12.03.2024 - 20:54 | Son Güncellenme:
Yağmur ÖNGÜN/ DHA
Toplantıda konuşan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "İş dünyasından isimler tarafından yapılan tüm konuşmalarda iş birliği, eşgüdüm var. Ben nereye geldiysem ortak akılla yürütülen meslek örgütleri ile geldim. İzmir'de iş dünyası ile birlikteyiz. Bundan sonraki süreçte ekonominin nasıl yönetilmesi gerektiğinden ve yapılacaklardan en fazla etkilenecek olanlardanız. İzmir, 101 yıl önce İktisat Kongresi'ne ev sahipliği yaptı. Bu seçimi kimin kazanacağını düşünürken rotaya karar veriyorsunuz. Atatürk'ün annesini ağırlayan İzmir, tek adamın ne olduğunu, güçlü bir parlamento kuran, güçler ayrılığı kuranın, cumhuriyeti kuranın kim ve ne olduğunu bildiği için CHP'den vazgeçmiyor. Mesele bu kadar basittir ve nettir. Hatay'ı da teslim alamayacaklar, İzmir zaten hiç teslim olmadı. 'Oy vermezseniz olmaz' diyor. 'İzmir bizden değil' denilerek geri bırakılmaya çalışılıyor. Belediye başkan adaylarını belirlerken memnuniyet anketi yaparız. İzmir'de seçmenin notu kırıktır. Buradaki belediye başkanları başka yere yollasak çok memnun olunan hizmetler anlatılır ama İzmir'de beklentiler yüksek. Bizim İzmir'de aday gösterdiğimiz, göstermediğimiz tüm adaylarımız, partimizi hiç utandırmamış, sıkıntıya sokamamış ve bundan sonraki, dönemler için çok umutlu olduğumuz arkadaşlarımız" dedi.
'İZMİR, CESUR ADIMLARI ATMAK İÇİN ÇOK ÖNEMLİ KENT'
İzmir'deki meselenin bir değişim ve dönüşüm meselesi olduğunu söyleyen Özel, "İzmir'de bu seçime kadar görülebilen kadın belediye başkan adayı sayısı 6. Bugün CHP, 2'nci yüzyılın ilk seçiminde 9 kadın adayı seçilecek yerden aday gösterecek özgüvene sahiptir. CHP'nin İzmir'de yaş ortalaması 46'dır. 40 yaşın altında 12 belediye başkan adayı vardır. Adaylarımızı, 'Cumhuriyet'i koruyalım' diyen herkese emanet ediyorum. Gençlerle yola çıkıyoruz. CHP'nin genel başkanı seçildiği gün de bölgesel iş birliği yapabileceğini söyledim; iş sürecin sonunda tek başlarına yarışa girmeleri noktasına geldi. Böyle olunca CHP olarak Cumhur İttifakı karşısında Türkiye ittifakı ve İzmir ittifakı içinde yer almaktan başka bir eğilimimiz olmadı. Geçen seçimde ittifak yaptığımız partilerin yöneticileri ile anlaşamamış olabiliriz ancak o seçmen ile sandıkta bir araya gelecek anlayışa ihtiyaç var. O seçmenin motivasyonu değişmedi. İzmir'in toplumsal yaşamına müdahale edilmemesi, kişisel hak ve özgürlükler noktasında yaşayabilecekleri olumsuzlukların yaşanmayacağı süreç bizim sandıktaki birlikteliğimizden geçiyor. İzmir hep yenileri yapmak, cesur adımları atmak için çok önemli kent. Bir kentte bir adım atılacaksa o kentte cumhuriyet değerlerine bağlı gençler görevlendirilecekse, her iki belediye başkanından biri kadın olacaksa bu CHP'ye yakışır. Bu adım atılacaksa CHP tarafından atılacak. Göreve geldiğinde ilk yaptığım liste MYK listesiydi. 1 Nisan sonrası iletişim daha kuvvetli olacağı harika bir gölge kabinemiz ve MYK'mız var" ifadesine yer verdi.
