18.06.2022 - 10:31 | Son Güncellenme:
Selçuk BAŞAR- Aleyna KESKİN/ TRABZON (DHA)
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, bağışıklık sistemi bozukluğu alerjinin, özellikle bahar ve yaz aylarında yaşam kalitesini düşüren reaksiyonlara neden olabildiğini belirterek solunum yolu alerjilerinin tedavi edilebilir olduğuna dikkat çekti.
Mevsimsel alerjinin soğuk algınlığı ve üst solunum enfeksiyonları ile karıştırıldığını kaydeden Özlü, doğru ve zamanında tedavinin önemini belirtip, "Bahar ve yaz mevsimi ile beraber solunum yolu alerjileri olan kişilerde hemen yakınmalar yoğun bir şekilde başladı. Bu ara pek çok alerjili hastamız başvuruyor. Genelde solunum yolu alerjileri hapşırma, burunda kaşıntı, burun akıntısı, burunda tıkanma, geniz akıntısı ve öksürük yakınmaları ile geliyorlar. Astım hastalığı da buna katılmışsa nefes darlığı, hırıltı, inatçı öksürükler oluyor. Gün boyu devam eden art arda nöbetler şeklinde çok sayıda hapşırmalar olabiliyor. İnanılmaz derecede yaşam kalitesini bozan şikayetler oluyor. Bazen gece uyku uyutmuyor bu hapşırma ve öksürmeler. Hastalar zorlanıyorlar. Polenlerin özellikle burada etkisi çok fazla. Bahar ve yaz mevsiminde polen yükü artıyor ve değişiyor. İklim de etkili oluyor tabi. Sıcaklar, nem ve benzeri diğer değişimlerde bu polenlerden bizim etkilenmemizi sağlıyor. Açık havada daha çok vakit geçiriyoruz. Bu da daha çok polen maruzuna yol açabiliyor. Bu alerjik semptomlar ve alerjik hastalıklar artık günümüzde tedavi ile tamamen önlenebilir" dedi.
‘TEDAVİDEN KAÇMAYA GEREK YOK’
Tedavi süreci ve alerjik durumdan korunmanın mümkün olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özlü, "Eğer mevsimsel bir alerji varsa aslında bu semptomların başlamasından önce tedaviye başlayıp bu mevsim boyunca düzenli ilaç kullanmak gerekiyor ve mevsim bittiğinde yine tedavi kesilebiliyor. Ama mevsimsel değil yıl boyu devam eden bir alerjik yapı söz konusu ise o zaman da sürekli bir tedavi gerekebilir. Her ne olursa olsun kişi yapısına göre, şikayetlerine göre bireysel tedaviler ile bu sorunu çözebilir, çözmek mümkün bunu. Korunmak önemli. Mümkün olduğu kadar alerji testleri yapılarak neye alerjisi var bu tespit edilebilir ve buna dönük olarak da bazı tedbirler alınabilir. Bu konuda yakınmaları olan kişilerin göğüs hastalıkları uzmanı ya da alerji uzmanına başvururlarsa kendilerine yardımcı olacaklardır. Bu mevsimi de gayet rahat konforlu yaşamdan ödün vermeden atlatmaları mümkün. Alerjik hastalıklarının tedavisinde kullanılan ilaçların bazı önemli yan etkileri vardı önceden ve bundan dolayı hastalarımız bu ilaçlara çok kullanma konusunda istekli olmaya biliyorlardı. İşte uyku, uyuşukluk, iştah artışı gibi bazı istenmeyen etkiler bu ilaçların bazılarında olabiliyordu. Ama günümüzde artık bu tür yan etkiler de büyük oranda azaltılmış durumda. Daha güvenli daha etkili ilaçlar var. Dolayısıyla bu tedaviden kaçmaya gerek yok bu zahmeti çekmeye gerek yok" diye konuştu.
‘AĞIR KLİNİK TABLOLAR GELİŞEBİLİYOR’
Ertelenen tedavinin hastalıklara davetiye çıkardığını söyleyen Özlü, "Alerjik hastalıklar bir arada görülebilir önce biri başlayıp sonra diğeri buna eklenebilir. Mesela alerjik nezlesi şeklinde başlayıp sonra bunu astım eklenebilir veya ürtiker gibi deri ile ilgili alerjiler eklenebilir. Alerjik göz nesnesi buna eklenebilir. Kişiden kişiye, ortama göre, yaşam şekline göre değişiyor bunlar. Doğru tedaviyle tümünü kontrol altına almak mümkün. Yoksa giderek daha da sıkıntılı durumlar, ağır klinik tablolar gelişebiliyor. Komplikasyonlar ortaya çıkabiliyor. Dikkat etmek lazım. Bunların çoğu da maalesef alerji değil de sanki enfeksiyon gibi tedavi ediliyor. Hastalarda ben üşüttüm, nezle oldum, grip olduğunu zannedip antibiyotikler alıyorlar, öksürük şurupları kullanıyorlar. Bunlar geçici bir süre belki bir kısmı fayda sağlayabiliyor ama sorunu çözmüyor. Yani bütün olarak bakıldığında kalıcı kontrol altına alacağı bir tedavi sağlamıyor. Sadece geçici bir tedavi rahatlatıcı bir tedavi oluyor. Onun için böyle ezbere ilaçları da çok kullanmamak lazım. Öncelikle hastalığın teşhis edilmesi lazım" dedi.