05.04.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
MERT İNAN / KANSERİ YENENLERİN ÖYKÜSÜ - 1
Başlarken
Kanser, 21. yüzyılın korkulu rüyası... Öyle ki; günümüzde adeta nezle veya grip kadar yaygın duruma gelen bu hastalığı, her ev veya ailede görmek mümkün. Her gün onlarca kişiyi yaşamdan koparan sinsi hastalığın son kurbanı sanatçı Kayahan olurken, dünyada her yıl 7 milyondan fazla insanın kanser nedeniyle yaşamını kaybettiği belirtiliyor. Sigara, alkol, stres, düzensiz beslenme, doğal olmayan gıdalar, bilişim cihazlarının yaydığı radyasyon, çevre kirliliği ve genetik faktörler kanserin başlıca nedenleri arasında sayılıyor. Üstelik kanser türleri yaş ayrımı da yapmıyor. Gün geçtikçe yaygınlaşmasına karşı, gelişen tıp teknolojisi, yeni tedavi yöntemleri ve erken tanı sayesinde birçok kanser türü tedavi edilerek, kontrol altına alınabiliyor. Kanserden kurtulanlar ise yeni hayat adını verdikleri yaşamlarını mutlu bir şekilde sürdürebiliyorlar.
‘Tüm vücuduma sıçradı’
Ağabeyimin hastalığından dolayı nasıl savaş vermem gerektiğini biliyordum. Hayatım boyunca hep başkalarının sorunlarına koşturmuş, kendimi ihmal etmiştim. Kanser olunca karar verdim, kendimi sevecek, kendim için yaşacaktım. Tedavi sürecinde iki göğsüm alınarak yapay göğüs takıldı. Dört kez kemoterapiye girdim. Ancak kanser 1.5 yıl sonra akciğer, karaciğer, boyun, omurilik ve kasığıma sıçramıştı bu süreçte umutlarım tükenmek üzereydi. Müthiş bir halsizlik ve ölüm korkusu her yerimi kaplamıştı. 2 aylık ömrüm kaldığını düşünüyordum. Çevremdekiler de umudu kesmişti. Kendimi ölüme şartlandırmıştım. Hatta bir akşam rakı sofrası kurup ‘kendi ölümüme’ kadeh kaldırdım. O an hayatımı sorguluyor kendim için ne yaptığımı düşünüyordum. Koca bir hiçti. Hep başkaları için yaşamıştım.
‘2 yıl saçsız dolaştım’
Ağabeyimin doktorunu aradım. Hemen hastaneye yatışımı sağladı. Ertesi gün tedavi bombardımanına başlamıştı. Kemoterapi ve radyoterapi süreci... 1 hafta sonra saçlarım, tırnaklarımın tümü döküldü. Ağrı ve bitkinlikten tuvalete bile kalkamıyordum. 2 yıldan fazla saçsız dolaştım. Ziyaretime gelen yakınlarım bir daha yataktan kalkamayacağımı düşünmüş. Doktorum beni inandırmıştı. 1.5 ay sonunda yeniden ayağa kalkmaya başladım. Belki saçlarım yoktu, iyi görünmüyordum ama hayattaydım.
‘İkinci baharım’
1.5 yıllık tedavi sürecinden sonra iyileşmiştim. 2010’dan sonra hayatımın ikinci baharını yaşamaya başladım. Sevmediğim insanları, beni üzenleri hayatımdan çıkardım. 2011’de Akçay’dan ev aldım. İstanbul-Akçay arasında mekik dokuyorum. Şu an hiçbir sıkıntım kalmadı. 3 ayda bir kontrollerim yapılıyor. Artık bu duruma alıştım ve kanıksadım. 2006’da 2 ay ömrüm kaldığını düşünürken üzerinden tam 9 yıl geçti. Kendimi şanslı sayıyorum. Yaşama dört elle sarıldım. Kendimi sevmeyi, değer vermeyi öğrendim. Kanser illetine karşı savaşmayı göze aldım. Göğüs ameliyatım 8 saat sürmüştü. 1.5 yıl biraz sıkıntı olsa da şimdi mutluyum. Kanserle mücadele edenlere tavsiyem; her şeyi kendinize dert etmeyin. Bardağın boş tarafını değil, dolu kısmını görün. Asla ama asla pes etmeyin.”
‘Yılda 50 bin insan yaşamını kaybediyor’
Anadolu Sağlık Merkezi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Necdet Üskent, dünya genelinde kanser tanısı konan hasta sayısının yılda 12,7 milyonu bulduğunu belirtti. Prof. Dr. Üskent, şu bilgileri verdi:
“Her yıl 7,6 milyon kişi de kanser nedeniyle yaşamını kaybediyor. Dünyada erkeklerde en sık görülen türler akciğer, prostat, kolon (kalın bağırsak), mide ve karaciğer kanseri. Kadınlar ise meme, kolon, akciğer, servix (rahim ağzı) ve mide kanseri görülüyor. Sağlık Bakanlığı’nın yayınladığı en son rapora göre Türkiye’de her yıl yaklaşık 97 bin erkek, 62 bin kadın olmak üzere toplamda 159 bin kişi kansere yakalanıyor. Kanserden ölüm ülkemizde yılda 50 bin civarında. Türk erkeklerinde en çok görülen kanser türleri ise akciğer, prostat, kolon ve mide. Kadınlarda ise meme, tiroid, kolon, ve mide. Ancak tiroid kanseri olgularının büyük çoğunluğu kurtarılabildiği için ölüm oranı çok düşük seviyelerde. Kanserin son evresine ‘evre 4’ adını veriyoruz. Ancak dördüncü evreye gelmiş olup iyileşen hastalarımız da var. Gelişen tedavi yöntemleri ve teknoloji sayesinde dördüncü evre kanser olmasına rağmen yaşayan, hastalıkları nüksetmeyen hastalarımız var.”
Prof. Dr. Üskent, “Bugün genetik şifrenin neden ve nasıl bozulduğu, kanser hücresinin programlanmış hücre ölümünden nasıl kaçtığı ve ölümsüzlük kazandığı biliniyor. Yani ölümsüzlüğün sırrını kanserden öğreniyoruz. Kanser hücresinin, vücut savunma hücrelerinin denetiminden nasıl kaçtığının bilinmesiyle yeni aşı stratejileri geliştiriliyor. Organa yönelik yaklaşımlar yerine kanser hücresinin genetiğine yönelik daha kişiselleştirilmiş hedef tedavileri gelecekteki kanser tedavi stratejilerini oluşturacak” diye konuştu.
YARIN: Önce kendi, şimdi de oğlu için kansere savaş açan Nilgün Baykal’ın hikâyesi
Onlar Türkiye'nin en çok bilinen isimleri. Şimdi ışıl ışıl yaşayan ünlülerin hayat yolculukları hep böyle başlamadı. Kimi kaset satarken söylediği şarkılarla keşfedildi, kimi inşaatlarda çalıştı. İşte ünlülerin ilk işleri...