21.12.2024 - 07:02 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan D-8 Liderler Zirvesi’ne katılmak üzere gittiği Mısır’dan dönerken uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, özetle şunları söyledi:
SURİYE’YE DESTEK OLUYORUZ: Suriye halkının herhangi bir yol kazasına mahal vermeden, geçiş sürecini suhuletle yönetmesine destek oluyoruz. Farklı etnik ve dini grupların yan yana sulh içinde yaşadığı ve komşuları için güven kaynağı olan bir Suriye’nin inşası en samimi arzumuzdur. Bunun için Suriye’nin bekasını tehdit eden DEAŞ, PKK ve türevlerinin kökünün kazınması gerekiyor. Ülkemizin güvenliğine de kasteden bu terör örgütlerinin başlarını kaldıramaması için sahada önleyici tedbir alıyoruz. Ümit ediyorum ki; önümüzdeki süreçte sahada yaşanacak gelişmeler, sıla hasreti çeken Suriyeli kardeşlerimizin gönüllü şekilde vatanlarına dönmelerine imkan tanıyacaktır.
PKK/YPG’NİN UMUTLARI BOŞA ÇIKTI: (“ABD, PYD/YPG’yi süre dolunca kendi başına bırakmak zorunda kalacak” demiştiniz. Bu süre doldu mu?) PKK/YPG’nin umutları boşa çıktı. Esed’in beklentileri farklıydı, ama bunlar tecelli etmedi. Yeni bir tablo ortaya çıktı. Esed’in şu anda Rusya’da olması, olayın ne kadar manidar geliştiğinin ispatı. Bundan sonraki süreçte Suriye’deki kardeşlerimiz, gelecekleri ile ilgili kararları kendileri verecek. Bizler de onlara devlet yapılanmasının nasıl olması gerektiği hususunda yardımcı olmaya çalışacağız. Bizim tecrübelerimiz oraya nasıl aktarılabilir, yeni bir toplumsal sözleşme çerçevesinde bir devlet nasıl ayağa kaldırılabilir, bu konularda Suriye yönetimine yardım edeceğiz.
YENİ YÖNETİMLE İLETİŞİM: Bir devleti ayağa kaldırırken en önemli adımlardan bir tanesi anayasanın inşasıdır. Bu konuda biz, başta Sayın Colani olmak üzere yeni Suriye yönetiminde yer alan isimlerle iletişimi başlatmış durumdayız. MİT Başkanımızı gönderdik. Dışişleri Bakanımız konunun bütün muhataplarıyla başından itibaren diyalog halinde. Biz Suriye’de mevcut terör örgütlerinin etkisiz hale getirilme zamanının geldiğini de göstereceğiz. Bize sınırlarımızın güneyinden herhangi bir tehdidin bundan sonra gelmemesi için bunu yapacağız.
TERÖRÜN YARINI OLMAYACAK: Terör örgütünün tek amacı hizmet ettikleri odaklara yaranmak olduğu için, yalnız kalmaya mahkumlar. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle… Ancak yarınları olmayacak. Terör örgütü için yolun sonu görünüyor. Yıllarca bölgemizdeki halklara kan kusturdular. Bölgenin geleceğinde teröristlere yer yok. Özellikle PKK terör örgütü ve uzantılarının raf ömrü tükenmiştir. Suriye’de sağlanacak güven ortamı, terör örgütlerinin militan teminini de engelleyecektir. Bundan sonra bölgemizde barış ve huzurun tesisi için yollar açıktır.
