26.07.2023 - 07:00 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa çalışmasının Meclis’in 28. Dönemi’nde önceliklerinin başında geleceğini ifade ederek “Tuttuğumuz tüm sözler gibi bu idealimizi de hayata geçireceğimizden yürekten inanıyorum” dedi. Erdoğan, yargıya yöneltilen eleştirileri “Sosyal medyada cübbe giyip ahkam kesenler asla bizim referansımız olamaz” diye yanıtladı.
Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK) çatısı altında, meslek öncesi eğitimlerini tamamlayan ve mesleğe kabullerine karar verilen bin 102 adli yargı hâkim ve cumhuriyet savcısı adayı ile idari yargı hâkim adayının kura töreni dün Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleştirildi. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un da katıldığı törende Erdoğan özetle şunları söyledi:
ŞEHİT SAVCI KİRAZ’I ANDI: Kadınların, geçen dönem olduğu gibi, yine başarılarıyla en ön sıralarda yer almasından duyduğum mutluluğu belirtmek istiyorum. Şu an Türkiye sathında 15 bin 412’si cumhuriyet savcısı, 7 bin 409’u hâkim olmak üzere toplam 22 bin 821 hâkim ve savcı görev yapıyor. Törenimizle birlikte bu sayıyı 23 bin 923’e çıkarmış oluyoruz. Buradaki her bir adayımızı şehit Cumhuriyet Savcımız Mehmet Selim Kiraz’ın misyonunu taşımaya namzet olarak görüyorum.
ADALET KAPISI: Milletimizin gözünde adliye kapısını, adalet kapısı göstermek için ter döktük. Ülkemizin demokrasi ve hukuk devleti standartlarımızı daha da yükselttik. Merdiven altlarından, adalet dağıtılan kötü manzaralara son verdik. Yargı süreçlerini basitleştirdik, hızlandırdık. Yıllardır demokratikleşme adına dillendirilen ama bir türlü yapılamayan askeri yargıyı kaldırarak askeri suçların sivil mahkemelerde görülmesini yine biz sağladık.
LEKELENMEME HAKKI: Vatandaşlarımızın mesnetsiz ihbar ve şikayetler nedeniyle soruşturma geçirmemesi için lekelenmeme hakkını güçlendirdik. Birçok alanda yeni ihtisas alanı kurduk. Gelen talepler doğrultusunda hâkim ve savcılarımızın özlük haklarında iyileştirmeler yaptık.
EN BÜYÜK ENGEL: Türkiye’nin önündeki en büyük engel, darbe ürünü mevcut anayasadır. Yargı alanında 2002’den beri yürüttüğümüz zorlu mücadeleyi inşallah sivil, özgürlükçü ve kuşatıcı bir anayasa ile taçlandırmak istiyoruz. 28. Yasama Dönemi’nde önceliklerimizin en başında Meclisimizin de takdiri ile Türkiye’yi darbe anayasasından kurtarmak vardır. Tuttuğumuz tüm sözler gibi bu idealimizi de hayata geçireceğimizden yürekten inanıyorum.
BİZİ DE ŞEHİT EDECEKLERDİ: (17-25 Aralık ve 15 Temmuz sürecinde FETÖ) Yargı ve emniyet birimlerimize sızdırdıkları militanları üzerimize saldılar. Devletimizin en hassas kurumlarını hedef aldılar. Yargıyı bir amaç uğruna kullandılar. İki korumamı şehit ettiler, yakalayabilselerdi bizi de şehit edeceklerdi ama on binler bizi Yeşilköy’de karşıladı. Bay Bay Kemal tankların korumasında Bakırköy’de çayını içti. Orada FETÖ’cüler bizi yakalayıp şehitlerimizin içine bizi de koysalardı kendisi sanırım zil çalıp oynardı.
ASLOLAN İNSAN: Adalette de aslolan insan faktörüdür. Bu acı hakikate önce 17-25 Aralık teşebbüsünde, sonra 15 Temmuz’da şahit olduk. 17-25 Aralık’ın yargıya verdiği zarar, 15 Temmuz’un orduya verdiği zararla aynıdır. Adliye teşkilatımızın kendine gelmesi süre almıştır. 15 Temmuz dönüm noktası olmuştur. Darbe teşebbüsünün ilk anlarından itibaren yargı camiamız hemen harekete geçerek millete karşı sorumluluğunu yerine getirmiştir.
ÜÇ MESLEK: Öyle meslekler vardır ki kamu düzenini doğrudan etkilemesi sebebiyle çok daha özel konuma sahiptir. Hâkim, hekim, hakem olduğunu görürsünüz. Bu üç meslek grubunun mesuliyetlerini yerine getirmemesini toplumda infialde, devletin işleyişinde ciddi aksamalara sebebiyet verir.