GündemBunlar da yabancı ‘deprem tellalları’

Bunlar da yabancı ‘deprem tellalları’

29.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:

Türkiye’nin yüreğini yakan Elazığ depreminin ardından ortaya çıkan ve bilim dışı yorumlar yapan ‘deprem tellalları’ arasında yabancılar da bilgi kirliliğini artırıyor

Bunlar da yabancı ‘deprem tellalları’

Elazığ Sivrice merkezli büyük depremin ardından uzman olmayan kişilerin bilgi kirliliğine neden olan açıklamaları özellikle sosyal medya üzerinden ortalığa saçılmış durumda. Depreme yönelik bilim dışı yorumlar yapanlar arasında bazı yabancılar da var. Kendisini ‘Tayvan Deprem Tahmin Enstitüsü’nün kurucusu olarak tanımlayan Dyson Lin, bilim insanlarına göre, deprem üfürükçülerinin başında geliyor. Ülkesinde halkı kandırdığı ve yanlış bilgi verdiği gerekçesiyle 6 bin dolar para cezasına çarptırıldığı bilinen Lin, ofis ortamında, havadaki elektriği ölçtüğünü ve bundan yola çıkarak deprem tahmini yapabildiğini öne sürüyor.

Kendi cihazını pazarlıyor

Lin’in tüm iddiaları ise kendi buluşu olduğunu söylediği ve Air-2 adını verdiği bir kodlama sistemine dayanıyor. Fay hatları ve yer kabuğunun altından veri toplamayan Lin, kendi icadı olduğunu söylediği kodlama cihazını 2 bin Tayvan doları (400 TL’ye) pazarlamaya çalışıyor. Bilim insanları ise, Dyson Lin’in deprem tahmin metodu ve pazarlamaya çalıştığı cihazın hiç bir geçerliliği olmadığını söylüyor. Son 6 aylık dönemde kendi internet sayfasından 7 ve üzeri büyüklükte 27 adet deprem olacağını söyleyen Lin’in tahminleri boşa çıkarken, sosyal medyada bazı vatandaşlar Lin için ‘deprem kâhini’ gibi yorumlarda bulunuyor.

Haberin Devamı


Dyson Lin’in sözde deprem tahmin kodlaması üzerine bağımsız bir araştırma raporu hazırlayan Bilgisayar Yüksek Mühendisi Samet Atdağ ise Milliyet’e yaptığı açıklamada, Tayvanlı Lin’in bilimsel dayanak ve yöntemden yoksun iddialar öne sürdüğünü tespit ettiklerini belirterek şunları anlattı:

‘Tutmazsa değiştiriyor’

“Bu şahıs, radyoda hışırtılar yükselirse deprem olacağını öne süren bir simsar. Sözde deprem araştırmaları yapan bu kişinin 30-40 liralık cihazı, 400-500 liraya satmaya çalıştığını tespit ettik. Lin, internet sayfasında hava, su ve bitkilerden gelen elektrik sinyalleriyle deprem tahmini yaptığını söylüyor. Lin, liseye giden çocukların yapabilecekleri basit bir devreyle, bildiğimiz sıradan bir ofiste, havadaki elektriği ölçüyor ve deprem olacak diyor! Lin, geniş bir coğrafya içinde tahmin yapıyor, tahmini tutmazsa süreyi değiştiriyor, yine tutmazsa yeni süre veriyor. Halkımızı uyarıyoruz.”

‘Elastik ip gerilince stres artıyor’muş!