TRUMP GÖRÜŞMESİ ÖNEMLİ: Ülkemizdeki bazı siyasi partiler, Suriye ile ilişkiler noktasında yakın zamana kadar farklı açıklamalar yapıyorlardı. Şu anda herhalde aynı şeyleri söyleme durumunda değiller. Onların da bütün umutları suya düştü. Suriye, bu yeni oluşumla hakikaten istikrarlı bir yapı kurduğu takdirde, İslam dünyasında bana göre çok güçlü bir yer alacaktır. Sayın Trump’ın görevi devralmasıyla birlikte yapacağımız görüşmeler çok önemli. Ruslar Suriye’deki büyükelçilik ve başkonsolosluklarını kapatmayı düşünmediklerini söylüyorlar. Beni en çok sevindiren şeylerden bir tanesi de gerek İslam Dünyası gerekse Batıdan birçok ülkenin artık Sayın Colani ile irtibatlarını geliştiriyor olmasıdır. Bunlar da bir yerde yeni yönetime güvenin işaretidir.
DÖNÜM NOKTASI OLABİLİR: (Suriye diplomasisini yürütürken “toprak bütünlüğünün korunması” söylemine itiraz edenler oldu mu?) Olumsuz bir yaklaşım görmedim. Görüşmelerimiz, Suriye’nin geleceği, barış süreçleri ve uluslararası iş birliği açısından önemli bir dönüm noktası olabilir. Suriye’nin toprak bütünlüğünü korumanın yolu öncelikle terör örgütleri ile mücadeleden geçiyor. DEAŞ bahanesi ile PKK ve uzantılarına sahip çıkma anlayışında olanlar var. Bu yaklaşım yakın geçmişte Suriye’yi bölünmenin eşiğine getirdi. Biz en başından beri PKK ve uzantılarıyla da, DEAŞ unsurlarıyla da mücadele ettik, ediyoruz. Batılı ülkelerin caddelerinde, meydanlarında nasıl DEAŞ gösteri yapamıyorsa PKK ve uzantıları da yapamamalı. Yeni yönetimin oluşmasıyla inşallah Suriye-Türkiye ilişkilerini biz çok daha farklı bir yere taşıyacağız.
‘CHP Şam’daki dostlarını kaybetmenin şokunu atamadı’
Artuklu Kapalı Spor Salonunda AK Parti Mardin 8. Olağan İl Kongresine katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye konusu ve teröre bulaştıkları için kayyum atanan belediyelere değindi.
Seçim döneminde korkutarak değil, projelerimizle milletimizin karşısına çıktık diyen Erdoğan, “Yolumuza konulan engelleri tek tek aşarak bu günlere geldik. Kirli oyunlara saldırılara, kalleşliklere ve ihanetlere rağmen yolumuzdan dönmedik. Siyasi hayatımızın hiçbir döneminde milletimize sırtımızı çevirmedik” şeklinde konuştu.
Konuşmasında CHP ve DEM Partiye göndermede bulunan Erdoğan, “CHP’nin sokak olaylarından mahkeme kapılarını aşındırmasına kadar neler yaptığını hepimiz biliyoruz. Terörün bitmesini asla istemediler. Sırtını millet yerine dağa, silaha, teröre yaslayanlar hiçbir zaman demokrasiyi istemediler. Bölücü örgütün şehirlerimize ve belediyelerimize çökmesine izin vermedik. Terör, özgürlüğün, hukukun ve demokrasinin düşmanıdır. Demokrasi ile terör aynı kapta bulunmaz. Bir tarafta halkın seçtiği belediye başkanı diğer tarafta ne üdüğü belli olmayan belediye başkanlığı olmaz” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, “61 yıllık karanlığın ardından Suriye’de özgürlüğün şafağı sökmeye başlamıştır. Muhalefetin çapını görmek için sadece Suriye’ye bakmak yeterlidir. CHP yönetimi Şam’daki dostlarını bir gecede kaybetmenin şokunu hala atamadı. Özel’in ne söylediği hiç belli değil. Kulağına ne fısıldanıyorsa onu söylüyor” dedi.
‘İsrail bombaların bedelini ödemeli’
İSRAİL BUMERANGI UYARISI: İsrail’in durdurulması için ABD başta olmak üzere Batılı ülkelere büyük görevler düşüyor. İsrail’in Suriye’nin topraklarını işgalinin kabul edilemeyeceği en gür şekilde ifade edilmeli. Yarın çok geç olmadan bölgemizdeki huzuru ve istikrarı sürekli tehdit eden İsrail saldırganlığına ‘dur’ denilmelidir. Yoksa İsrail bumerangı yarın onları her şartta destekleyenleri de hedef alır.
