24.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
TÜRKER KARAPINAR Ankara
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, müebbet hapse mahkûm edildikten sonra hayatlarını kaybeden 12 Eylül darbesinin generalleri Kenan Evren ve Ali Tahsin Şahinkaya hakkındaki davanın düşmesine hükmeden Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi kararının bozulmasını talep etti. Başsavcılık, düşme kararı verilmesinin sanıkların aleyhine olduğunu, bu nedenle davanın ortadan kaldırılmasını isterken, TSK’dan çıkarılmayan sanıkların mallarının mirasçılarınca kullanılması konusunda da eksik araştırma yapıldığına işaret etti.
İlginç ayrıntılar
Evren ve Şahinkaya, Ankara 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce yargılanmış ve 12 Eylül darbesine teşebbüs ettikleri iddiasıyla müebbet hapse mahkûm edilmişlerdi.
Karar, temyiz sürecindeyken sanıklar hayata veda etmiş, Yargıtay davanın ölüm sebebiyle bitirilmesine karar vermişti. Yerel mahkeme, sanıklar hakkındaki davaları ölüm nedeniyle düşürürken, mallarıyla ilgili müsadere kararı verilmesi talebini de reddetmişti. Kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan tebliğnamede ilginç ayrıntılar yer aldı. Tebliğnamede başsavcılığın, basında yazılanların aksine sanıkların TSK’dan çıkarılmalarını istemediği, lehe kanun ve müsadere konusunda yasaya aykırılıklardan dolayı bozma kararı verilmesini talep ettiği anlaşıldı.
Müsadere kararı
Tebliğnamede mahkemenin, sanıkların ölümünden sonra yeni TCK’ya göre düşme kararı verdiği ancak lehe kanun düzenlemesinin eski TCK olduğu ve düşme değil, ortadan kaldırma kararı vermesi gerektiğine işaret edildi. Tebliğnamede mahkemenin, müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler yönünden müsadere kararı verilmesine yer olmadığına karar verdiği, bu durumun ise zamanaşımı ve ölüme rağmen müsadereye tabi eşya ve maddi menfaatler yönünden davaya devam edilmesini öngören yasal düzenlemeye aykırı olduğu belirtildi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, tebliğnameye uyarsa, 12 Eylül davası tüm sonuçlarıyla birlikte ortadan kaldırılacak. Sanıkların hayattayken sahip oldukları malların da mirasçılarınca kullanılıp kullanılmadığının tespiti sonrasında müsadere edilip edilmeyeceklerine karar verilecek.
‘Rütbeleri sökülmeli’
Davanın müdahillerinden avukat Arif Ali Cangı, sanıkların TSK’dan çıkarılmaları gerektiğini savunurken, şunları söyledi:
“12 Eylül darbe davası ile, Türkiye ilk kez başarılı olmuş bir darbeyi yargılama, mahkûm etme fırsatı yakalamıştır. Fırsat heba edilmemelidir. Her ne kadar sanıklar öldükleri için haklarında hapis cezası verilemese de darbecilerin rütbelerini geri alınarak, 12 Eylül darbesinin mahkûmiyetine karar verilmelidir. Buna ilişkin yasal düzenleme ve yargısal uygulama mevcuttur. Rütbelerin sökülmesi, bundan doğan menfaatlerin mirasçılardan geri alınması, demokrasi dışı davranacak yöneticilere de ders niteliğinde olacaktır.
Aynı zamanda bu sayede 12 Eylül’ün insanlığa karşı suçlarının mahkûm edilmesinin yolu açılacaktır. Böylesine bir sonuç; her geçen gün demokrasiden uzaklaşıldığı, hukuk güvenliğinin yok edildiği OHAL düzeninin yaşandığı günümüzde geleceğe dair umut olacaktır.”