06.04.2012 - 02:30 | Son Güncellenme:
Esra ALUS
Balyoz davasının dünkü duruşmasında, Cumhuriyet savcılarının deliller değerlendirilmeden mütalaayı mahkemeye sunmasını protesto eden sanık avukatları, cübbelerini masalara bırakarak izleyici sıralarından duruşmayı izledi. Mahkeme, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök ve eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman’ın da aralarında bulunduğu bazı kişilerin tanık olarak dinlenmesi ve dijital verilerle ilgili bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki talepleri oy birliğiyle reddetti. Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları yerleşkesinde İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nce görülen Balyoz Planı davasının 89. duruşmasında mahkeme heyeti, sanık ve avukatların tanık dinletilmesi ve dosyadaki dijital veriler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması yönündeki taleplerini reddedince sanıkların bulunduğu bölümden “Brovo” ve “Helal olsun” şeklinde sesler yükseldi. Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken, sanık avukatlarının cübbelerini masalarının üzerine bırakarak duruşmaya katılmadıklarını belirterek, “Anlaşılan mahkemeyi protesto ediyorlar” dedi.
‘Savcı gülerek bakmasın’
Bazı sanıklar, Savcı Savaş Kırbaş’ı işaret ederek, “Savcı bize gülerek bakmasın” diye bağırdı. Başkan Diken de, bu şekilde konuşmalar devam etmesi durumunda yargılama yapılmayacağı ve duruşmayı bitireceğini söyledi. Emekli Orgeneral Ergün Sayun da, “Mütalaa iddianamenin aynısıdır. Bunlar iğrenç iftiralardır. Şenkal Atasagun’un tanık olarak dinlenmesini istiyorum” dedi. Saygun, Mustafa Balbay’a ait olduğu iddia edilen günlüklerde, Balbay ve İlhan Selçuk’un da katıldığı bir yemekte, “Atasagun ‘Birinci Ordu’nun darbeye hazır olduğunu’ diyor” şeklinde konuşan Saygun, bununla ilgili Atasagun’un tanık olarak dinlenilmesini istedi.
Bilirkişiye yemin ettirildi
Tutuklu sanık Aydın Sezenoğlu ve aynı zamanad kardeşi olan avukatı Ali Sezenoğlu, 5 nolu Harddisk ile 11, 16 ve 17 nolu CD’lerle ilgili olarak bilirkişi Tevfik Koray Peksayar’ı dinlenmek üzere duruşmada hazır bulundurduklarını söyledi. Tanık kürsüsüne alınan Peksayar, bilgi teknolojileri konusunda 20 yıldır görev yaptığını söyledi. 10 yıl bilgi güvenliği konusunda çalıştığını belirten Peksayar, son üç yıldır da İstanbul Adalet Komisyonu teknik bilirkişi listesinde isminin bulunduğunu ve bilirkişi olarak hizmet verdiğini söyledi. Başkan Diken, “Adalet Komisyonu Bilirkişi listesi yanınızda mı? Yanınızdaysa yemin ettirmeyeceğim size. Yanınızda değilse yemin ettireceğim” dedi. Yanında olmadığını söylemesi üzerine tanık Peksayar’a, bilim ve fenne bağlı kalarak bilirkişi sıfatıyla bilgi vereceği konusunda yemin ettirildi. Dava dosyasında 5 nolu harddisk ile 11-16 ve 17 nolu CD’lerin kendisine verildiğini ve bu dijital üniteler üzerinde inceleme yaptığını söyledi.
Önce CD’ler ile ilgili olarak açıklama yapacağını belirten Peksayar, “CD’lerin içerisinde yer alan bazı Office dosyalarının Microsoft Office 2007 sürümü öncesi yazılımlarla bazılarının ise 2007 veya sonrası sürümlerle yazılmış olan dosyalar olduğunu tespit ettim” dedi.
Peksayar, bu nedenle verilerin bazılarının 2006 tarihinde kullanılmaya başlayan Open Office, bazılarının da 26 Aralık ayında kullanıma sunulan Microsoft Office 2007 veya sonrası sürümleri ile yazılmasına karşın CD’lerin oluşturma tarihinin ise 2003 olarak göründüğünü söyledi. Peksayar, bununla birlikte incelediği CD’lerden 11 ve 16 nolu olanlarının ise tek seferde yazılabilirlik özelliği kullanılarak yazıldığını, rolayısıyla da CD’lerin oluşturma, değiştirme tarihleri gibi üst bilgilerinin sonradan değiştirilmesinin mümkün olmadığı bilgisini verdi.
‘TÜBİTAK raporu yetersiz’
CD içerisinde oluşturulan Office verilerinin bazılarında 2007 öncesi sürümle yazılmış olmasına rağmen 2007 veya sonrası sürümlerle oluşturulan dosyalardan bazı bölümlerin alınıp kopyalandığı şeklinde tespitleri bulunduğunu söyledi.
Başkan Diken, “İncelediğiniz TÜBİTAK raporuna ilişkin tespitiniz nedir?” diye sordu. Peksayar, “Yetersiz, tam anlamıyla gerçeği yansıtmıyor. Dosyalar size bilgi sunuyor ama kapıyı açıp baktığınız zaman fark şeyler olduğunu görüyorsunuz. Tespitlerinin bir kısmı doğru. Fakat altında yatan detaylar tam anlamıyla incelenmemiş” cevabını verdi.
Solucan ve Backdoor
Peksayar, daha sonra da 5 nolu Harddisk üzerinde yaptığı incelemeleri aktardı. Harddiskin D bölümünde yaptığı incelemede 2 tane virüs bulunduğunu, bunlardan birinin “solucan”, diğerinin ise “backdoor” diye tabir edilen virüsler olduğunu söyledi.
Bu virüslerin, kopyalandığı sisteme uzaktan erişim sağlayabilen virüsler olduğunu belirten Peksayar, “Bu virüsler, internete bağlandığında görünüşte masum bir internet sayfası açmak ya da MSN açmak gibi işlemler yaparlar ama arkada bağlandığı adrese kendisini sunucu olarak göstererek dosya alışverişi yapabilir” şeklinde konuştu.
Deneme amacıyla bu virüsleri bir bilgisayara kopyaladığını belirten Peksayar, “Bilgisayarımı internete bağladığımda Google Talk protokolü ile bağlantı kurdu. Oysa benim bilgisayarımda Google Talk protokolünü devreye sokacak bir uygulama mevcut değildi” dedi.
‘Usul hataları var’
Davanın bir numaralı sanığı emekli Orgeneral Çetin Doğan, mahkemenin keyfi bir uygulama yaptığını belirterek, bu durumun hukuki olarak kabul edilmeyeceğini söyledi. Mahkemenin usul hatalarını okumak istediğini ifade eden Doğan, “Delillerin ortaya konulması, tartışılması bütün ısrarlarımıza rağmen yapılmadı. Delil olarak konulan belgelerin okunması gerekir. Belgelerin başlıkları okunmuştur. Delillere ilişkin yeterli açıklamalar olmamıştır” dedi.