10.02.2025 - 11:32 | Son Güncellenme:
DHA
Konuyla ilgili olarak uzun süredir hukuki mücadele veren avukat Muhtar Kızıltan, Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ve Antalyaspor Vakfı yöneticileriyle gerçekleştirdiği görüşmeler neticesinde kamu yararı esas alınarak söz konusu arazideki mirasçıların mağduriyetlerinin giderilmesi için hukuki düzenlemeler yapılmasına çalıştıklarını söyledi.
70 YILLIK SÜREÇTEN BUGÜNE
Sorunun çözülmesinde önemli rol oynayan ve çoğu mirasçının avukatı olan Muhtar Kızıltan süreçle ilgili şunları söyledi:
“Konuyu bir haritayla anlatmak istiyorum. Hepimizin bildiği Turizm Uygulama Oteli, Eğitim Araştırma Hastanesi, Falez ve Rixos otelleri, Cam Piramit Parkı, AKM, Atatürk Kültür Parkı, Cam Piramit Fuar ve Kongre Merkezi, Atik Tenis İhtisas Kulubü, akaryakıt istasyonu, Antalyaspor Tesisleri, Corendon Stadyumu, Antalya Adliyesi, Antalya Spor Salonu.. Daha gerilere gidelim; ANTKOOP ve sayısız sitelerdeki 10 bin civarında konut, Meltem Pazar Yeri, tesisler, okullar, parklar, Tapu Bölge Müdürlüğü, camiler, yeni adliyeye kadar otoparklar, kooperatifler ve daha birçok yapının malikleri var. Ama bunların taşınmazları üzerinde dava süresinde yasal kamulaştırmalar veya yasaya uygun olmayan biçimde kamulaştırma yapmadan resmi makamlarca tesisler kurulmuş. Yani, tapu malikleri bu haklarını kullanma olanağından mahrum durumdalar."
51 YIL SONRA 'BURASI SİZİNMİŞ'
Bütün bu sürecin başlangıcının 1955 yılında Antalya Kadastro Müdürlüğü kadastro çalışmasına dayandığını belirten avukat Kızıltan, "Çalışma sonucunda 556 ada 2 ve 570 ada 3 parseller olarak sınırlandırılan 4 bin dönümlük taşınmazların malikleri tapu kayıtlarına dayalı olarak belirliyor. Taşınmazların 1/3 payının tapu maliki Bakırcı Yorgi adlı şahıs mütegayyip olduğundan bu hisse Maliye Hazinesi adına, diğer 1/3 paylar ise yine tapu kayıtları uyarınca Hacı Bekirzade ve Hacı Süleyman (Arap Süleyman olarak bilinir) adına tespit ediliyor. Kadastronun bu tespitinden sonra Hazine'nin tarafı olduğu bir dava açılıyor ve bu dava 2006 yılına kadar sürüyor. Yarım asır sonra verilen karar sonucunda taşınmazların miktarı yarıya düşüyor, karar ise aynen Kadastro tespitindeki maliklerin adlarına tescil yapılmasına ilişkin. Yani 51 yıl sonra 'burası sizinmiş' diyor devlet" şeklinde konuştu.
YIKTIRILMASI NEREDEYSE İMKANSIZ
Kesinleşmiş kararın infazı için Tapu Sicil Müdürlüğü'ne giden maliklerin beklediklerinden çok daha büyük bir sürpriz ile karşılaştıklarına belirten Muhtar Kızıltan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dava süresi içerisinde maliki oldukları taşınmazların büyük bölümü 1980’li yıllardan başlayarak kamulaştırılmıştır. Hem de eski para ile 20 bin TL, günümüz parası ile 0.20 TL yani 20 kuruş bedellerle.. Dava sürdüğü için bu kamulaştırma bedellerini de alamamışlar ve kamulaştırma paraları da deyim yerinde ise pul olmuştur. Bu kamulaştırma furyasına bir örnek vermek isterim; şimdi üzerinde Falez Otel’in bulunduğu alan Arsa Ofisi tarafından 'dar gelirlilere ev yapılması' amacıyla 1164 sayılı yasa uyarınca kamulaştırılmış ve fakat daha sonra Maliye Hazinesi'ne devredilerek, Maliye Hazinesi tarafından da Turizmi Teşvik Yasası uyarınca otel yapılmak üzere Özkaymak şirketine tahsis edilmiştir. Peki, çoğu Antalya’nın eski ailelerinden olan tapu maliklerine kalan mülk yok mu? Vardır ama neredeyse hepsine resmi kurumlarca el atılmış, malikler açısından işlevsiz imar planlarıyla rekreasyon alanlarına, yeşil alanlara dönüştürülmüş ve üzerlerine Cam Piramit’inden AKM’ye, restoranlardan spor tesislerine sayısız yapı kurulmuştur. Bunların tamamı plansız, imarsız, ruhsatsız yapılardır ve yıktırılması da yasal engel nedeniyle imkansızdır, çünkü Yargıtay bu tür yapıların yıkımı ve müdahalenin önlenmesi davalarında bütün maliklerin davacı olmasını şart koşmaktadır. 800 kadar hissedarın da birlikte dava açmaları mümkün olamamaktadır."
EVLERİNE İCRA İHBARNAMESİ
Tapu maliklerinin çilesi 1955 yılından bu yana geçen 70 sene sonrasında da sona eremediğini kaydeden Muhtar Kızıltan, "Çünkü, bu kez de halen Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanmakta olan bir kamu görevlisinin nüfus kayıtlarını değiştirerek (ki, müracaatımız üzerine sonradan eski haline getirilmiştir) elde ettiği bir veraset belgesine dayanarak açtığı davalar ile uğraşmaktadırlar. Adaletin ağır işleyişi, bu kez de idarelerin kamulaştırmasız el atmaları nedeniyle alabilecekleri bedellere ulaşmalarının da önündeki engel olmuştur. Biz, 5 milyar dolarlık arazi denilen taşınmazların maliklerinden kimilerinin 5 bin liralık arsa vergisini ödeyemediği için evine icra ihbarnamesinin gönderildiğine tanık olduk" diye konuştu.
MİRASÇILARIN YARARI GÖZETİLEREK ÇÖZÜM
Avukat Muhtar Kızıltan, “2006 yılından bu yana ilk kez Antalya Büyükşehir ve Muratpaşa Belediye başkanlarının bu sosyal yarayı ‘Kamu ve hazine yararını da’ gözeterek çözüme kavuşturma iradesine tanık oluyoruz. Antalyaspor Vakfı’nın bu konudaki özverili çalışmaları da konunun olumlu sonuca ulaşmasında çok etkili oldu. Kamuoyuna da yansıdığı üzere, anılan sayın başkanların ‘kamu yararı’ perspektifinden üretebilecekleri çözümler, başta mağdur yüzlerce ailenin sorunlarına ve nihayetinde Antalyalıların sosyal hizmetlere yasal biçimde ulaşmaları yolunda tek çaredir. Kendilerine bu vesileyle teşekkür ediyorum. Yakın zamanda projelerin detayları ilgili kişilerce açıklanacaktır" dedi.