Paylaştığı eğlenceli videolarla, sempatik tavırlarıyla dikkatleri üzerine çeken Nijeryalı Ali Onimisi radyo, televizyon ve sinema bölümünde lisans ile yüksek lisans yaptı, şimdilerde ise bir plastik şirketinde ihracat sorumlusu olarak çalışıyor. Ancak en büyük hayallerinden birinin çok severek okuduğu bölümüyle bağlantılı bir iş yapmak olduğunu da söylüyor. Türkiye’ye diğer yabancılara göre çok kolay alıştığını söyleyen Onimisi, Türkçe için de "Mantıklı bir dil olduğu için öğrenmesi kolaydı" yorumunu yaptı.
'DÜKKÂNDAN ÇIKIP ARKADAŞLARINA GÖSTERİRLERDİ'
"Türkiye’ye gelmeden önce Nijerya’da İngilizceyi ana dil seviyesinde konuşuyor ve ek olarak Arapçayı da öğreniyordum" Ali diyen Onimisi, “Sanırım bu iki dili öğrendikten sonra Türkçe bana çok kolay geldi. Türkiye’ye gelmeden önce tek kelime Türkçe bilmiyordum ama Türk kültürüne adapte olmada çok zorlanmadım. Gün geçtikçe biz Türk insanlarına, Türk kültürüne ve Türk yemeklerine çok daha alıştık” şeklinde konuştu.
Türkiye’ye ilk geldiğinde çok fazla yabancı olmadığına ve Türk insanlarının kendileri için çok sıcakkanlı olduklarına değinen Ali Onimisi, “Biz buna alışık değildik. Onları tanımıyorduk, onlar da bizi tanımıyordu. Şu anda çok fazla yabancı uyruklu insan olduğu için garipsemiyorlar. İlk zamanlarda yolda yürürken ya da otobüse bindiğimizde bize bakıyorlardı. ‘Orada siyahi var' diyorlardı. Dükkândan çıkıp arkadaşını çağıran insanlar bile gördüm. Her iki taraf için de farklı bir kültürdü ama şimdi herkes birbirine alıştı” açıklamasında bulundu.
'O GÜN TÜRKİYE’DE ÖKSÜZ KALMAYACAĞIMI ANLADIM'
Ancak kendisini en çok şaşırtan şeyi Kayseri’de yaşadığını söyleyen Onimisi, Türkiye’ye kışın ortasında geldiğini ve sıcak bir ülkeden geldiği için böylesi bir soğuğa alışık olmadığını söyleyerek etkilendiği olayı şu şekilde dile getirdi:
"O soğukta hasta oldum. İçmediğim grip ilacı kalmamıştı. 1 ay boyunca sürekli derslerde yatıyordum. Bir gün hoca ders sonrası neden bu kadar uyuduğumu sordu. Ben de anlattım. 'Kalk eve gidiyoruz' dedi. O hasta halimle hiç sorgulamadım. Arabadayken yolda eşini aradı. 'Hasta bir misafir getiriyorum, bugün biz de kalacak. Sen kızımız gripken hazırladığın karışımı hazırla, geliyoruz' dedi. Hayatımda böyle bir şeyi ne gördüm ne duydum. Misafirperverliğin bir üst seviyesi. Evine geldiğimde eşi beni hemen battaniyeyle sardı. Sıcak karışımı içirdi. 2 saat sonra kendime epey geldim. Kalmamı teklif ettiler ama daha fazla rahatsızlık vermek istemedim. İşte o gün Türkiye'de öksüz bırakılmayacağımı öğrendim. O gün beni iyileştiren o karışım değil, karşılıksız sevgiydi."
'TÜRKİYE’YE VEFA BORCUMUN OLDUĞUNU HİSSEDİYORUM'
"Şu anda ana dil seviyesindeki İngilizcemle istediğim ülkeye gidip çalışabilirim ama ben kendimi buralı hissediyorum" diyen Onimisi, “Sokağa çıktığımda sanki ülkemdeymiş gibiyim. Bana bu kadar sahip çıkan, ekmeğini yediğim, şefkatini gördüğüm bir ülkeye vefa borcum var. Bunun hakkı asla ödenmez" dedi.
Nijerya ile Türkiye arasındaki kültürel farklılıklardan bahseden Ali Onimisi, “Türk kültürünün daha çok bütünleyici bir kültür olduğu kanaatindeyim. Mesela her aile üyesi için elti, bacanak, yenge gibi özel bir isim var. Nijerya’daki kültür daha pragmatik. Türkiye’deki kültür biraz daha duygusal. Nijerya’dan geldiğimizde duygusal tarafımız Türkler kadar gelişmiş değildi. Bu konuda çok sıkıntı yaşadık. Biz pragmatik Bir kültürden geldiğimizden duygusal ortamda yaşamaya alışmak epey uzun sürdü. Buna hâlâ alışamayan Afrikalı dostlarım var” diye konuştu.
'BÖYLE BİR ŞEYİ BAŞKA YERDE YAŞAMADIM'
Türk insanının kendilerini her zaman iyi karşıladığının altını çizen Ali Onimisi, "Türkiye’deyken sıkıntılarımı yok sayıyorum. Çünkü dışarıya çıktığımda birinin bana el uzatacağından eminim. Türkiye çok güzel, umarım burada yaşayanlar ve yurt dışındakiler bunu görebilirler. Aileme Türklerin, Afrikalıların Avrupa’da yaşayan kardeşleri olduğunu söylüyorum. Çünkü beni tanımayan bir insana derdimi söyleyince kendi derdiymiş gibi karşılıyor. Böyle bir şeyi başka yerde görmedim, duymadım” bilgisini paylaştı.
