10.07.2020 - 09:26 | Son Güncellenme:
DHA
Yaklaşan Kurban Bayramı öncesinde üreticiler hayvan pazarlarının kurulmasını beklerken, Anadolu kentlerinden büyük şehirlere de her yıl olduğu gibi binlerce hayvan götürülmesi bekleniyor. Ancak özellikle kene ısırmasıyla buluşan KKKA hastalığının görüldüğü, Sivas, Tokat, Yozgat gibi illerden gelen hayvanların bu hastalığın taşıyıcısı olup olmayacağı merak konusu oldu.
Konu hakkında değerlendirmelerde bulunan SCÜ Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlhan Çetin, önceki yıllarda Kurban Bayramı'nda kesilen bir hayvanın kanından temas sonrası insana bulaşan KKKA vakasına rastladıklarını söyledi.
Bölgede hayvanların yüzde 6 ile 12'si civarındaki hayvanların KKKA hastalığı geçirdiğinin tespit edildiğini belirten Prof. Dr. Çetin, "Geçen yıl kurbanın kanından dolayı hastalanan bir kadın hastamız da olmuştu. KKKA yüzde 90 oranında bir şekilde hayvancılıkla ilgilenen insanlarda gözüküyor.
Ama yüzde 10 oranında da hayvanların etiyle, sütüyle veya onların kanıyla, derisiyle işlem yapan insanlarda da görülebiliyor. Ondan dolayı da biz veterinerleri, kasapları ve sağlık çalışanlarında ciddi manada tedbirli olmaları konusunda uyarıyoruz.
Ama kurban kesim esnasında insanlara normal, sağlam deriden girmez. Ancak elinde bir kesik var, bir yara varsa KKKA'lı bir hayvanın kanıyla temas ettiği zaman hastalanma vakaları bildirilmektedir. Ben insanlarımızı bu yönde de tedbir almaları, özellikle bu bölgeden hayvan alıp kesen insanları da bu nokta da uyarmak istiyorum.
Yani Kurban Bayramı'nda KKKA hastalığının, hasta hayvanların kanından insanlarımıza geçmesini de arzu etmiyoruz. Bu noktada mutlaka ellerinde eldivenle çalışmalarını öneriyorum. Özellikle elinde yara veya buna benzer kesik olan insanların mümkün olduğu kadar hayvanların kanıyla temas etmemelerini öneriyoruz ve insanlarımızı bu konuda daha dikkatli olmaya çağırıyoruz" dedi.
Hastalığın görüldüğü illerin başında gelen Tokat'ta 20 yıldır veteriner hekim olarak görev yapan Fatih Koç üreticilerin pazara çıkarılacak hayvanlarla özel olarak ilgilendiklerini belirterek, "Yetiştiricilerimiz Tarım ve Orman Bakanlığımız ve Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nün çalışmaları neticesinde yıllardır bilinçlendi.
Sonbaharda hayvanlar meradan içeri alındığında uzun etkili ilaçlarla keneye karşı mücadele yapılıyor. Kış ve bahar aylarında da aynı şekilde sırta dökme ilaçlama, banyo şekline ve iğne ile hayvanları kene, bit, pire ve hastalıklara karşı tedavileri, kontrolleri yapılıyor.
Bizler de veteriner hekim olarak ilaçlamalarını özel olarak yapıyoruz. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi Hastalığı, kenelerden insanlara bulaşıyor ama keneler taşıyıcıdır. Her kenede bu virüs olacak diye bir şey yok. Hayvanlarda Kırım Kongo Kanamalı Ateşi virüsü herhangi bir belirti göstermiyor" diye konuştu.
Koç, hayvanların pazarlara çıkışı öncesinde denetimlerden geçirildiğini belirterek, "Tarım ve Orman Bakanlığı il müdürlükleri ile hekim arkadaşlarımız kurbanlık hayvanların tek tek muayenesini yaparak sağlık raporları veriyor.
