi, korktuğumuz için çocuğu hastaneye götürmedik. Mehmet Aksu çocuğa kalp masajı yapmaya başladı. Mehmet Aksu bu böyle olmaz çocuğu bir yere saklamamız gerektiğini söyledi. Melisa bize bu aşamada herhangi bir şey yapmayın demedi. Yarım saat evde bu şekilde oturduk. Daha sonra Mehmet Aksu bebeği buzdolabına koymamız gerektiğini söyledi. Mehmet ve bana ait olan iş yeri ancak Mehmet'in adına icra olduğu için benim adıma kayıtlı. İş yerinin arka mutfak kısmına Mehmet Aksu buzdolabı aldı. Üçümüz birlikte götürdük ve çocuğu buzdolabına koyduktan sonra anahtarı bir süre Mehmet'in arabasında kaldı. Bu süreçten sonra Melisa bizden uzaklaştı. Mehmet ile ilişkileri olduğunu öğrendim. Melisa’nın Mehmet’e karşı bir ilgisi vardı. Evlerimiz ayrıydı ancak yine de Melisa ile görüşüyorduk. Aramız bozulduktan sonra Melisa Müge Anlı'ya çıkıp çocuklarının kayıp olduğunu söyledi. Melisa zaten çocuklarıyla ilgilenen biri değildi. Melisa’yı hiç bir şekilde fuhşa teşvik etmedik, para istemedi. Annesi babası arkasına düşmesin diye karakola gidip iyi olduğuna dair dilekçe verdi. Ben olay anında Melisa’nın çocuğu sarsıp yere düşürdüğünü gördüm. Mehmet çocuğu severken biraz sert severdi, o yüzden ısırık izleri çıkmış olabilir.” dedi.

Haberin Devamı

Derin dondurucuda cesedi bulunan bebeğin ölümüyle iligili kan donduran ifadeler

“GAMZE'YLE YANİ MUHABBET İLE ARAMIZDA YASAK AŞK VARDI”

Haberin Devamı

Olayın olduğu gün dışarıda çalıştığını ve telefonunun çaldığını ardından Gamze’nin arayıp 'çocuğun düştüğünü ve kötü olduğunu' söyledi ve hemen eve gittiğini söyleyen sanık Mehmet Aksu, “Bugün Lina Nazlı için adalet istiyoruz. Ben Melisa’yı tanımıyorum. Kendisi Gamze yani Muhabbet Toz ile çocukluk arkadaşı. Çocuklarını Muhabbet'in evine bırakmaya gelmişti, eşinin adını Can olarak biliyordum, isminin Abdurrahman olduğunu bilmiyordum. Aynı gün sevgilisiyle buluşmaya gitti. Ben kendisine sorduğumda 'bu benim hayatım kimse karışamaz' dedi. Ondan sonra uzun bir süre Melisa ile görüşmedik. Birgün Muhabbet beni aradı. Melisa’nın kötü olduğunu, eşinin evi terk ettiğini ve Melisa bundan bir hafta önce çocuklarıyla Gamze'nin evinde birlikte kalmaya geldiler. Beni aradılar yardım istediler. Hatta ben götürdüm. Evliyim ve 3 tane çocuğum var. Gamzeyle yani Muhabbet ile aramızda yasak aşk vardı. 25 Aralık Devlet Hastanesi'ne gittiğimiz gün olaya tesadüfen gittim. Çocuğun düşme anını görmedim. Hastanede polis memurları ifademi aldılar. Olaydan, 1-2 saat sonra Melisa ve Gamze geldi, polisler ifadelerini aldılar. Doktorlar çocuğu özel bir hastaneye sevk etti. Çocuğun beyninde boşluk olduğu söylendi. Doktorlar test yapacaklarını söyledi ama anne kabul etmedi. Olayın olduğu gün ben dışarıda çalışıyordum. Gamze şok geçirmişti eve gittiğimde Melisa orada değildi. Lina Nazlı TV odasında hareketsiz bir şekilde yatıyordu. Suni teneffüs ve kalp masajı yapmaya başladım. Gamze'ye ambulans ve polisi araması için bağırdım” dedi.

Haberin Devamı

Sanık Aksu, “Ne yapacağımızı o an bilemedik. Gamze 'gel çocuğu yakalım ancak bu şekilde kurtulabiliriz' dedi. Ben de bunu yapamayacağımı söyledim. Ben vicdani olarak yapamazdım. Benim de 3 tane çocuğum var. Polisten korktuğumuz için polisi aramadık. 'Gömelim ya da buzdolabına koyalım' dedim. Çocuğu eve bırakıp, buzluk almaya gittik.  Ben ve Gamze çocuğu alıp dolaba koyduk yanımızda başka kimse yoktu. Ayrıca yanımıza kilit alıp, kilitledik. Benim Lina’nın ölümüne herhangi bir dahilim yoktur. Aksine kurtarmaya çalıştım ancak gittiğimde vefat etmişti. Ben çocuğu hiçbir şekilde ısırmadım. Hiçbir şekilde sigara söndürmedim, benim de çocuğum var, o şekilde bir eylemim olmadı. Kesinlikle kendisini fuhşa teşvik etmedim. Ama kendisi benden hoşlandığını başka ile gitmemiz söylüyordu ama ben kabul etmedim” diye konuştu.