Ali Onimisi'ye kendisiyle ilgili en çok geldiği ülke, Türkiye’de ne yaptığı, ailesi, kaç kardeşi olduğu, atletik yapısı ve Türkçeyi nasıl bu kadar güzel konuştuğu soruluyor. Onimisi, “Neden Türkiye’de olduğuma güzel bir cevabım var: ‘Türkiye’nin kıymetini bildiğim için burada yaşamaya devam ediyorum’ diyorum” dedi.
'FİLMLERDEN BİLİRDİK, İLK DEFA BURADA KAR GÖRDÜM'
Türkiye’de hayatında ilk kez kar gördüğünü ve çok heyecanlandığını da söyleyen Onimisi, “Kayseri’deydik ve sabaha karşı uyanıp dışarı baktığımda her yerin bembeyaz olduğunu gördüm. İlk defa kar görüyordum, nasıl bir şey olduğunu hep çok merak ederdik. Biz sadece filmlerde görüyorduk. Aşağı inmek istedim ama ya çıkamazsam diye korktum Sabah olmasını heyecanla bekledim. İnsanların uyanmasını ve onlar nasıl yapıyorlarsa izleyip, o şekilde karda yürümek istedim. Kara dokunduğumda küçükken oynadığımız kumlara benzettim ama çok soğuktu. 'Nijerya'da üşüyoruz' diyorlar ama biz Türkiye'de şu anda bizim evdeki buzdolabının içinde yaşıyoruz. Nijerya’da bir buzdolabımız var. Annem bir içecek yapıp onun içine koyuyordu. İçinden böyle buzlar çıktığı için oradan görürdük" ifadelerini kullandı.
Bu heyecanla hemen annesini arayan ve ona bir buzdolabının içinde olduğunu söyleyen Onimisi annesinin çok şaşırdığına vurgu yaparak, o anları şöyle anlattı:
"Buzdolabındaki buzları anlattım ve tam öyle bir yerde olduğumu söyledim. 'Üşümüyor musun?' diye sordu ve çok şaşırdı. Elbette kat kat giyinerek dışarı çıkmıştım. Çok değişik bir histi. Sonrasında hiç korkmadım. Dizlerimden aşağısı karın içindeydi. Sonra bu anı ölümsüzleştirmek için bir fotoğraf çektim ve anneme gönderdim. 'Anne bak, karlar içerisindeyim. Beyazlar bana çok yakıştı' dedim. Güzel bir deneyimdi. Arkadaşlarımızla poşet üzerinde kaydık. O zamandan beri sıcak bir memleketten gelmeme rağmen 'Ben kış insanıyım' derim. Kışı ve kayak yapmayı çok severim. Her sene de kayak yapmak için bir yerlere giderim."
'ANNEMLE ANADOLU'YU DOLAŞTIĞIMIZI HAYAL EDİYORUM'
Ailesinin şimdiye kadar Türkiye’ye hiç gelemediğini, daha az masraflı olduğu için ziyarete hep kendisinin gittiğini dile getiren Ali Onimisi, “En son 2016’da gittim. Yani ailemi görmeyeli 6 sene oldu. Onları çok özlüyorum. Kardeşim çok büyüdü, yeğenlerimle telefonla görüşürken hep bana 'Ne zaman geleceksin?' diyorlar. Annem ne kadar belli etmemeye çalışsa da gözlerindeki özlemi görüyorum. En son 2020’de gidecektim ama pandemi çıkınca olmadı. 2021 yazında gitmek istedim, bu sefer de uçak bilet ücretleri çok pahalıydı. Şu anda tekrar bilet alabilmek için gece gündüz 3 ayrı işte çalışıyorum" bilgisini paylaştı.
"Ailemden uzakken beni sahiplenen ve öksüz bırakmayan ülkeyi, Türk insanlarını onlara göstermek isterim" diyen Onimisi, “Benim nerede okuduğumu, hangi şehirlerde yaşadığımı, kimlerin sahip çıktığını, Türkiye’nin güzel yemeklerini, Türkiye’nin güzel insanlarını göstermek isterim. Gece gündüz annemle birlikte Anadolu kentlerini dolaştığımızı hayal ediyorum, Gaziantep’e götürüp orada baklava ya da Urfa’ya götürüp bir ciğer yedirmek isterim. Eminim buraya geldiklerinde Türkiye’nin kişiyi dinine, kültürüne, ten rengine bakmadan sadece insan olduğu için sahiplenen bir ülke olduğunu görecekler” diyerek ekledi:
"Türkiye’de Türk babam var. Ankara’da yaşadığım zamanlarda beni hep evine çağırır. Evini bana açtı, sofrasında oturttu, ailesiyle tanıştırdı, ailesinin üyelerinden biri bildi. Aile kültürünü, Türk kültürünü öğrenmeme çok yardımcı oldu. Bana maddi yönden de yardımcı olmak istedi ama direkt kabul etmeyeceğimi bildiği için belli bir ücret karşılığında eşine İngilizce ders vermemi istedi. Eşinin aslında bu derse çok ihtiyacı yoktu. Maksadı cebime para girmesiydi. İşte Türk insanı seni sıkıntıda görürse, sana yardımcı olmadan rahat etmez. Aileme bunları hep anlatırım. Özellikle anneme 'Bak burada bana sahip çıkan bir aile var, içiniz rahat olsun' diyorum. Anlatınca annem hem çok şaşırıyor hem de içi biraz olsun rahatlıyor."