Gündem100 yıl önce 100 yıl sonra Balkanlar - Selanik’e veda ederken...

100 yıl önce 100 yıl sonra Balkanlar - Selanik’e veda ederken...

11.04.2013 - 02:30 | Son Güncellenme:

Kenti kent yapan insanlarıdır. Bunu özellikle Selanik’te görüyorsunuz. İnsanların ilgisi, sıcaklığı, şehri daha da güzelleştiriyor. Bir kere Belediye Başkanı Yiannis Boutaris, hayallerimizde bile göremeyeceğimiz türden. Onunla geçirdiğimiz öğleden sonrası, sokaklarda yürüdük, kahvelerde, banklarda oturduk ve onun insanlarla nasıl ahbap ilişkisi kurduğunu gözlemledik.

100 yıl önce 100 yıl sonra Balkanlar - Selanik’e veda ederken...

Bizim çelik kuvvetli bürokratlarımızla kıyaslayınca insan şaşırıyor. “Koruma kullanmıyor musunuz?” diye soruyorum Selanik Belediye Başkanı Yiannis Boutaris’e... Boutaris, yasal olarak koruma kullanması gerektiğini ama bir yolunu bulup atlattığını anlatıyor. Selanik sokaklarında gezinirken, ortaya atılmış cam şişelerini topluyor, insanlarla şakalaşıyor. Hiç kimse etrafını sarıp arsızca bir şey istemiyor ya da yalakalık yapmıyor. Herkes birbirini tanıyor, rahat takılıyor. Bu rahatlığı ne kadar özlediğimi fark ediyorum.
Yaşam basit aslında
Bir ara elindeki dövme ilgimi çekiyor. Bir semender var elinin üstünde. Bunun anlamını soruyorum, “yeni hayat” ve şans demekmiş. Bunu anlatırken gömleğinin düğmesini açıp kolundaki diğer dövmeyi gösteriyor: Bu bir uçan at ya da Pegasus. Üstünde ve altında tarihler yazılı. Ben sormadan anlatmaya başlıyor. Birisi doğum yılı. Diğeri hayatının kadınıyla tanıştığı yıl. Sonuncu tarihse bu kadını kaybettiği yıl. “Bizimkisi çok büyük bir aşktı” diyor ve yastan çıkması gerektiğini söylüyor. O yüzden o semenderi yaptırmış. Yine şaşırıyorum. Yeni tanıştık ve bana aşk acısını anlatıyor. Bu sefer bu açıklığı da ne kadar özlediğimi fark ediyorum.
Aslında yaşam bu kadar basit olmalı. Aşkı, acıyı korkmadan paylaşmak, para, sınıf, statü farkı olmadan konuşabilmek lazım. Normali bu. “Sen benim kim olduğumu biliyor musun” repliğiyle büyümüş olan bizler için bunlar tabii ki tuhaf geliyor. Montaigne, soylular ve fakirler arasındaki farkı çok nazik bir şekilde resmetmişti. Onlar da tuvalete gidiyor, bunlar da tuvalete gidiyor demişti. Sanıyorum, biz en basit şeyleri unutuyoruz.
Hep anlatılır, bilirim. Eski insanlarda ar duygusu varmış; varlıklıysa, onu göstermekten utanırmış. Hiç değilse görüntüde bir sosyal adalet varmış.
Şimdinin “sonradan görme” şaşasıyla karşılaştırınca bir “ah” çekiyorum.
Selanik bana görmediğim ama dinlediğim bir İstanbul’u hatırlattı. Tevazunun olduğu, sınıf farkının göz içine batmadığı eski güzel günleri. (PELİN BATU)

Haberin Devamı

100 yıl önce 100 yıl sonra Balkanlar - Selanik’e veda ederken...

Ayrılırken bu şehrin düşündürdükleri...

Kavala’ya doğru yola çıkarken Balkanlar’daki Osmanlı modernleşmesinin en önemli sahnesi olan bu kentin 19. yüzyılın ikinci yarısında yaşadığı inanılmaz gelişim ve değişim serüveni bir bir gözümün önünden geçti. 1854 yılından itibaren kentte açılan yabancı konsolosluklar ve Avrupa ile giderek artan ticaret hacmi Selanik’in dönüşümünde etkili olmuş, eski limanın yerine yeni bir liman inşa edilmiş, bu arada Rumeli demiryolunun Selanik’ten geçmesi sonucunda, kent bir yandan İstanbul’a öte yandan Belgrad üzerinden Viyana ve tüm Avrupa’ya bağlanmıştı. Bu süreçte 1869 yılında ilk belediye örgütü kurulmuş, 1879 yılında kenti çepeçevre kuşatan surlarının bir kısmı yıkılarak sur dışındaki bölgeler yerleşime açılmıştı. Buralarda kurulan yeni mahallelerde, modern tarzda binalar yükselmeye başlamıştı. İnanılmaz bir dinamizm içindeki Selanik 21. yüzyıla Osmanlı modernizminin ilgiyle izlenen bir metropolü olarak girmişti.

