01.10.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:
0
Dinleyenler anlatıyor... Nitekim bu haber de hazırlanırken, o toplantıda Ahmet Altanın konuşmasını dinleyen kişilerin görüşlerine başvuruldu. Görüşlerini aldığımız kişilerin hepsi Ahmet Altanın paneldeki sözlerini doğrulayıp bu konuşmadan duyduğu rahatsızlığı dile getirdi. İşte Ahmet Altanın sözlerini "o salonda" dinleyenlerden bazılarının söyledikleri: Paneli düzenleyen Frankfurt Türk - Alman Kulübü Başkanı Dr. Emin Cezayirli: Yönetim Kurulu olarak Altanı protesto etme kararı aldık. Frankfurt Güncel Gazetesi sahibi Sevil Öztürk: "Milliyetin yazdıklarının hepsi doğru. Neden şimdi inkâr ediyor? Konuşmasında Türkleri çok küçülttüğünü hissettim..." Ahmet Altan, 4.3 milyon kilometrekare toprağımız vardı, yitirdik dedi. Pastırmalı yumurta konusu üzerinde durdu, Türk erkeklerinin başka özelliği yokmuş gibi. Bu konuyu üst üste gündeme getirdi, Türk kültürüyle özdeşleştirdi. Sözleri dalga geçer gibiydi. Almanların Mozartı Goethesi var, bizim pastırmalı yumurtamız var dedi. Avrupa uyum yasaları 15 yıl önce çıksaydı, 30 bin kişinin ölmemiş olacağını söyledi. Milliyette yayımlanan sözler Ahmet Altan tarafından söylenmiştir. Zaten söylediklerini en az 100 kişi duydu. Türk erkeklerine ahmak dedi."Frankfurt Türk - Alman Kulübü eski yöneticisi Abdullah Eldilekli: "Kültür ve erkekler konusundaki konuşmaları algılamaya bağlı. Bazen deriz ya, Biz erkekler ne kadar aptalız gibisinden. O anlamda söyledi Türk erkekleri ahmak diye.Paneli yöneten Deutsche Welle Türkçe yayın servisinden Baha Güngör: "Çok üzüldüm ve kızdım. Altanı boykot etmek için, toplantı sonrası verilen yemeğe katılmadım."Avrupa Türkiye Cumhuriyet Kadınları Derneği Başkanı Sultan Can Atıcı: "Altan, Türk erkeklerinin ahmak olduğunu söyledi. Sadece erkeklere değil, kadınlara da hakaret etti. Lozan konusunda bizim övünülecek değil, komik bir anlaşma yaptığımızı söyledi. Cumhuriyeti yerdi, Osmanlıyı övdü. Osmanlı zamanında sanki Türkler, Kürtler ve Aleviler daha iyi yaşıyorlarmış gibi bir hava yarattı. Bu bence söylediklerinin en kötüsüydü. Devletin girdiği her yerde kan var gibi sözler etti. Söyledikleri bana çok ağır geldi ama misafir olduğu için sustum. Aslında daha da ileri gidecekti, askere bile çatacaktı ama onlardan korktuğu için ileri gidemedi. Ordu hakkında konuşmak istemiyorum onlar beni mahkemeye veriyor dedi." Yazar Ahmet Altan, Milliyetin manşetten yayımladığı Almanyadaki konuşmasının baştan sona yalan olduğunu iddia ediyor. Ancak Milliyet Gazetesi hiçbir haberi, doğruluğunu teyit etmeden yayımlamaz. Ayrıca Altanın iddia ettiği gibi Milliyetin, kendisiyle hiçbir sorunu yoktur. 10da birini ben söylesem Türkler düşman olurdu Konuşmayı dinleyince benim de ilk tepkim şöyle oldu. O derneğin Başkanı Emin Cezayirli var, onunla da konuşabilirsiniz. Emin Beye şöyle dedim: "Bu konuşmaların 10da birini ben yapsam Almanyadaki bütün Türkler bana düşman olurdu. Edebiyatçılara ne kadar geniş olanak sunuyorsunuz..." O anlamda bu konuşma müsaitti böyle bir habere. Avrupa Parlamentosu Milletvekili Ozan Ceyhun: "Milliyet gazetesindeki haberi gördüm. Çok detaya girmek istemem ama o paneli izleyip o haberi yazanı suçlamak doğru olmaz. O toplantıda o haberi yazacak malzeme vardı. Ahmet Altanın yaptığı konuşma öyle yorumlanmaya müsait. Ahmet Altan öyle değerlendirmiyorsa onu bilemem. Ancak o gazeteciyi suçlamak yanlış olur. Konuşmayı yapan buna olanak sundu. Ahmet Altan sonradan bunları kastetmedim diyebilir ancak haberi yazan kişinin bence hiç günahı yok. Çok kalitesiz konuşmaydı Yani oradaki gazeteci arkadaş için malzeme vardı dersem yalan olmaz." İçimden "Bu konuşmayı dinlemek zorunda değilim" diye de düşündüm. Aslında şöyle dedi, böyle dedinin ötesinde çok kalitesiz bir konuşmaydı. Almanyada yaşayan Türkleri bilmeyen, tanımayan, onları oldukça "aptal" yerine koyan, onlara işte iki saat bir şeyler sunup bir an önce buradan gideyim diyen bir konuşma tarzıydı. Tabii o arada radikal açıklamalar oldu.