'ENFLASYON EN BÜYÜK SORUNLARDAN BİRİ'
Enflasyonun en büyük sorunlardan biri olduğunu vurgulayan Özel, "Dünyada hiç kimse hükümetleri, bundan 4 yıl önce, 'Enflasyon niye ülkende yükseldi' diye suçlayamaz. Bunu suçlayan muhalefet Türkiye'de de varsa haksızdır, Amerika'da da, Hollanda'da da, Çin'de de, Japonya'da da haksızdır. Çünkü tedarik zinciri kırılmıştır. Ulaşım aksamıştır ve sürecin tamamı enflasyon yaratabilecek olumsuzluklarla bir arada. Yüzde 1 enflasyonlar 4-5'e, yüzde 3'lük enflasyonlar 7'ye, yüzde 5'lik enflasyon, 11'e çıktığında bütün dünyadaki ekonomi yönetimleri o gün kaçınılmaz olarak ve geçici olarak enflasyonun biraz üzerinde faiz teklif ederek, paranın başka enstrümanlara kaçmaması ve fiyat artışını daha da körükleyecek işler yapmaması için faiz silahını kullanmayı tercih ettiler. Ve kimi 11'den çevirdi, kimi 9'dan çevirdi, kimi 7'den. Enflasyonu kabul edilebilir bir seviyeye dönüştürdüler. Bir tek biz de enflasyonun var olmasından hükümeti kimse suçlamıyor. Bütün dünya gibi faiz silahı geçici ve kısıtlı miktarda kullanılabilecekken bunu yapmanın NAS'a aykırı olduğunu iddia ediyor. 'Ben ekonomistim' diyen ve enflasyonun sebep faizin sonuç olduğunu değil de faizin sebep enflasyonun sonuç olduğu önermesine kendinden başka inanan kimse yokken bu yöntemi ısrarla uyguladı. 'Emeklilere bir şey yap' dedik. Enflasyon düşünceye kadar yapamayacak. Hadi oturalım bunu konuşalım. En iyi, güzel AK Parti söylemi; '2027 yılında enflasyonun tek haneye düşüyoruz.' Enflasyon sıfır olana kadar fiyatlar düşmüyor. Fiyatların düşmesi, eksi enflasyonla mümkün" ifadesine yer verdi.
'MUTLAKA BAŞARACAĞIZ'
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de İzmir'deki iş dünyası temsilcileriyle uyumlu çalıştıklarını ifade ederek, “Görev süresi boyunca vadettiği projelerin önemli bir kısmını tamamladım. Yeni gelecek Büyükşehir Belediye Başkanı'na 'kokmayan bir körfez' bıraktık. Geriye kalan projeleri de yeni gelecek yönetimin tamamlamasını temenni ediyorum. Dilerim ve umut ederim değişim sloganı ile başlayan süreç doğada olduğu gibi dönüşümle devam eder. Biz İzmir'de ektiğimiz her bir tohumun takipçisi olmaya, mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Cumhuriyetimizi ve onun devrimlerini, faziletlerinin kalesi olan Cumhuriyet Halk Partisi'nin değerlerini daha da yücelterek kutlayacağız. Halkın talepleri yegane yol göstericimiz olacak. Ben demokrasinin kalesi olan ve Türkiye'deki en güzel uygulamalarını ortaya koyan İzmir'de bu şanlı mirası ileriye taşımak ve bütün burada yaymak için çalışmaya devam edeceğim. Mutlaka başaracağız" dedi.
'DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ İZMİR'DEN BAŞLATMAK İZMİR'E ÇOK YAKIŞACAK'
CHP İzmir Büyükşehir Belediye başkan adayı Cemil Tugay ise seçilmesi durumunda gerçekleştireceği projeleri anlattı. Partisinin bu süreçte bir değişim süreci başlattığını ve yeni adaylarla yoluna devam ettiğini aktaran Tugay, "Bu değişim, bir dönüşümle tamamlanacak. Gençlerimizin, kadınlarımızın, çağdaş düşünceye sahip siyasetçilerin, halka daha yakın olan siyasetçilerin, biraz daha günün teknolojisini, günün aklını, günün bilgisini kullanan siyasetçilerin daha fazla var olduğu bir dönemi birlikte başlatarak toplumumuzun bu ihtiyacını karşılayacak siyasetçiler olarak huzurlarınızdayız. Buna talibiz. Bu değişim ve dönüşüm sürecini İzmir'den başlatmak İzmir'e çok yakışacaktır" diye konuştu.