‘İyonize Bulutlara’ bakarak deprem tahmininde bulunan Ronald Karel bilim insanlarının tepki gösterdiği isimlerden. GeoCosmo Bilim ve Araştırma Merkezi’ni kuran ekipte yer alan Karel, deprem öncesi radon gazı çıkışları olduğunu, bu gazın da gökyüzünde iyonize bulutlanmaya yol açtığı şeklinde fikirler öne sürüyor. CeoCosmos’un internet sayfasında bir makale kaleme alan Karel, Sivrice depreminden 2-3 hafta önce Doğu Anadolu’da deprem olacağını bildiğini öne sürerek, “Uzun bir bulutlanmanın eğer her iki ucu aşağı ve yukarı doğru çekiliyor gibi oluyorsa, yani düz bir ince elastik ipi düşünün ve biz bu ince ipi sağ elimizle sağa, sol elimizle sola doğru çekiyorsak, ne oluyor? Elastik ip geriliyor. Bu artık stres iyice arttı demek oluyor. Sonra P dalgaları çıkıyor, fay kırıldığı zaman. Ben bunu birkaç sene önce Isparta depreminde gördüm. Deprem olduğunda çok heyecanlandım. İşte sağ üst köşedeki uydu resminde o düz çizgi daha sonra Gaziantep ile Erzurum arasına indi ve durmuştu ve ben tivitimi attım” ifadelerini kullandı.

Haberin Devamı

 

Bunlar da yabancı ‘deprem tellalları’



‘Ay hareketleri dikkatli izlensin’

Haberin Devamı


Deprem kâhini olarak Türkiye’de tanınan ve bilim insanlarının tepkisini çeken isimlerden biri de Hollandalı Frank Hoogerbeets. Geçtiğimiz eylül ayında Silivri açıklarında meydana gelen 5.8’lik depremin ardından 2019 yılında Marmara’da 7 ve üzeri büyüklükte deprem olacağını öne süren Hoogerbeets, ay hareketlerinin dikkatli biçimde takip edilmesi gibi fikirler ortaya atıyor.

Bunlar da yabancı ‘deprem tellalları’

Hoogerbeets, aktif deprem fay kuşağında yer alan ve her yıl yüzlerce sarsıntının yaşandığı Türkiye için sürekli olarak ‘6-7 büyüklüğünde deprem olacak’ uyarısı yapmaktan geri durmuyor. Frank Hoogerbeets, gezegen geometrisi ve dizilimleri ile deprem arasında ilişki olduğunu da öne sürüyor.

‘Falcılık kehanet’

Bilim Akademisi üyesi Prof. Dr. Naci Görür, depremi önceden bilinmesine yönelik çalışmaların ABD, Japonya ve Rusya başta olmak üzere birçok ülkede yürütüldüğünü belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: “Depremlerin önceden kestirilmesi başarıldığı takdirde özellikle can kaybının önlenebileceği açıktır. Depremlerin önceden kestirimine yönelik çok değişik yöntem ve uygulamalar halen araştırılıyor. Deprem kestirimi önemli bir konudur ancak daha AB standartlarına ulaşmadan deprem kestirimi yaparak, kamuoyuna ilan etmek bilim adamlığının dışında çok hafif bir davranıştır. Bir anlamda falcılıktır, kehanettir.”

‘At yarışı tahmini’

İstanbul Teknik Üniversitesi Maden Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü’nden Prof. Dr. Cenk Yaltırak, deprem konusunda yorum yapan ve akademik uzmanlığı olmayan kişilere karşı vatandaşları uyarırken, “Deprem kâhini diye ortaya çıkan kişilerin, bilimsel yayınları, bilimsel atıf almış makaleleri yok. Bu kişilerin yaptığı at yarışı tahmininden farklı bir durum değil. Dünyada her gün yüzlerce deprem oluyor. Bu kişiler yüzlerce tahmin ortaya atıp, bir tanesi için ‘bakın depremi bildim’ aykırı söyleminde bulunuyorlar. Bu kişilere itibar edilmemeli.”

Haberin Devamı

‘Önceden bilinemez’

Kocaeli Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Şerif Barış da şu uyarılarda bulundu: “Deprem tahmincisi diye ortalığa saçılan bu insanları ‘serbest alim’ olarak tanımlıyorum. Vatandaş bu insanlara kanmasın. Kandilli Rasathanesi, AFAD ve üniversitelerin ilgili bölümleri depreme yönelik yorum ve uyarılarda bulunuyor. Bulut, yıldız, radyo hışırtısı gibi depremle doğrudan ilişkisi olmayan hadiselere itibar edilmemeli. Depremi önceden belirleme, kanıtlama gibi bir cihaz veya yöntem yok. Rastlantısal verilerle vatandaşlarımıza kötülük ediyorlar.”