Rotamıza Kuzey Amerika'dan başlıyoruz. İlk durak Amerika Birleşik Devletleri'nin doğusunda yer alan Boston şehri. Ülkenin en Avrupai görünümlü kenti olarak anılan Boston, geniş parkları ve caddeleriyle dikkat çekiyor. Kentte bulunan çok sayıdaki parkın yanı sıra düzgün sokaklar da iyi bir gezi rotası oluşturmak için ideal. Dünyanın en müreffeh ülkelerinden biri olan Singapur, aslında bir şehir devleti. Bu küçük ülkenin başkenti olan aynı adlı şehir düzgün planlanmış yapısıyla dikkat çekiyor. Sokaklarında sakız çiğnemenin yasak olduğu, dünyanın en temiz kentlerinden biri olan Singapur, ideal bir yürüyüş kenti. Gökdelenler arasında dikka çeken dev parklar Singapur'u özel bir kente dönüştürüyor. Ve Avrupa'dayız. Avusturya'nın en önemli kentlerinden biri olan Salzburg, genellikle müzikle anılan bir kent. Bunu kuşkusuz Mozart'ın burada doğmasına da borçlu. Alplerin eteklerinde yer alan Salzburg doğasıyla insanı büyülüyor. Görkemli bir mimariye sahip olan kentin sokaklarında dolaşmak turistlerin bu şehre dair en çoks evdikleri şeyler arasında. Rotamızı dünyanın çatısına çeviriyoruz. Dünyanın en yüksek rakıma sahip coğrafyasında bulunan Nepal'in başkenti Katmandu, mistik bir havaya sahip. Tapınakları ve tarihi yapılarıyla dikkat çeken Katmandu turistlerin de gezerek keşfetmeyi çok sevdiği bir yer. Latin Amerika'nın en güzel kentlerinden biri olarak kabul edilen Cartagena, ülkenin kolonyal dönemine ait yapılarıyla dikkat çekiyor. İspanyol mimarisinin ağırlığının hissedildiği bu tarihi kent, sokakları ve katedralleriyle ziyaretçilerini büyülüyor. Karşınızda dünyanın en yaşanılabilir kentlerinden biri olan Brüksel var. Belçika'nın yanı sıra Avrupa Birliğini'nin de merkezi olan dolayısıyla bürokratik bir havası da bulunan Brüksel tarihi kimliğiyle dikkat çekiyor. Dünyanın en önemli çizgi roman karakterlerinin doğduğu bu kentin sokaklarında bu kahramanlara ait izlere rastlamak ve Ortaçağ'a kadar uzanan bir zaman çizelgesinde seyahat edebilirsiniz.