08.04.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
ANKARA Milliyet
Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç, Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararıyla Türk yargısının kararlarını geçersiz sayacak bir sonuca ulaştığını söyledi. Anayasa Mahkemesi’ne sert çıkan Arınç, yeni bir düzenleme mesajı vererek, “Bence çok yanlış bir karardır, bunun düzeltilmesi gerekir. Efendim sanal alemdir, isteyen insana hakaret eder, isteyen insanı şiddete teşvik eder, isteyen istediği şekilde her şeyi yapabilir. Böyle bir özgürlük hayvanlar âleminde bile yok” dedi.
Arınç, 5 hafta aranın ardından yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası yaptığı açıklamada Anayasa Mahkemesi’nin Twitter kararına ilişkin soruları yanıtladı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç’ın sözlerinin sorulması üzerine Arınç, kararın Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna açıkça aykırı olduğunu söyledi.
Aceleyle iç tüzük değişti
Anayasa Mahkemesi’nin bugüne kadar bu maddeleri ileri sürerek başvuruların “kabul edilemez” olduğu yönünde kararlar verdiğini ancak Twitter ile ilgili konuda bunun aşıldığını dile getiren Arınç, Mahkemenin iç tüzüğüne, 5 Mart 2014’te Resmi Gazete‘de yayımlanan değişiklikle “Mahkeme, içtihadın oluştuğu alanlarda veya ivedilikle karar verilmesi gereken durumlarda Bakanlık cevabını beklemeden başvurunun kabul edilebilirlik ve esası hakkında karar verebilir” hükmünün konulduğunu vurguladı. Arınç, “Aceleyle iç tüzüklerini değiştirmişler ve idarenin, yani Bakanlığın cevabını beklemeden de karar verebileceklerini koymuşlar. Bu ifadenin kısa bir süre önce Anayasa Mahkemesi tarafından yapılan bir değişiklikle iç tüzüğe eklenmesi de bugün baktığımız takdirde fevkalade manidar ve düşündürücü geliyor” diye konuştu.
‘Durumdan vazife’
Anayasa Mahkemesi’nin durumdan vazife çıkardığına işaret eden Arınç, şunları söyledi:
“Burada Anayasa Mahkemesi kendince durumdan vazife çıkarmış. Merkezi ABD’de bulunan Twitter şirketinin aleyhinde, bu sayfaların kapatılması noktasında tam 27 mahkeme kararı var. Bu 27 mahkeme kararından dördünü uyguladılar. Diğerlerini de uygulama aşamasındaydılar. Fakat Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı onların imdadına yetişti ve hukuk alanında bizim, Twitter’ın bütün yargı kararlarını uygulaması noktasındaki ısrarımızı maalesef boşa çıkardı. Anayasa Mahkemesi böyle bir karar almakla kendi Türk yargısının kararlarını geçersiz sayacak bir sonuca ulaşmış oldu. Bence verdiği kararla elde edilecek menfaatin daha fazlasını biz, Türk yargı kararlarını hiçe sayan, uygulamayan, başka ülkelerin yargı kararlarını uygularken hiç tereddüt etmeyen Twitter isimli şirkete, ‘Türk mahkemelerinin kararlarını uygulamayabilirsiniz’ şeklinde bir güvence vermiş olduk. Dört kararı ancak son zamanlarda istemeyerek de olsa uygulayan Twitter şimdi artık hem bunları uygulamak hem de geride kalan 23 mahkeme kararını uygulamamak noktasında eline büyük bir koz geçirmiş oldu.”
İnsanların hukukunu kimin koruyacağını soran Arınç, “Anayasa Mahkemesi’nin karar vererek bireyi koruması gerekirken burada verdiği kararla Twitter’ı koruyor, bireyi korumuyor. Kusura bakmasın, Sayın Başkan’ın şahsına büyük bir saygımız var, bunu da yıllardan beri ispat etmişiz ama oy birliğiyle verdikleri bu karar, bence Türkiye’yi, Türk halkını, insanımızı, bireyleri ve mahkeme kararlarını korumaya matuf bir karar değildir” dedi.
