GündemAkademisyenler ‘kömür tozu patlamasına’ odaklandı

Akademisyenler ‘kömür tozu patlamasına’ odaklandı

06.11.2022 - 07:00 | Son Güncellenme:

TBMM Amasra Maden Kazasını Araştırma Komisyonu’nun görüşlerine başvurduğu akademisyenler facianın neden kaynaklandığını değerlendirirken, “kömür tozu patlamasına” odaklandı.

Akademisyenler ‘kömür tozu patlamasına’ odaklandı

ÖNDER YILMAZ Ankara - Konya Teknik Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü Maden Mekanizasyon ve Teknolojisi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Niyazi Bilim, facianın kömür tozundan kaynaklı olabileceğine dikkat çekerek, sensör verilerini incelemeden kazanın nedeninin anlaşılamayacağını söyledi. Nedenin degaj (ani gaz boşalması) kaynaklı olup olmadığını anlamak için ocaktaki sensörlerin üç dört saat önceki verilerinin incelemesi gerektiğini vurgulayan Bilim, “Metan değeri sıfırdan başlayarak en son ölçülen 1,60 gibi bir değere yavaş yavaş çıkma eğilimindeyse buradan şu sonuç çıkar. Ortama yavaş yavaş bir sızıntı şeklinde yayılma. Ama örnek, eğer patlamadan önceki beş ya da 10 dakika içerisinde sıfırken, 10-15 dakikalık süre içerisinde 1,6’ya çıktıysa degaj gibi düşünebiliriz” değerlendirmesini yaptı.

Haberin Devamı

‘KÖK NEDEN BULUNMALI’

İki tür kömür tozu patlaması olduğunu belirten Bilim, şu bilgileri verdi:

“Bir tanesi, ortama kömür tozu yayılır, yoğunluğu, miktarı fazla olduğu zaman bir tetikleyici, bir kıvılcım, bir ateş bularak patlayabilir. Mühendislik önlemlerini uygulayarak -en azından toz oluşumu önlemek - sulu toz bastırıcılar kullanmak, taş dozu serpmek gibi bazı yöntemler kullanılarak kömür tozu patlamaların üstesinden rahatlıkla gelinebilir. Ama bir de grizu patlamaları sonucunda, patlamanın şiddetiyle ortamdaki kömür tozları etrafa yayılır ve patlama gerçekleşir. Bu durumda mühendislik çözümleri etkili olamaz.”

ODTÜ Maden Mühendisliği Bölümü Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Nuray Demirel de metan gazının en düşük tutuşma sıcaklığının 510 santigrat derece olduğunu, oluşan gaz sıkışması nedeniyle yaşanan patlamalardaki ortam sıcaklığının 1850 ile 2650 santigrat dereceye ulaşabildiğini söyledi. Bu patlamalarda ortama zehirli ve boğucu gazların dolduğunu kaydeden Demirel, ortamda kömür tozu mevcutsa ve bir önlem yoksa da akabinde kömür tozu patlamalarını yaşanabileceğine işaret etti. Alev hızının saniyede 300 fite kadar ulaşabildiğini ve yaklaşık 329 kilometre/saat hızla yayılan alev dalgasına dikkati çeken Demirel, “Kömür toz kontrolü de metan kontrolü kadar önemlidir. Bu kazadan ders alarak kök nedenlerin tespit edilip giderilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Haberin Devamı

‘FİTİL GİBİ’

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Madencilik ve Maden Çıkarma Bölümü Başkanı Prof. Dr. Kemal Barış ise Türkiye’de teknik olarak havalandırmaya önem verilmediğine işaret ederek, “Doğru havalandırma yapmazsanız gazü biriktirir ve patlatırsınız. Metanla mücadelede havanın miktarı kadar hızı da önemli. Yeterli türbülans sağlayamazsanız o galeri içinde metan tavanda birikir” dedi. Kömür tozu riskine de değinen Barış, “Dünyada da ülkemizde de büyük çaplı felaketlerin arkasında toz patlamaları var, metan patladığı zaman bu kadar uzun galerileri kat edecek bir etken değil. Metan patlıyor, bunun basıncı yoldaki tozu havalandırıyor, gelen alev onu yakıyor; bu fitil gibi nereye kadar gidiyor? O toz patlamasını engelleyecek bir baraja denk gelene kadar” dedi.

Haberin Devamı

‘ACİL UYARI SİSTEMİ YOKTU’

Bartın’da meydana gelen maden faciasında olayın yaşandığı TTK Amasra Müessese Müdürlüğü’nden alınan belge ve ifadeler neticesinde personel eksikliği, personellerin bilgi vererek yada vermeyerek işe gelmediği, kendi aralarında değişiklik yaptıkları, düzenlenen tertip listesi dışına çıkarak farklı vardiyalarda çalıştıkları, meydana gelen patlamada görev listesinde olmayan altı işçinin vefat ettiği, görev listesinde bulunup da resmi olarak izinli olmayıp göreve gelmeyen 13 kişinin olduğu tespit edilmiş.

Patlamanın yaşandığı gün maden ocağında merkezi gaz izleme merkezi operatörü Mehmet Özdemir’in hem polis hem de savcılık ifadesinde, “Acil durumda tüm işçileri uyaran bir sistem bulunmamaktadır. Telsiz ve telefonlarla iletişim kurulmamaktadır. Diyafon bulunmaktadır ancak diyafon bize, gaz izleme merkezine bağlı değildir. Biz bunu üstlerimize söyledik ancak bu hususta bir iyileştirme yapılmadı” dediği ortaya çıktı. Özdemir, İş Sağlığı ve Güvenliği yönergesine göre metan seviyesi yüzde 1 değerine ulaştığı zaman lağım atma işlemi yapılmaması gerektiğini anlatarak, “Fakat yüzde 1 seviyesinde olduğu zamanlarda da lağım atma işlemi olmuştur” dedi. Metan oranının 2’nin üzerine çıktığını çok gördüğünü anlatan Özdemir, şunları söyledi: “Ben metanın yüksekliğini -300 kot 1. Rekup sağ kalın damar üst taban yolu olarak tespit ettim. Bana -320 kotundan herhangi bir veri gelmedi, zaten burada sensör yok ancak yeraltında -320’de sensör bulunuyorsa da bizin sistemimizde kayıtlı değil."