27.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:
GÖKHAN KARAKAŞ İstanbul - Deniz Biyoloğu Mert Gökalp, “Yavru balığın geçmesini sağlamak balıkçının birkaç sene sonra 10-15 santim boyunda defne yaprağı ve çinekop avı yerine lüfer boyunda balık sürülerini av yapmasına hatta toriğin yeniden görülmesine neden olacaktır. Balıkçının kendi vicdanını dinleyerek yavru balığın avlamamasına hatta yavru balığı öperek suya bırakan balıkçıya ihtiyacımız var” dedi.
1 Eylül’de başlayan balık av sezonuyla birlikte en çok tartışılan konulardan biri de derinlik yasağı. Doğa korumacılar ve bilim insanlarıyla endüstriyel balıkçıları karşı karşıya getiren derinlik alt ölçüsü Türkiye’de genellikle 24 metre. Yani endüstriyel balıkçılar ağlarını en az 24 metre derinliğe bırakabiliyor. Sadece Karadeniz’de yılın üç ayı balık av alt değeri 18 metreye çekiliyor. Kireçburnu sahilinde avlanan balıkçılar, yasağı ihlal etmeden 24 metrenin altında avlanırken, kıyıdan geçen vatandaşlar suç işlediklerini düşünerek ihbarda bulunuyor.
Güneş ışınlarının direkt etkilediği 40-50 metre aralığının çok önemli olduğunu belirten WWF Türkiye Yönetim Kurulu üyesi Nergis Yazgan, İstanbul Boğazı’nda kıyıya yakın yapılan balıkçılığın ekosisteme büyük zarar verdiğini söyledi.
Yazgan, “İstanbul Boğazı’nın girişindeki bu katliamı hiçbir yetkili ve ilgili merci durdurmayacak mı? Bu katliam durdurulmalı. Boğazda endüstriyel balık avcılığı yasaklanmalıdır” dedi.
Deniz biyoloğu ve balık araştırmacısı Mert Gökalp ise, “İstanbul Boğazı’nda avın yasaklanması gerekli. Balıkçının kendi vicdanını dinleyerek yavru balığın avlamamasına hatta yavru balığı öperek suya bırakan balıkçıya ihtiyacımız var” dedi.