Selanik’in altın çağı
Selanik, o dönemde İngiliz sömürgesi olan Hindistan ile Avrupa arasında hizmet veren Hindistan Kumpanyasının önemli transfer istasyonlarından biri konumuna gelir. 1880’lerde fabrika bacalarının tüm Osmanlı kentlerinden önce şehrin ufkunda yükselmeye başlamasına iletişim alanındaki telgrafın kente gelişi de eşlik edince, Selanik’teki değişim ve dönüşüm alabildiğine hız kazanmıştır. Ulaşım ve iletişim alanındaki bu gelişme, modernleşme süreci de gözle görülür bir şekilde artmıştır. Daha önceleri basit atölyelerden ibaret olan üretim tesisleri yabancıların da yatırımlarıyla yenilenmiştir.
Sanayinin gelişmesinin yansıması olarak Osmanlı’daki ilk işçi sınıfı bu kentte ortaya çıkmış ve Osmanlı’daki ilk sosyalist hareketler de bu kentte görülmeye başlamıştır. II. Abdülhamit’in oluşturduğu etkin istihbarat ağına rağmen Batı’daki tüm gelişmelere açık bulunan Selanik bu yönü itibarıyla o dönemin en renkli kenti haline gelmiştir.
19. yüzyılın son çeyreğindeki yıllarda Selanik demografik yapısı itibarıyla Osmanlı’nın en kozmopolit kentlerinden birisidir. Kentteki demografik büyüklüklerine göre, Yahudiler, Müslümanlar ve Rumların ardından Bulgarlar, Arnavutlar, Ulahlar, Çingeneler ve Batılıların kolonileri başlıca grupları meydana getirmektedir. Bu arada kentin Müslüman kesimin içindeki inançları dolayısıyla her zaman ilgi konusu olan Sabetaycılar‘ı da unutmamak gerekir.
Farklı grupların yer aldığı Selanik’in genel ortamı da doğal olarak dönemin diğer Osmanlı kentlerinden çok farklı biçimlenmiştir. Sürekli büyüyen kentin siyasal ve sosyal problemlerden kaynaklanan sorunları da aynı hızla büyümüştür. Dönemin Osmanlı idaresi bu sorunları zamana yayarak çözme yoluna gitmeye çalışsa da başarılı olamamıştır.
Balkan devletlerinin bağımsızlığını kazanmasından sonra gerileyen Osmanlı karşısında ilerleyişini sürdürmesi, Batı ile geliştirdikleri ticari bağları ve Batı’daki eğitim kurumlarını kendi dünyalarına taşımaları o güne kadar ki mevcut akışı değiştirmiş, eğitimli, sermaye sahibi ve Batı’daki siyasal gelişmelerin farkındaki bir kitlenin ortaya çıkışı Balkanlardaki tüm dengeleri değiştirmiştir.
Bu durum II. Abdülhamit’in başlattığı reform çabaları sonrasında değişime uğrayacaktır. Osmanlı Rus Savaşının arifesinde son derece bunalımlı bir dönemde tahta çıkan II. Abdülhamit, bu bunalımı ağır hasarla her şeye rağmen atlatması sonrası kapsamlı bir dönüşüm programını da yürürlüğe koymuştur. O güne kadar sınırlı sayıdaki okulla ve belirli bir kesimin çocuklarının alınmasıyla yürütülen eğitim faaliyetleri, II. Abdülhamit’in girişimleri ile köklü bir değişime uğramıştır.
Bu dönemde özellikle de kızlar için açılan okullarla eğitimin erkeklere münhasır bir ayrıcalık olmasına son verilmeye çalışılmıştır. Müslüman Türk kesimin eğitimi için açılan okulların yanı sıra kentteki yabancıların girişimleriyle daha pek çok okul kurulmuştur. Yahudilerin çocuklarını eğitmek için açtıkları Alliance İsrailete gibi okulların yanı sıra, o tarihlere değin daha içe dönük bir hayat tarzını benimsemiş olan Sabetaycıların da modern eğitim veren okullar açmalarıyla, Selanik’teki okullar aynı yüzyılın ortalarındaki durum ile karşılaştırılamayacak ölçüde çeşitlenmiştir. (NEZİH BAŞGELEN)

Haberin Devamı

Osmanlı tarihinin önemli kırılma noktası

Haberin Devamı

Batı’daki gibi modern bir eğitim sisteminde faaliyetlerini sürdüren bu okullar 20. yüzyılın başına gelindiğinde mevcut iktidardan farklı düşünen bir kitlenin ortaya çıkmasına da neden olmuşlardı. Özellikle de Batı ile her anlamda yakın ilişki içinde olan Selanik’teki okullardan yetişenler sadece modern bir eğitim almakla kalmamış mevcut sistemle çatışan yeni ve devrimci bir sürecin başlamasına da öncülük etmiştir.
Batı’daki her türlü yeni fikir ve düşüncenin kolaylıkla yansıdığı bu kent, söz konusu yıllarda önce kültürel bir dönüşümün, sonrasında siyasal değişimlerin tohumlarının atıldığı bir merkez haline gelecektir.
Ancak olayların akışı hiçte düşünülen ve düşlenen şekilde olmayacak Balkan Savaşları tüm dengeleri altüst edecektir. Selanik’in ve diğer Balkan şehirlerinin iki hafta içinde kaybedilmesi, geride kalanların uğradığı acımasız soykırım ve ortadan kaldırılan kültürel miras Osmanlı tarihinin en önemli kırılma noktası olarak bugünlere kadar gelen pek çok sorununda tetikleyicisi olmuştur. Bu yüzden Türkiye Cumhuriyeti tarihinin anlaşılabilmesi ve bugünkü barışla anayasa süreçlerinin doğru yönlendirilebilmesi için 100 yıl önce Osmanlı dönemi Makedonya’sında ve özellikle Selanik’te yaşananların doğru irdelenmesi bugün daha da önem taşımaktadır.

KEŞFETYENİ
Garsonluktan Megastar’lığa: Onları böyle hayal etmediniz!
Garsonluktan Megastar’lığa: Onları böyle hayal etmediniz!

Cadde | 25.04.2025 - 07:55

Onlar Türkiye'nin en çok bilinen isimleri. Şimdi ışıl ışıl yaşayan ünlülerin hayat yolculukları hep böyle başlamadı. Kimi kaset satarken söylediği şarkılarla keşfedildi, kimi inşaatlarda çalıştı. İşte ünlülerin ilk işleri...

Yazarlar