20.02.2025 - 06:50 | Son Güncellenme:
AYŞEGÜL KAHVECİOĞLU - Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, mart ayında Meclis’e sunulacak ve 50 maddeyi aşması beklenen yeni yargı paketinin detaylarını Milliyet’e anlattı. Tunç, özetle şunları söyledi:
DURUŞMALAR İKİ AYDAN FAZLA ERTELENEMEYECEK: Yargılamayı hızlandırmaya yönelik maddeler var. Geçen sene verilen karar sayısı 12 milyondan, 13 milyon 900’e çıktı yani yargıda hızlanma var. Kadroyu da güçlendirdik. Hedefimiz duruşmaların iki aydan fazla ertelenmemesi, temyizde ve istinafta da 6 aylık süreleri aşmaması.
CEZA ADALETİ: Meclis gündemine ilk gelecek paket ceza adaleti paketi olacak. Yapılan operasyonlar sonrası serbest kalmalar çok eleştiri konusu oluyor. Aslında cezasızlık algısı konusu biraz yanlış anlatılıyor. Ceza kanunumuzdaki cezalar, cezaevinde kalma süresi diğer ülkelere göre bizde yüksek. Cezaevlerinde şu anda 395 bin kişi var. Eğer suç işleyen cezasız kalsaydı bu kadar kişi cezaevinde olabilir miydi? Peki algı neden oluşuyor? Suç işlendiğinde, cezası iki yılın altındaysa -ki bu suçlar basit suçlar, hakaret, tehdit, basit yaralama v.s- bunlarla ilgili tutuklama kararı verilmemesine, ‘Bu kişi neden serbest kaldı? Şu kadar suç kaydı vardı da neden serbest bırakıldı?’ diye toplumdan eleştiri geliyor. Yapacağımız düzenlemede iki yılın altındaki suçlar için tutuklama yasağı devam edecek, tutuklama sebebi varsayılan katalog suçlarda da değişiklik yapmayacağız. Somut delil şartını yine arayacağız. Ama şöyle bir ifade ekleyeceğiz: ‘Cezası iki yılın altındaki suçlarda tutuklama yasak ancak suçun işleniş şekli, kişinin yeniden suç işleme eğilimi ve kamu düzenini bozma tehlikesi varsa hakkında tutuklama kararı verilebilir.’
BEŞTE BİRİ CEZAEVİNDE: Cezası iki yılın altındaki suçlar bakımından denetimli serbestlik uygulaması da cezasızlığa yol açıyor. İki yıl ceza alan kişi, bir yıl zaten koşullu salıverme bir yıl da denetimli serbestlikten yararlanınca hiç cezaevine girmiyor. Burada da kişinin cezasının beşte birini cezaevinde geçirmesini sağlayacağız. Bu taslak tabi, oranın ne olacağına Meclis karar verecek. Kişi, denetimli serbestlikten yararlanabilmek için mutlaka cezaevinde bir süre yatacak. Bunlar doğrudan açık cezaevlerine gönderilecek.
GECELEYİN VE HAFTA SONU İNFAZ: Kanunumuzda cezası üç yıla kadar olan taksirle işlenen suçlarda konutta infaz, geceleyin infaz ve hafta sonu infaz düzenlemesi var. Ama yatarı olmadığı için uygulaması da hiç yok. Oradaki eşiği biraz artırmayı gündeme aldık. Buradaki ‘üç yıl’ şartını Meclis beş yıla çıkarabilir. Çocuklu kadınların biraz daha fazla yararlanabilmesi için miktarlar artırılabilir. Beş yıla kadar ceza alan hasta hükümlüler için evde infaz mümkün. Bu belki ‘10 yılın altındaki suçlar bakımından’ diye yeniden düzenlenebilir. Hafta sonu infaz dediğimiz sistemde mahkum hafta içi çalışıyor hafta sonu iki gün cezaevinde kalıyor. Hafta sonu iki gün kaldığında bir hafta kalmış sayılacak. Geceleyin infazda da gündüz çalışıyor, gece açık cezaevine geliyor. Firar etmesi halinde zaten doğrudan kapalı cezaevine dönüyor. Bu infaz türleri sadece basit suçlar bakımından mümkün. Ağır suçlar yani kasten öldürme, cinsel suçlar, terör gibi başlıkları kapsamıyor.
TRAFİK SUÇLARI: Bazı suçların yaptırımları yeniden değerlendiriliyor. Trafikte işlenen suçların para cezalarının artırılması, bazı suçlara hapis cezası getirilmesi için çalışılıyor. Mesela trafikte yol kesme bu kapsamda ele alınabilir. Makas atma, drift yapmanın cezaları artırılacak. Mevcut düzenlemede meskûn mahalde silah sıkmanın cezası düşük. Alt sınırdan ceza veriliyor, bu nedenle kişi hiç cezaevinde yatmıyor. Kuru sıkı da dahil bunların cezasının artırılması mümkün.
‘PAZARLIK YOK’
Tunç, İmralı süreciyle birlikte gündeme gelen “Umut hakkı”, yeni infaz indirimi ya da affın gündemde olmadığını belirtirken, “Terör örgütü elebaşının yapacağı açıklama devlete yönelik bir açıklama değil, terör örgütüne yönelik bir açıklama olacak. Muhatabı terör örgütü, dolayısıyla yaptığı açıklama sonrasında terör örgütünün faaliyetlerinin sona ermesi ‘Terörsüz Türkiye’ inşasının başladığı anlamına gelecek. Bunun karşılığında ne verilecek? Böyle bir pazarlık söz konusu değil. Bir al-ver durumu yok. Devlet terör örgütünü muhatap almaz” dedi.
‘TÜSİAD BAŞKANI BENİ ARAMADI’
Tunç, TÜSİAD soruşturmasına ilişkin, “TÜSİAD Başkanı bu sunumun öncesinde de sonrasında da benimle iletişim kurmadı. Öyle bir dertleri yok demek ki. Tepkimi çok sert buldular ama benim gösterdiğim tepki yumuşak bile. Geçmişten bir ders al ya. TÜSİAD Başkanı bir kere beni arayıp, ‘Sayın Adalet Bakanım şöyle bir yatırımcımızın şu yargı kararı nedeniyle önü tıkandı’ demiş değil ki. Aramaya ihtiyacı olsa arardı herhalde. Amaçları CHP’nin boşluğunu doldurmak çünkü CHP kendi içinde bir kavga içinde şu an. TÜSİAD, sermayenin tamamını temsil etmiyor” dedi.