20.09.2022 - 15:32 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr TRT HABER
Peru’da yaklaşık 1.000 yıl önce ölmüş bir soyluya öbür dünyada eşlik etmesi için kurban edildiği düşünülen çocuk ve yetişkin mumyaları bulundu.
Peru'da arkeologlar, İnka dönemi öncesine ait altı mumya ortaya çıkardı. Pamuklu kumaşların içinde iplerle bağlanmış olarak bulunan çocuk mumyalarının yanında, yedi yetişkinin de iskelet kalıntıları tespit edildi.
Keşif, başkent Lima'nın yakınındaki Cajamarquilla'da yapıldı. 800 ila 1.000 yıl öncesinden kalma olduğu tahmin edilen mumyaların, daha önce bulunan başka bir mumya ile ilişkili olduğu düşünülüyor.
Kazıda yetkili bir arkeolog, “Görünüşe göre And Dağları’nda yaşamış yerlilerin geleneklerine uygun bir şekilde buradaki insanların hepsi mumyanın ruhuna eşlik etmesi için kurban edilmiş." dedi.
Mumyaların yanında seramik çömlekler, dekor amaçlı kullanılan su kabakları ve bitki kalıntıları gibi objeler de bulundu. Geçen yıl kazı alanında keşfedilen mumya da pamuklu kumaşlarla kaplı, elleri ve vücudu iple bağlı olarak bulunmuştu.
Geçtiğimiz yıl Peru'daki arkeologlar, ülkenin başkenti Lima yakınlarındaki alanda 800 ile 1.200 yaşları arasında olduğu tahmin edilen ilk mumyayı ortaya çıkardı.
San Marcos Ulusal Üniversitesi'nden araştırmacılar, korunmuş cesedi Lima'dan yaklaşık 25 kilometre içeride, Cajamarquilla arkeolojik alanındaki bir kasaba meydanının ortasında, yerin altında buldular.
Araştırmacıların söylediğine göre, mumya iplerle bağlı, elleri yüzünü kapatır halde bulundu. Uzmanlar bunun güney Peru'da bir cenaze geleneği olduğunu söyledi.
Mumyanın yaşı, onun İspanyol istilası öncesi dönemlere kadar uzandığı ve hatta 15. yüzyılda Peru'nun ünlü Machu Picchu kalesini inşa eden İnka uygarlığından bile daha eski olduğu anlamına geliyor.
Kazıya öncülük eden arkeologlardan Pieter Van Dalen Luna, "Bu sakinin keşfi, İspanyol istilası öncesi zamanlardaki etkileşimlere ve ilişkilere yeni bir ışık tutuyor" dedi.
Luna, CNN'e yaptığı açıklamada mumyanın büyük olasılıkla dağlardan Kolomb öncesi dönemde hareketli bir ticaret merkezi olan Cajamarquilla'ya gelen, 25-30 yaşlarında bir adam olduğunu söyledi.
Peru'da bulunan ve 800 ila 1.200 yıllık olduğu düşünülen İnka öncesi mumya, sergileniyor. Arkeologların kalıntıları, geçen ay bir yeraltı mezarında bulduklarını bildirmelerinin ardından, mumya başkent Lima'daki San Marcos Üniversitesi'nde görücüye çıkarıldı.
İplerle bağlanmış elleriyle yüzünü kapatan mumya, Lima'nın dışındaki bir yeraltı yapısının içinde seramik, bitkisel kalıntılar ve taş aletlerle birlikte bulundu.
Üniversite şu anda mumyaya ve en az iki bebeğin kalıntılarına ev sahipliği yapıyor. Antik mezarda bulunan nesneler de bir yandan araştırmacılar tarafından inceleniyor.
Projeden sorumlu arkeolog Pieter Van Dalen Luna yaptığı açıklamada, "Bugün Lima'daki San Marcos Ulusal Büyük Üniversitesi'nde, 2021 yılında Cajamarquilla'da yapılan araştırmalardan elde edilen arkeolojik keşifleri sunduk" diye konuştu ve mumyanın bu yılki en önemli bulgu olduğunu vurgulayarak, "En önemlisi ise bu mumya. Bulgunun incelenmekte olduğu haberleri tüm dünyayı dolaştı" dedi.