‘Düzeltilmesi gerekir’
Anayasa Mahkemesi kararının Bakanlar Kurulu’nda da ele alındığını bildiren Arınç, şunları söyledi:
“Bence çok yanlış bir karardır, bunun düzeltilmesi gerekir ve biz, bu konuda Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı elbette uygulama noktasındayız ama hukuk içinde de insanımızı, bireyi koruyacak tedbirleri, bugünküler yeterli değilse mevcut tedbirlere ilaveten başkalarını da getireceğiz. Yanlış bulduğumuz bir karardır, her karar eleştirilebilir, bidayet mahkemeleri de olsa Anayasa Mahkemesi kararları da olsa. Kaldı ki Sayın Başkan da yıllarca muhalefet şerhi verdiği kararlarda, çok özel açıklamalar yaparak hukuk noktasında bizim kendisini takdir ettiğimiz bir insandı. Ama Twitter veya TİB’in yetkilerini aşmak, Türk yargı yetkisini tanımamak gibi bir sonuca varan kararını elbette hiçbir zaman tasvip etmiyoruz.”
‘Herkes hakaret mi etsin’
Arınç, şöyle devam etti: “Düşünün ki bir ev hanımı, kendi adına sahte bir hesapla porno yayıncılık yapılıyorsa çocukları ve eşi karşısında bunun engellenmesini isterse, kendisinin toplum içinde kötü bir şekilde tanınacağından şikâyet ederse bir devlet, bir yargı, bir hükümet bu insanın haklı şikâyetini görmezden gelebilir mi? Efendim sanal alemdir, isteyen insana hakaret eder, isteyen insanı şiddete teşvik eder, isteyen istediği şekilde her şeyi yapabilir. Böyle bir özgürlük hayvanlar âleminde bile yok. Bizde böyle sanal alemde ne yaparsanız serbest olsun şeklinde, herkes herkese hakaret etsin, herkes herkesin kuyusunu kazsın, herkes silahlı isyana teşvik etsin, herkes bir yerde suç işlesin, herkes kedisini öldürsün, videoyu koysun Youtube’da veya bir başka yerde, herkes annesini testereyle kessin, herkes hayvanlarla cinsel ilişkileri bir şekilde yaysın, şöyle olsun, böyle olsun. Böyle bir özgürlüğe birileri sahip olabilir ama biz böyle değiliz. Kimse kusura bakmasın.”
Köşk konuşulmamalı
Arınç, Bakanlar Kurulu’nda Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin gündeme gelip gelmediği yönündeki soruya, “Bugünkü gündemimizde bu yok, olması da doğru değil” yanıtını verdi. Bir televizyon programında da bu konunun gündeme gelmesi için zamanlamanın yanlış olduğunu söylediğini hatırlatan Arınç, “Biz, 30 Mart’ı konuşmalı, 30 Mart’ın seçim sonuçlarını analiz etmeliyiz. Oradaki Ak Parti’nin başarısını görmezden gelerek, muhalefetin içinde bulunduğu zavallı durumları görmezden gelerek, Türkiye gerçekleri karşısında Başbakanımızın, hükümetimizin itibar kazandığını görmezden gelerek, hedef saptırarak, topu taca atarak ve Cumhurbaşkanlığı seçimini gündeme getirmek bence çok doğru değildi ama geldi” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Gül’ün gazetecilerin sorusu üzerine samimi düşüncelerini ifade ettiğini belirten Arınç, şunları kaydetti:
“Ben inanıyorum ki o gazeteci arkadaşımız aslında gündemin bu şekilde değişmesini arzu ettiği için çok kurnaz bir şekilde sorusunu sormuş olmalı. ‘Gündeme şunu getireyim dolayısıyla böyle bir soruyla da gündemi değiştireyim.’ Ama bu gazetecilik, buna da kızmak doğru değil. Sayın Cumhurbaşkanımız günü geldiğinde, zamanı geldiğinde, artık bundan sonra daha doğrusu bu işi Sayın Başbakanımızla görüşecekler. Sayın Başbakanımız da Azerbaycan’a giderken ‘Çok doğru, Sayın Cumhurbaşkanımıza katılıyorum’ dedi. Bence bu konu üzerinde artık konuşulmaması lazım. Bütün arkadaşlarımız da biliyor ki bu konu konuşuldukça gündem saptırılabilir, farklı şeyler gündeme gelebilir. Artık mayıs, haziran ayına kadar beklememiz gerekecek. İnşallah ağustos ayının 10’unda da ilk tura gideceğiz.”