22.05.2023 - 22:51 | Son Güncellenme:
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamaları şu şekilde: Bugün Ayvansaray'da roman kordinasyon merkezindeydik. Ben roman dilinde yaklaşık 50-60 kelime biliyorum. Ben Gaziosmanpaşa'da yaşadım. Orada baya bir roman var. Bizim sınıf arkadaşlarımız vesaire vardı hep beraber büyüdük. Bizde babadan kalma bir roman dostluğu var. Onların işlerinde güçlerinde zorluklarında hep romanlarla beraber olduk.
'YÜZDE 90'LIK KONSOLİDASYON YAKALADIK'
Siyasete ben şöyle bakarım; Bir kampanya psikolojisi vardır. Kampanyaya giren kişi sahanın etkisini kaybedebilir. Sadettin Bilgiç'in yanında 17-18 yaşlarında bütün konuşmalar ve anonsları ben yapıyordum. Kampanyada şöyle bir şey var; Birinci çevre size yakın olanlar, İkinci çevre izleyenler, Üçüncü çevre de size karşıt olanlar. 3 halka vardır. Ben birinci, ikinci ve üçüncü halkayı da görürüm. Biz kampanyaya başladığımızda birinci kampanyamız zayıftı. Kampanyanın ardından yüzde 90'lık konsolidasyon yakaladık. O konsolidasyon hala devam ediyor. Bizim taraftaki konsolidasyon çok yüksek, karşı tarafta düştü. Birinci turdan sonra kaybetme korkusu. Seçimi kaybetme korkusu değil. Türkiye'nin bu zamana kadar geldiği noktayı kaybetme korkusu. İkinci korku; Terör korkusu ve LGBT korkusu, hiç endişe etmeyin böyle bir şey olmayacak dedik. Macaristan'da Başbakan seçimlere giderken, Soros Macaristan'da seçimlere etki etmek istedi, Macar İçişleri Bakanı dostum benim. Seçime ABD'nin bizzat para gönderdiğini ben ilk defa gördüm. Burada ABD para gönderdi dikkatli olun dedi. ABD, Avrupadaki bir çok ülkeyi konsolide ederek bizim içimizdeki LGBT derneklerine çok fazla yardım yapıyor. TV dizileri gibi yerlere çok fazla yardım yapıyor. ABD'nin iki şeyi var; Bir LGBT üzerinden yürür, iki Çin'e karşı Uygur Türklerinin üzerinden yürür. Türkiye'yi bir saha olarak görüp, Türkiye'yi de etkileyerek bizim Uygur Türklerine karşı bir şeyler yapabilmek ve Çin'i sıkıştırmak istedi. Bunu ABD uzun süredir iç politika haline getirdi.
Benim kaanatim odur, Türkiye'nin aile yapısana, gelecekti planlarına karşı ön plana çıkartığı şeydir. Ben PKK'nın da normal terörizmden çok kültürel terörizm yaptığını düşünmekteyim. Ne zaman PKK devreye girdi, seküler bir anlayış, buna seküler demekte yanlış olur belki. PKK, Ladin'i bir örgüt. Doğu'da aile yapısını parçalamak istedi. Doğu ve Güneydoğu'da kadının özgürlüğü ve hakları konusunda öne bir şeyler sürdü ve batıda bunu destekledi. İşid'de İslam'la karşı kurulan bir örgüttür. FETÖ'de hristiyanlaşma örgütüdür.
'BU KARARIN İKİ SEBEBİ VAR'
Birincisi Sinan Oğan birinci turda da mümkün olduğu ölçüler çevresinde milli bir yol ortaya koydu, elbette bize söyledikleri de olacak çünkü aday. Muharrem İnce'nin de yarıştan çekildikten sonra oylarının oraya geçtiğini düşünüyoruz. 3 puanlık bir oy var. O oyların sürekli gezdiğini düşünüyoruz. Önceden bunlar yüzer gezer oy denilirdi. Bunlar protest milliyetçi oylar. Aslında İYİ Parti'nin oylarıydı bunlar. Burada o protest milliyetçi oylar, hem İYİ Parti'de oldu, hem Muharrem İnce'de oldu ondan sonra da Sinan Oğan'da oldu. Protest milliyetçi oylar olabilir elbette ama günün sonunda bir değerlendirme yapılıyor. Bu değerlendirmede niçin bizde değil niçin Kılıçdaroğlu hattında değil? Burada belki bize karşı bir tanımlayamadığı bir değerlendirme var. Diğer tarafta olmamasının tam anlamı şu: İki sebebi var. Hem dış politika açısından milliyetçiliğin. Hem iç politika açısından. Dış politika açısından mesela şudur. Kılıçdaroğlu biz Suriye'den Mehmetçiği çekeceğiz dedi. Oradan askeri çekince orada bir terör devleti kurulacak. Türkiye'de en çok etkilenen ve en çok takım olarak hamle yapan milliyetçi seçmendir. Milliyetçi seçmen politik seçmendir. İYİ Parti'nin bir bölümü benim kanaatim protest seçmendir. Cem Uzan'ın oyları vardı. Onlara dönerci dediler ama çok yanlış, çok okumuş, kendini geliştirmiş seçmeni de vardı. Lütfü Türkkan şehit ailesine küfrettiği an İYİ parti'de 2,3 puan bir kayıp oldu. 13,5 puandan 10.2'ye düştü o an. Demek ki İYİ Parti'nin içerisinde böyle bir kitle var. Burada milliyetçi seçmenin konsolide olmasının en temel sebebi Türkiye'nin jeopolitiğidir. Orta Asya Türk devletleri kavramıdır.