MİKATİ’NİN SÖZÜ: (Lübnan Başbakanı) Sayın Mikati ile D-8’de beraberdik, kendisine “ ‘Önce Allah’a sonra Türkiye’ye güveniyoruz’ ifaden halkımızın arasında çok ciddi olumlu bir tepki meydana getirdi” dedim. Sayın Mikati’nin Türkiye’ye güven duyduğunu dile getirmesi çabalarımızın takdir edildiğinin göstergesidir. Önce bu İsrail saldırganlığı meselesini çözmemiz gerekiyor. İsrail bütün bu zulmün, attığı bombaların bedelini ödemesi lazım.
‘Trump’ın tespiti yerinde’
DOĞRU SÖZE NE DENİR?: (Trump’ın övgüsü) Sayın Trump’ın sözleri kendisinin ve önümüzdeki aylarda oluşturacağı yönetiminin Türkiye’ye bakışını özetliyor. Türkiye’nin gücünün ve etkinliğinin bizdeki muhalefet dışında herkes farkında. Aslında onlar da bazı şeylerin farkındalar, ancak gerçekleri konuşmaya dilleri alışkın olmadığı için çarpıtıyorlar. Biz de gücümüzün ve etkinliğimizin farkındayız. Türkiye, Türkiye’den büyüktür. Sayın Trump da aslında bir durum tespiti yaparak ülkemizin gücü ve etkinliğinin altını çiziyor. Doğru söze ne denir? Tespitler yerinde. Aramızda herhangi bir sıkıntı gerçekten yok. Seçildiği andan itibaren görüşmelerimizi yaptık. Trump pragmatik bir siyasetçi. Kendi ülkesine ve müttefiklerine maliyet üreten politikaları değiştirme vizyonuna sahip.
‘Sednaya utandırmıştır’
BU İŞİ SEYRETMEDİK: (AFAD’ın Sednaya’daki çalışmaları... Kayıp Türk vatandaşları var mı?) Yok, öyle bir bilgi getirmediler bize. Bu 6 kat yerin dibindeki cezaevinin nasıl olduğunu ve burada insanların ne hallere sokulduğunu gördünüz. Biz Türkiye olarak bu işi seyretmedik, tribünde kalmadık. AFAD’ımızı tüm teçhizatıyla, ekipmanlarıyla birlikte Suriye’ye gönderdik. Sednaya Hapishanesi bizim yıllardır söylediklerimizi doğruladı. Oradaki zulümler, işkenceler, yargısız infazlar, Baas Rejimi gerçeğinin en acı fotoğraflarından biridir. Anlaşılan Suriye’de henüz, zulüm ve işkence fotoğrafının tamamını görebilmiş değiliz. Esed yönetiminin bunların hesabını uluslararası hukuk zemininde vermesi için elimizden geleni yapacağız. Umarım Sednaya fotoğrafı “Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?” diyenleri, “Suriyelilere kapılarımızı neden açtık?” diye yabancı düşmanlığını körükleyenleri, “Esed af ilan etti, Suriyelileri ülkelerine gönderin” diyerek bize akıl verenleri bir nebze olsun utandırmıştır.
‘Fidan Suriye’ye gidecek’
YALNIZ BIRAKAMAYIZ: Suriye’ye şu anda beklenen insani yardımın geldiği yok. Devrimden sonra insani yardımlarımız devam ediyor, edecek. Yeni yönetimin ihtiyacı olan birçok unsur bulunuyor. Onları yalnız bırakmayacağız. Özellikle DEAŞ, PKK/YPG bunlarla mücadelede onların hiç yalnız kalmaması lazım. Gereken neyse bunları yapacağız. Yakında Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan da inşallah oraya gidecek. Yeni yapılanmayı birlikte yapacaklar.