06.08.2021 - 14:02 | Son Güncellenme:
Girit 8.303 kilometrekarelik büyüklüğüyle Sicilya, Sardunya, Kıbrıs ve Korsika'dan sonra Akdeniz'in beşinci büyük adası. Aynı zamanda Yunanistan'ın da en büyük adası olan Girit, ülkenin güneydoğusunda yer almaktadır. Ege ile Akdeniz'in kesiştiği coğrafyada bulunan Girit'in nüfusu ise yaklaşık olarak 635 bin civarında.
Adanın merkezi konumundaki Kandiye (Heraklion), Girit'in genelinde de görüleceği üzere Antik Yunan, Roma, Doğu Roma Venedik ve Osmanlı mirasına ev sahipliği yapmakta. Adanın kuzeyinde Ege Denizi'ne bakan tarafında yer alan Kandiye, Girit nüfusunun neredeyse üçte birine ev sahipliği yapmakta.
212 bin kişinin yaşadığı Kandiye, aynı zamanda Yunanistan'ın da dördüncü büyük belediyesi olma özelliği taşımaktadır. Tarihte İraklion olarak anılan Kandiye, Emeviler döneminde ele geçirilince adı Rabd al-hendek olur. Osmanlı döneminde de yüzlerce yıl boyunca kent Kandiye ismiyle anılmıştır. 27 Eylül 1669 yılında Osmanlı hakimiyetine giren ada 1897 yılına kadar İstanbul'dan yönetilmiştir.
Kandiye'ye yakın bir noktada yer alan Knossos Antik Kenti, tarihi Minos Uygarlığı'nın da doğdu yer ve merkezi konumundadır. Milâttan önce 3500'lü yıllarda doğmuş bir uygarlık olan Minoslar günümüz Yunanlar ile ilişkilendirilse de son dönemde yapılan çalışmalar bu bağı ortaya koyamamaktadır.
Milâttan önce 2700 ile milâttan önce 1450 yılları arasında en parlak dönemini yaşayan Knossos kenti ve Minos Krallığı, Avrupa'nın ilk medeniyeti olarak da kabul görmektedir. Adada yapılan arkeolojik kazılarda ortaya çıkarılan buluntular çok sayıda saray, dini yapı ve kamusal alanı ortaya çıkarmıştır.
Minosların konuşma dili ve yazıları hakkında günümüze ne yazık ki çok az kaynak ulaşmıştır. Eldeki veriler bu kültürün kullandığı dilin çözümlenmesi için yeterli değildir. Bu yüzden Minos Uygarlığında konuşulan dil gizemini korumaktadır. Henüz çözülememiş bir dil olan Minosların dili üzerine araştırmalar ise devam etmektedir.
Milâttan önce 14. yüzyıldan itibaren Yunanistan'dan gelen Mikenlerin saldırıları sonucu zayıf düşen Minos Uygarlığı yıkılır ve tarih sahnesindeki yerini alır. Böylece Girit adasında bu sefer de Mikelnere ait bir uygarlık doğmaya başlar. Mikenler, Antik Yunanların öncüleri olma özelliği taşımaktadır.
Mikenlerin burada kurduğu uygarlık sonrasında Yunanistan'da Atina'ya ve Anadolu kıyılarına da yılacaktır. Anadolu'daki İyon kültürünün kökeni Girit'teki bu uygarlıktır. Atina ve Sparta gibi şehir devletlerinin kökü de Girt'teki Miken Uygarlığına dayanmaktadır. Girit, Ege'nin her iki yakasındaki kültürel gelişime doğrudan etki etmiştir.
Antik Yunan döneminde bölgenin önemli bir denge merkezi olan Girit, Büyük İskender dönemi ile birlikte bu gücünü korumayı sürdürür. Bunda Girit'in Akdeniz'deki stratejik konumunun da büyük önemi vardır.
Sonrasında bölgeye hakim olan Roma İmparatorluğu döneminde yavaş yavaş eski görkemini kaybetmeye başlayan Girit, yine de stratejik konumu nedeniyle askeri bakımdan üs olmayı sürdürür. Bu dönemde de günümüze ulaşan yapılar mevcuttur.
Roma'nın ikiye ayrılmasının ardından Doğu Roma toprağı haline gelen Girit, zaman içerisinde Ortodoksluk inancı için önemli manastır ve kiliselerin inşa edildiği bir merkez haline geldi. Günümüzde de bu manastır ve kiliseler Ortodoks inancına mensup kişiler için kutsal sayılmaktadır.
Her yıl dünyanın dört bir yanından ziyaretçileri ağırlayan bu kiliselerin yanı sıra Girit, kültürel olarak daha önce de bahsettiğimiz gibi farklılıklara açık bir geçmişe sahiptir. Günümüzde bu kimliğinden uzaklaşmış olsa da Girit'te Osmanlı döneminden kalma az sayıda mimari yapı da ayaktadır.
Osmanlı döneminde Akdeniz için önemli askeri ve ticari liman olan Girit'e zaman içerisinde Anadolu'dan Türkler de yerleştirilmişti. ancak hem 1897'de Girit'in Osmanlı yönetiminden çıkması hem de mübadele ile birlikte adadaki Türk nüfusu neredeyse tamamen Anadolu ve İstanbul'a göç etmek zorunda kalmıştır.
Girit, dünya edebiyatı için de son derece önemli bir ismin doğduğu ada olma özelliği taşımaktadır. Zorba, Yeniden Çarmıha Gerilen İsa, Günaha Son Çağrı gibi önemli romanlara imza atan Kazancakis'in eserleri beyaz perdeye de uyarlanmış hatta pek çok ödül de kazanmayı başarmıştır.
Dünyaca ünlü roman kahramanı haline gelen Aleksis Zorba'nın da yaşadığı yer olan Girit, Anthony Quinn'in başolünde yer aldığı filmin de çekildiği yerdir. Roman ve film, Girit'e dünya çapında bir şöhret kazandırmış olsa da Kazancakis'in romanları kilise tarafından büyük tepki çekmiştir. Öyle ki Kazancakis Almanya'da vefat ettikten sonra cenazesi Girit'e getirilmiş ancak dini tören yapılmamıştır.
Ekonomisi ağırlıklı olarak yaz aylarında turizme dayalı olan Girit, diğer Yunan adalarına göre çok daha güneyde yer alması nedeniyle bunaltıcı sıcaklara da sahiptir. Tarımsal faaliyete pek de elverişli olmayan ada hayvancılık, turizmden sonra en önemli gelir kaynağıdır.
Öyle ki adanın dünyaca ünlü plajlarında kimi zamanlar fotoğraftaki gibi manzaralara denk gelmeniz mümkündür. Girit, özellikle küçükbaş hayvancılığın önemli bir gelir kaynağı olduğu bir adadır.
Son olarak Girit'in aynı zamanda Akdeniz'in en ünlü çıplaklar plajlarına da ev sahipliği yaptığını belirtelim. Buralara sadece 18 yaşından büyükler girebilmekte. İçeride de fotoğraf ve video çekimi kesinlikle yasak.