Sinan Oğan bugün bir tavır koydu. Ben Erdoğan'ı destekleyeceğim dedi. Esas itibariyle Millet İttifakı da bir karar verdi. HDP'yle çok yakın ilişkiye girdi. HDP'nin oy aldığı yerden çok yüksek etki oldu. HDP'nin oy oranı da düştü. HDP'nin kendileri 12,13 gibi bir oran bekliyordu. Kılıçdaroğu'nun kendilerinde gösterdiği hassasiyetin bir avantaj olacağını düşündüler ve oradaki insanlarda korktu bu durumdan. Cudi Kap başladı.
'AMERİKA'YLA GEÇİNMEK İSTEYENLER TÜRK SİYASETİ İÇERİSİNDE HDP'Yİ KUTSAR'
Doğu ve Güneydoğu, 15 Temmuz'dan sonra başka bir yöne doğru gitti. Burada Türkiye geçmişteki terörle mücadelelerine göre başka yere gitti. Önceden terörü döverdi, sonra çekilirdi başka işlerinde dönerdi. Burada Tayyip Erdoğan başka bir şey yaptı. Teröristi etkisiz hale getirdi. Burada yol yaptı, eğitim alanlarını genişletti. Burada son 6 yılda %60 oranında doktor oranı arttı. Doğu ve Günaydoğu Anadolu burada yükseliyor artık. 6-8 Eylül oranlarında Doğu'daki bütün büyük aileler HDP'yi kınadı. Orada ilk kez büyük aile ve aşiretlerin sert bir eleştirisi oldu. Orada da kalmadı. Dip dalga olarak devam ediyor bu. Amerika'yla geçinmek isteyenler Türk siyaseti içerisinde HDP'yi kutsar, onunla iyi geçinmeye çalışırlar. Oysa bugün hepimiz görüyoruz ki onların dediği tutmadı. Esas itibariyle iki şeyi ayırmamız lazım. Tayyip Erdoğan karşıtlığıyla, HDP'nin oylarını ayırmak lazım. HDP'nin sürekli oyları düşüyor. Şimdi görüyoruz ki Türkiye oradaki insanları kucaklamak için çok fazla adım attı. Orada Alevilere karşı yaptığı adımlarda önemliydi. Bundan 10 yıl sonra göreceksiniz, Türkiye'nin şu anda attığı en büyük adımlardan birisi de HÜDA-PAR adımıdır. Burada islamcı nesli tekrardan geliştirecek bir adımdır bu. Burada Türkiye çok önemli ve stratejik bir adım atmıştır. Burada 10 yıl sonra bunu Süleyman Soylu diye bir fani söyledi ama bunu Tayyip Erdoğan yaptı.
HDP seçmeni ikiye ayrılır. Bir HDP seçmeni ideolojiktir. İkinci seçmen seküler HDP seçmenidir. Onlar AKP karşıtlığından HDP'lidir. Diyarbakır'da havuzlu böyle evleri olan elit bir kesim var. Bunlar terörden ötürü vermezler, İzmir'de AKP karşıtlığından ötürü verilen oy gibidir.
Şöyle Doğu ve Güneydoğu'da olan herkes şunu söyleyebilir. Biz HDP'ye oy vereceğiz ama siz kayyum atayın, onlar bizi yönetmeye devam etsin diyor. Orada bir memnuniyet var. Kayyumla aynı zamanda para çalma olmuyor, yatırım yapıyor o tarafa. 900'ün üzerinde yargılamalar var. Kanun şöyle diyor; Bunu Avrupa'da şöyle yapmış. Batasuna örneğinde var. Kanunda diyor ki siz tamamına kayyum atayın diyor. Kanun diyor ki böyle bir şeyde senin görevin Belediye Başkanı'nı görevden almak yerine kayyum atamak diyor. Siz ancak şunu kayyum atayarak atabilirsiniz. İçerisinden birini atayabilirsiniz. Türkiye'yi irite eden en büyük meselelerden birisi özerklik meselesi. Aşırı sol terör örgütleri var, onlar ilk başta harekete geçer, sonra toplumsal tahriklerele beraber bir değerlendirme yaparlar.