Keşfi yöneten başka arkeologlardan Yomira Huaman, ekibin yaklaşık 2 metre derinliğinde deliklerden oluşan ve genellikle matris olarak bilinen bir alan bulduğunu söyledi.
"Bu matrisin derinliklerine indikçe, bir bebek giysisi demeti, eşler (zanaat bir süs), seramikler ve aynı iple birbirine bağlanmış bu koza şeklindeki (mumya gibi) kalıntıların olduğu bir mezar yeri bulduk" dedi.
Peru'nun simgesi haline gelen Machu Picchu'nun da bulunduğu ülke, 500 yıl önce Güney Amerika'nın güney kısmına hakim olan İnka İmparatorluğu'ndan önce ve sonra gelişen kültürlerden yüzlerce arkeolojik alana sahip.
Van Dalen Luna ve arkeolog arkadaşı Yomira Huamán Santillán liderliğindeki 40 kişilik bir ekiple Ekim ayı ortalarında kazı çalışmaları başladı ancak ekip bir mumya aramadıkları için, yaptıkları keşif onlara da büyük sürpriz oldu.
Huamán CNN'e verdiği demeçte, "Bütün ekip gerçekten mutluyduk çünkü bunun olacağını düşünmemiştik. Bu kadar önemli bir keşif yapmayı hiçbirimiz beklemiyorduk" diye konuştu.
Keşfedilmelerinden bu yana, Çin'in kuzeybatısındaki bir çöl bölgesinde teknelere gömülü yüzlerce mumyalanmış cesedin ataları, arkeologları hem hayrete düşürdü hem de ikiye böldü.
Çoğunluğu 1990'larda Sincan'daki Tarım Havzasında bulunan mumyaların bedenleri ve kıyafetleri, 4 bin yaşında olmalarına rağmen çarpıcı bir şekilde bozulmamış durumda. Kuru çöl havası tarafından doğal olarak korunan yüz hatları ve saç renkleri bile açıkça görülebiliyor.
Batılı görünümleri; keçeli ve dokuma yün giysiler ve alışılmışın dışındaki mezarlarında bulunan peynir, buğday ve darı, mumyaların Batı Asya bozkırlarından çobanlar veya Orta Asya'nın dağlarından ve çöl vahalarından göç eden çiftçiler olduklarını düşündürdü.
Ancak Çinli, Avrupalı ve Amerikalı araştırmacıların, bu 13 mumyanın DNA'sını analiz ederek genomlarını ilk kez sıralayan yeni bir çalışması, farklı bir tablo çizdi. Analizleri, kalıntıların eski bir Buz Devri Asya popülasyonundan gelen yerel bir gruba ait olduğunu ileri sürdü.
Harvard Üniversitesi'nden Dr. Christina Warinner, "Mumyalar, ilk keşiflerinden bu yana bilim insanlarını ve halkı uzun zamandır büyülüyor. Olağanüstü bir şekilde korunmalarının ötesinde, oldukça sıra dışı bir şekilde bulundular ve çok çeşitli ve çok geniş kültürel öğeler sergiliyorlar" dedi.
Bu insanların 'çoban ve çiftçi komşularından yeni fikirleri ve teknolojileri açıkça benimsediğini' anlatan Warriner, "Aynı zamanda başka hiçbir grup tarafından paylaşılmayan benzersiz kültürel unsurlar geliştirmiş görünüyorlar" dedi.
Araştırmacılar, Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'nin daha kuzeyindeki Dzungarian Havzası'ndan beş kişinin kalıntılarından elde edilen genomlarla birlikte, 3 bin 700 ila 4 bin 100 yıllık Tarım Havzası mumyalarından elde edilen genetik bilgileri incelediler. 4 bin 800 ila 5 bin yıl öncesine dayanan bu kalıntılar, bölgede bulunan en eski insan kalıntıları oldu.
DNA çalışması mumyalar hakkında cesaret verici ayrıntılar ortaya çıkarsa da, kökenleri hakkında son sözün bu olması pek olası değil. Çalışmanın tek bir bölgede bulunan mumyalara odaklandığını ve Tarım Havzası'ndaki daha geniş bir alanı taramanın farklı bir sonuç çıkartıp çıkartmayacağı bilinmiyor.