Özay Şendir

Özay Şendir

ozay.sendir@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Yeni nesil savaş uçaklarına sahip olmanın pek de işe yaramadığı bir dünyada yaşıyoruz. 

Bunun sebebi de hava savaşlarının konseptinin değişmesi. 

Eskiden havada birbirini görerek savaşan, pilot yeteneğinin belirleyici olduğu bir savaş modeli vardı. 

İt dalaşı dediğimiz, uçakların havada birbirini vurabilecek konuma gelme mücadelesi de bu çatışma modelinden doğmuştu. 

Bu çatışma modeli geride kaldı. 

Hava savaşları artık görüş ötesi füzelerle, yani uçaklar havada birbirini görmeden yapılıyor. 

Bu mücadelede başarılı olmak için ilk şart uçakların bizim görünmezlik dediğimiz “stealth” yani gizlilik özelliğinin olması. 

Haberin Devamı

Yeni nesil savaş uçaklarının uçan kanat tasarımı, radar emici boya kullanılması, uçak gövdesine gizlenmiş motorlar hep bu çabanın sonuçları. 

Yani birinci amaç mümkün olduğunca düşmana fark edilmemek... 

***

Bir hava savaşını kazanmak için görünmez olmak tek başına yeterli değil. 

İkinci adım da düşman uçağı daha o seni fark etmeden, fark etmek üzerine kurulu. 

Klasik radar sistemleri gökyüzünün sadece bir bölümünü tarayabiliyor ve diğer bölümler için antenin fiziki olarak hareket ettirilmesi gerekiyor. 

“Aktif Dizin Taramalı Radar” dediğimiz AESA radarları bu zafiyeti ortadan kaldırıyor ve üstün durumsal farkındalık sağlıyor. 

Sadece Birleşik Arap Emirlikleri’nin envanterinde olan F-16 Block 60 ve sonrasındaki Block-70’ler AESA radarına sahip, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin envanterindeki Block 30 ve Block 50, F-16’larda bu sistem yok. 

Aselsan’ın geliştirdiği AESA radarları, fikri mülkiyeti alınan Block 30’lara uygulanmaya başlandı, Block 50 uçakların modernizasyonu sürecinde de yine yerli AESA radarları kullanılacak. 

***

İlk 2 adım görünmezlik ve düşmanı önce fark etmek ama bir savaşta sonucu belirleyecek olan düşmanı etkisiz hale getirmek. 

Bunu sağlayan da kullandığınız havadan havaya füze. 

Türkiye, NATO’nun standart mühimmatı olan AIM-120 C7 füzesi kullanıyor. 

Meteor geliyor, denge değişiyor…

Katı yakıtlı ateşleme sistemine sahip bu füzenin menzili 70 kilometre ama “No Escape Zone” denilen ve ateşlendikten sonra hedefin kurtulma imkânı olmayan menzili 30 km. 

Haberin Devamı

Buna karşın Fransızların geliştirdiği Ramjet etkili Meteor füzelerinin menzili 200 kilometre, kaçış imkânı tanımayan menzili 100 km. 

Aradaki bu 70 kilometrelik fark hava-hava savaşları açısından son derece belirleyici. 

***

Hava savaşlarında belirleyici unsur haline gelen Meteor füzeleri, F-16’larda kullanılamıyor. 

Meteor kullanımına uygun olan uçaklar F-35, Rafale, Eurofighter ve İsveç yapımı Gripen-Saab uçakları. 

Meteor geliyor, denge değişiyor…

Türkiye, yeterli sayıda Kaan envantere girinceye kadar doğacak zafiyeti ortadan kaldırmak adına Eurofighter uçakları alacak. 

Bu uçakları almak hava-hava savaşlarında zafiyeti ortadan kaldırmak adına yeterli olmayacaktı. 

Sonuçta Yunanistan’ın envanterinde Meteor füzeleri ve onların ateşlenebildiği Rafale’ler var, F-35’ler için teslim sırasındalar, Karadeniz’e kıyısı olan Bulgaristan ve Romanya’nın F-35 siparişleri var. Yine, İsrail, Suriye hava sahasında F-35’lerini kullanıyor. 

Güvenlik için riski minimuma indirmek şartsa Rusya’nın SU-57 savaş uçaklarında kullandığı K-77M havadan havaya füzelerin menzilinin de 190 km olduğunu mutlaka belirtmem lazım. 

Haberin Devamı

İngiltere’den gelen son bilgiler çok zorlu bir engelin daha aşıldığını gösteriyor. 

Londra’nın, Paris’i, Türkiye’ye Meteor füzelerinin satışı konusunda ikna ettiğini ve havada Türk-Yunan dengesinin yeniden eşitleneceğini gösteriyor. 

Meteor füzeleri olmadan Eurofighter’lar yeni nesil hava savaşlarının ilk 2 adımını yani görünmezlik ve düşmanı önce fark etme ihtiyacını karşılayacaktı ama asıl hedef düşmanı etkisiz hale getirme noktasındaki bacak eksik kalacaktı. Şimdi bu da tamamlanıyor. 

***

Her an caydırıcı olmayı gerektiren bir coğrafyada yaşıyoruz. 

Bakın Yunanistan’da Başbakan Miçotakis, Türkiye ile iyi ilişkiler konusunda ısrar ediyor ama kendi partisinin içerisinde ve neredeyse tüm muhalefet partilerinde bu sürece karşı çıkan çok insan var. 

Eski Başbakan Çipras, 10 gün kadar önce Lahey Adalet Divanı’na gitmeden Yunanistan’ın Ege’deki karasularını 12 mile çıkarması gerektiğini söyledi. İç politikada alkış almak adına 2 ülkeyi savaşa sokacak bir öneride bulunmak Çipras’ın sistemle mücadelesinin sadece kravat takmamakla sınırlı ve sembolik olduğunu gösterdi. Syriza’nın yeni genel başkanının, Türkiye ile iyi ilişkiler konusunda sağcı Savunma Bakanı Dendias’tan daha farklı bir noktada olmadığı ortaya çıktı. AKEL zaten bildiğimiz gibi. 

Yunanistan ile diyalog sürecini korumak, İsrail’in bölgemizde planlarını durdurmak adına caydırıcı olmak zorundayız. 

Yani yeterli sayıda Kaan ve Meteor füzelerinin yerli versiyonu Gökhan üretilinceye kadar boşluk bırakmamak lazım. 

Meteor geliyor, denge değişiyor…

Medya olarak üretilen her prototipi “Tamam sorunu hallettik” diye anlatıyoruz ama önemli olan prototipten seri üretime geçmek ve ürünleri TSK’nin envanterine sokmak. 

Bekleme lüksümüzün olmadığı, bir coğrafyada yaşıyoruz. 

Acı ama gerçek maalesef bu…