'TÜRKİYE'DE 3,3 MİLYON SURİYELİ VAR'
Rakam meselesi ciddi bir iştir. Ben 2011'de iç savaş çıkmadan önce baktığımda Suriye'nin nüfusu 21,5 milyon civarındaydı. Uluslararası kuruluşlar şunu diyor. 6.5 milyon insan yurdu terk etti, 500 bin insan hayatını kaybetti, 6 milyon insan da yer değiştirdi diyor. Suriye'nin nüfusu şu anda 16,5 milyon civarında . 4 milyon İGAP'da nufüs var. Yani bizim sınırımızda komple 6 milyon insan var. 10 milyonu da iç bölgelerde. Rejim ve PYD'nin bölgesinde toplam 10-10,5 milyon üzerinde insan var. Şimdi size iki rakam diye söyleyeceğim, Ürdün'de, Lübnan'da, Mısır'da ve Avrupa'da 800 bin kayda geçmiş Suriyeli var. Bu zamana kadar Yunanistan'a geçen 1 milyon 200 bin kişi var denizden geçen. İtalya'ya da 50 bin kişi geçmiş. Karadan da 500 bin kişi Avrupa'ya geçmiş. Toplamda 1 milyon 750 bin kişi buradan Avrupa'ya geçmiş. Türkiye'de şu anda toplamda 3 milyon 381 bin 429 kişi var geçici koruma statüsünde.
İkamet izniye ülkede kalan yabancıların hepsi 1 milyon 308 bin 514 kişi var. Uluslararası koruma kapsamında bulunan 300 bin 720 kişi var. Ama biz mülteci alırken diyoruz ki biz Doğu'dan mülteci almayız. Biz Batı'dan mülteci alırız. CHP de başka bir şey diyor burada. CHP diyor ki biz bu şartı kaldıracağız Doğu'dan da göç alacağız diyor. Şu an Avrupa, Ukrayna'ya bu formülü uyguladı. Burada da bir prosedür var. Belirli şartlarda siz bu insanları istediği ülkeye de gönderebilirsiniz. Dünya diyor ki burada bazı kişiler var. Bu insanlar hangi ülkeye giderse ben yardımcı olayım diyor. Yaklaşık 7500 kişi hayatını kaybetti Suriyeli. Bunların hiçbiri kayıtsız değil hepsi kayıt altında. Biz 2011-2012'den beri bir politika setimiz var. Biz bunu uyguluyoruz. Avrupa buna geç uyandı. Bunlar Avrupa'ya geçmeye başlayınca Avrupa dedi ki bir şey yapalım. Ben Çalışma Bakanıydım, Ahmet Davutoğlu o zaman Dışişleri Bakanı'ydı. Davutoğlu orada kendime göre bir pozisyon alayım, Avrupa'yı arkama alayım diye alelacele bir anlaşma yaptı. Biz burada yine anlaşma gereğince üstümüze düşeni yaptık ama Avruğa hala bu konuda doğru düzgün bir şey yapmadı. Ben 7 yıldır devletin içerisindeyim. Hollanda güvenlik bakanı bir ara bana geldi, bir sürü operasyonlarda onlarla diyoloğumuz var. İngiltere Bakanı, Almanya Bakanı bir çoğuyla iletişimimiz var. Taliban'la esas itibariyle iletişimimiz yok ama direkt olarak iletişimimiz var. Buradan sadece 100 bin kişi Afganistan'a gönderdik. Bunları iletişime geçmeden gönderemezsiniz.