'İZMİR HEPİMİZİN GÖZ BEBEĞİ'
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, "İzmir hepimizin göz bebeği. Hep birlikte bu kıymetli kent için çalışıyor, üretiyoruz. İzmir sadece kurtuluşun değil kuruluşun da simge kenti olarak Cumhuriyet tarihimizde demokrasi kültürünün yeşermesi ve kökleşmesinde önemli roller üstlenmiş, öncü ve örnek olmuştur. Kentimiz, uluslararası ticaret için güçlü bir erişim noktası oluştururken, ürettiği ürünleri dünyanın dört bir noktasına pazarlamayı da en az bir asırdır başarıyor. İzmir'e daha rekabetçi bir kent kimliği kazandıracak adımların atılmasında, sektörel gelişme stratejilerinin seçici bir anlayışla konumlandırılması öncelik taşıyor. Bu sektörlerin artan bir ivme ile kent ekonomisine ve ulusal ekonomiye katkı sağlaması için sadece yerli yatırımcıların değil, aynı zamanda yabancı yatırımcıların da çekilmesinin gerekli olduğuna inanıyorum" diye konuştu.
'SANAYİ ALANLARI KONUSUNDA DESTEKLERİNİZİ RİCA EDİYORUZ'
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar da konuşmasına, “İzmir'de yaşayan bir vatandaş olarak her şeyden önce; halkın ve şehrin ihtiyaçlarını doğru belirleyip, ivedilikle önce sorunlara sonra da İzmir'i marka şehir yapacak projelere odaklanılmasına ihtiyaç olduğu inancındayım. Ve tüm bunlar yapılırken de yerelin ilgili paydaşları ile sürekli diyalog halinde olunmalıdır. Ülke sanayisinin yüzde 8'i, ihracatının yüzde 9,3'ü İzmir'de gerçekleştiriliyor iken sanayi alanındaki payımız yüzde 3 sınırında olup, iller arasında 8'inci sıradayız. Türkiye, bugün üretim ve pazar çeşitliliği açısından Çin ve Hindistan ile yarışır durumdadır. 200 ülkeye ihracat yapan İzmir’imiz, ülkedeki toplam üretimin yüzde 58,6'sı yani ürettiği 2 bin 300 ürün ile bu yarışa en büyük katkı koyan 2'nci ildir. O nedenle, İzmir'de sanayi alanları büyük önem arz etmektedir. İlçelerin kendi dinamikleri dikkate alınarak ilçe bazlı teşvikler ile üretimin artırılması gerektiğini yıllardır ifade ediyoruz. Ege Bölgesi Sanayi Odası olarak, Bölge Odası kimliğimizle geçmişten bugüne 21 OSB'nin kurulmasında öncü olduk. İzmir özelinde ise 16 OSB'nin 14'ü kurucu ortağıyız. Türkiye'de bir ilk olan 15'inci organize sanayi bölgesi girişimimiz atık ihtisas organize sanayi bölgesi için de yer arayışımız hala devam ediyor. Sanayi alanları konusunda desteklerinizi rica ediyoruz" dedi.
'TARIMIN GÜÇLENDİRİLMESİ ÜLKEMİZİN BEKA SORUNU'
İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli, Türkiye'nin 2023 yılında 69 milyar dolarlık tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ile dünyanın ilk 10 ülkesi arasında olduğunu hatırlatan Kestelli, “Milli gelir içerisindeki payı yüzde 6,2'ye gerilese de toplam istihdamın önemli bir bölümü hala tarım sektöründe yer alıyor. Toplam istihdamın yüzde 14'ü yani 4,5 milyon kişi tarım sektöründe çalışıyor. Aileleriyle düşündüğümüzde yaklaşık 18-20 milyon vatandaşımız bu sektörden geçimini sağlıyor diyebiliriz. Tarımda çalışan kadın oranı yüzde 42'yi buluyor. Tarım ve hayvancılığın üretimden ticarete, tedarik zincirinden ihracata kadar her aşamada güçlendirilmesi, ülkemiz için bir beka sorunu" dedi.