Derin dondurucuda cesedi bulunan bebeğin ölümüyle iligili kan donduran ifadeler

“ÇOCUKLARI GÖSTER DEDİM HER ZAMAN UYUYOR DİYORDU”

Baba Abdurrahman Erbay, “Melisa ile 2018 yılında evlendik. 2019 ve 2021 yıllarında iki çocuğumuz oldu. Sonra anlaşamadık aramız bozuldu. Bir dönem ben evden ayrıldım daha sonra birleştik. Melisa kabul etmedi ben evi terk ettim. Daha sonra zaman zaman görüşüyorduk, kendisi birleşmeyi kabul etmedi. Tamamen görüşmeyi bıraktık. Aramaya ve ulaşmaya çalışsam da sonuç bulamadım. Resmen, boşandıktan 3 hafta sonra Melisa sosyal medyadan yazdı. Çocukları göster dedim her zaman 'uyuyor' diyordu. Yayına çıkmadan bir hafta önce bana fuhuş yapıldığını söyledi. Kendisiyle konuştuğumuzda Muhabbet Toz ve Mehmet Aksu kendisine fuhuş yaptırdıklarını söyledi. Kendisini aldım karakolda ifade için karakola götürdüm, ardından sığınma evine ve yayına çıktık. Ve çocuğun ölüm haberini aldık. Ceyda’yı geri aldık ve şu an çocuk annemde kalıyor sanıklardan da şikayetçiyim" ifadelerini kullandı.

“SES TONUMUZ BENZEDİĞİ İÇİN MÜŞTERİLERLE O KONUŞUYORDU”

Tehdit edilen ve zorla fuhşa zorlanan anne Melisa Erbay, “Çocuklarla bir süre onda kaldım bir ay sonra eve dönmek istedim ancak Mehmet Aksu bana bağırarak 'gidemezsin' dedi. Bana fuhuş teklif etti kabul etmeyince taciz etmeye kalktı. Sonrasında Gamze beni aradı ve 'bu işi yapacaksın, yoksa  çocuklarını göremezsin' dedi. Zaten Gamze'yle ses tonumuz benzediği için müşterilerle o konuşuyordu. Mehmet'in bir adamı kapının önünde adam diktim. Ardından eve polis baskın oldu polis memurlarına da zorla tutulduğumu söylemiştim” dedi.

“BANA CİNSEL GÜCÜ ARTIRAN HAP VERİYORLARDI”

Erbay sözlerini şöyle sürdürdü: “Benim yanımda da sevecen davranıyorlardı. Lina ilk düştüğü zaman da beni başka bir evde çalıştırıyordur. Gamze  yanıma geld; 'çocuk koltuktan düştü boğazına cips kaçtı, Mehmet de onu hastaneye götürdü' dedi. Birlikte hastaneye gittik, gidince çocuğa ne oldu diye bağırıp çağırdım. Polisler 'anneye verelim mi?' dediği zaman Mehmet beni tehdit etti. Ben çocuğu hastaneden çıkaralım demedim. Beni tehdit ettikleri için çocuğumu çıkarmak zorunda kaldım. Ben başhekim ile konuşmak istedim 'çocuğun bir şeyi yok ben buraya para döktüm ve sende çalışarak bu parayı ödeyeceksin' dedi. Bu süreçte çalışmaya devam ettim. 1 ay geçiyordu öyle çocukları gösteriyorlardı. Her iki çocuğun vücudunda morluklar vardı, her sorduğumda soğuktan dolayı olduğunu söylediler ve benim yanımda da sevecen davranıyorlardı. Ben çocukları istediğimde 'çocukların sağlığını istiyorsan çalışacaksın' diyorlardı. Bana cinsel gücü artıran hap veriyorlardı. Mehmet evleri tutuyordu, Gamze de müşterilerle konuşuyordu. Çocukları bana göstermemeye başladılar. Gamze'ye çoğu kez yalvardım ve para verdim çocukları göstermediler. Daha sonra sosyal medya hesabımdan eşime yazdım, hem karakolda şikayetçi olduk hem de  programa konuk olduk. Ben Gamze'nin evine gittikten 2 ay sonra telefonumu aldılar. Gamze duşa girdiği zaman da telefonuyla eşimle iletişime geçtik. Ben kızım Lina vefat ettiğinde olay yerinde değildim. Programa çıkmadan önce kızımın vefatından haberim yoktu. Çocukların bulunmasından iki ay önce sorduğumda çocukları yurda verdiklerinin söylediler. Şu an eşimle ayrıyım kızım babasında kalıyor. Her iki sanıktan da şikayetçiyim” ifadelerini kullandı.

Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıkların tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 19 Eylül’e erteledi.