SINIR GÜVENLİĞİ
Biz 1315 km uzuklukta güvenlik duvarı yaptık. TSK'ya biz bu duvarları İçişleri Bakanlığı olarak yapıp onlara teslim ediyoruz. Buralarda tarihi işler yapıldı. Suriye sınırında yaparsınız düz arazidir. Ama Çaldıran'da yapmak zor oluyor. Türkiye'nin en soğuk yeri burasıdır. Bazen -40 derece oluyor. En son Kasım ayında gittik ben hayatımda bu kadar çok üşüdüğümü hatırlamıyorum. Biz Van Gölü'nü sahil güvenliğe verdik. Buradan geçiş yapan kaçakları da engelledik.Tüm tecrübemizle biz buna karşı durduk. Afedersiniz, Bu işin profesyoneli olduk. Burada sınır karakolları var. Buna rağmen biz nasıl burada çaba sergiliyorsak oradan geçen kişi de çaba sergiliyor. VİP olarak Afganistan'dan 6-8 bin dolara Almanya'ya geçiş düzeni var. Amerika, Afganistan'ı bir uyuşturucu yerine çevirdi. Dünyada uyuşturucuyu CIA yönetir. Biz burada eroin hattını kestik. Burada dünyanın en büyük eroin yakalamalarını yaptık. Van, Ağrı ve Hakkari'de bu işler yoğunmuş, biz bu üç ile baskı yaptık. Makü, PKK'nın yeni karargahıdır. Burası bize yanlız 40 km'dir. Burası şu anda PKK'nın yeni karargahıdır. Burası ana karargah ama İran sorarsanız burada böyle bir karargah yok derler. Bu duvar hem teröre karşı bir duvardır, hem uyuşturucuya karşı bir duvardır, hem de insan kaçakcılığına karşı bir duvardır. Burada Tendürek dağına bir uzay üssü gibi bir üs koyduk. Şimdi Ağrı Dağı'na da bir tane kuruyoruz.
Almanya'da da Türkler oy kullanıyor. Bunların bazıları Almanca bilmiyor bu ekstrem olaylardır. Sayıları düşüktür. Suriye bizim iklimimizin insanları ve Suriyeliler oto kontrolü olan insanlar. Biz bazı yerleri de bu insanlara kapattık. İstanbul'u Suriyelileri kapattık. Mesela biz Fatih'de yabancı öğrenci veya çalışanı da kapattık. Terörden arındırılmış bölgelere dönenler oldu. Bir kısmı döndü, barınamayıp tekrar geldiler. Onları orada barındırmak istemeyenler var. Onların orada yerleşmesini istemiyorlar. PKK da bunu istemiyor, PYD de bunu istemiyor, bence rejim de bunu istemiyor. Devlet politikası olarak biz bu insanları uzun yıllar vatandaşlık konusunda desteklemiyorduk. Türkmenleri orada bölgenin savunmaları karşılığında bırakmayı düşünüyorduk ama baktık olmuyor ki bu insanları kabul etmek zorunda kaldık. Operasyon yaptığımız, terörden arındırılmış yerde 6 milyon insan tutuyoruz. Buradan askeri çekerseniz, orayı PYD ele geçirir. Bu da oradan buraya 6 milyon göç demek. Amerika'nın yapmak istediği şu; Bölgeye bir terör devleti kurmak ve 100 bu ülkeleri bununla yormak. Türkiye buna rıza göster mi?
'SURİYELİLERİN %70'İ GİDERİM DİYOR'
Yaklaşık 1 yıldır Suriye'de bunun çalışmaları sürüyor. Katar Emiri ben Suriye konusunda yardım yapmak istiyorum dedi. Sayın Cumhurbaşkanımız burada BM'de gelin buraya ev yapalım dedi. Oradaki devletler yaklaşmadı buna. Katar Emiri de biriket evler konusunda destek olmak istedi. Biz bunu bulduk ama bizden sonra vatandaşlar da kendileri yapmaya başladı. Diğer tarafta Türkmen bölgeler var. En önemli bölgelerden birisi. 240 bin konutu Katar yapıyor, biz yapmıyoruz. Burada Katar diyor ki bir bölümünü ben yapacağım, bir bölümünü de sizinle beraber. 23 bin konutun yapımı çarşamba günü başlıyor. Katar'ın ortaya koyduğu şart ne? Katar diyor ki Türkiye'de yaşayan insanlar ancak buraya göç edebilir diyor. Yani buradaki insanları oraya göç ettirmek üzerine kurulmuş bir eylem. Elbab, Cerablus ve Tel Abyad'da böyle bir şehir yapılacak. Biz soruyoruz siz gider misiniz diyoruz, %70'i giderim diyor. Burada Katar buradan para almayacak, aynı zamanda 7-8 sene kaldıktan sonra ben sana sahiplendireceğim diyor. O bölgede sanayi sitesi kurduk. Merkel rasyonel bir siyasetçidir. Ben Merkel'i bunlardan ayırırım. Bunların insana ihtiyacı var. Bunlar göçmenleri Türkiye'de tutup daha sonra kendilerine almayı düşünüyorlar. Bunların üretime ihtiyacı var. Zaten 550 bini dönmüş burada böyle bir olanak verirsen 1 milyonu da dönmez mi?