Rahatsız olan, hasta olan hayvanlar, aşılanmamış olan hayvanların sevkiyatına izin vermiyorlar. Bunu da yetiştiricilerimiz bildikleri için hayvanlarını Tarım İl Müdürlüklerine götürüyorlar, sağlık raporlarını aldıktan sonra büyük şehirlere ve diğer illere sevkiyatı yapılıyor. Raporu olmayan, küpesi bulunmayan hayvanların zaten pazarlara girişine izin verilmiyor" dedi.
Sağlık Bakanlığı Kırım Kongo Kanamalı Ateş (KKKA) Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hasan Tezer, "Özellikle bu yıl KKKA vakalarının arttığını görüyoruz. Özellikle kenelerin yoğun olduğu yerde bulunup çalışan insanlar çizme giymeli. Piknik için gidiliyorsa özellikle beyaz giysiler tercih edilmeli ki üzerine yapıştığı zaman kene görülebilsin" dedi.
ABONE OLProf. Dr. Hasan Tezer, özellikle son dönemde kene ısırmasına bağlı artan KKKA hastalığı vakalarını değerlendirdi. Prof. Dr. Tezer, yıllardır Türkiye'de bu hastalığın mevcut olduğunu belirterek, "Özellikle bu yıl KKKA vakalarının arttığını görüyoruz."
"Havaların ısınmasıyla birlikte aç bir durumda olan keneler toprağın altından yüzeylere çıkarak büyükbaş ve küçükbaş hayvanları yakalayarak onlardan beslenmeye çalışırlar."
"Ayrıca oralarda çalışan insanlar da aç olan ve hastalık virüsü taşıyan keneler tarafından yakalanıp ısırılmasının neticesinde bu virüse yakalanma durumları olabiliyor" dedi.
Kene ısırmaları sonucunda bulaşan virüse karşı korunmanın çok önemli olduğunu ifade eden Prof. Dr. Tezer, şunları söyledi:
"Özellikle kenelerin yoğun oldukları yerde bulunup çalışan insanlar çizme giymeli. Fakat piknik için gidiliyorsa özellikle beyaz giysiler tercih edilmeli ki üzerine yapışıldığı zaman kene görülebilsin."
"Ayrıca pantolon paçaları çorabın içerisine sokulmalı ki kenenin cilt ile herhangi bir teması olamasın. Onun dışında özellikle piknik alanlarından eve döndükten sonra yapacağımız ilk işlem çocuğumuzun ve kendimizin kenelerin tutunabileceği vücudun yumuşak bölgeleri olan koltuk altı, kulak memesi gibi yerlerin kontrol edilmesi olmalı."
Prof. Dr. Tezer, vücuda herhangi kene yapışmasında kişinin çıkarma işlemini kendisinin yapabileceğini söyleyerek, "Kene vücuda yapışmış ise çıplak elle olmamak şartıyla kişi kendisi keneyi çıkartıp sağlık kuruluşuna başvurusunu gerçekleştirebilir."
"Yani kişinin kendisi bir aparatı varsa aparat yardımı ya da tülbentle o keneyi yapıştığı bölgeden çıkartıp hemen yakın bir sağlık kuruluşuna başvurabilir. Ama önce ilk kendisinin çıkartma işlemini gerçekleştirmesi gerekir. Burada gecikmemek oldukça önemli" diye konuştu.
Prof. Dr. Tezer, ayrıca geçen seneye göre vakaların bu sene daha fazla olduğunu vurgulayarak, "Ama bu konuda da zaten gerekli çalışmalar yapılıyor. Vaka artışının neden olduğuna dair Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Orman Bakanlığı ekipleri tarafından gerekli araştırmalar da yapılıyor."
"Buna dair önlemler de alınıyor. Koronavirüs sonuç itibarıyla yeni türemiş ve kökeni Çin’den gelen bir mikroorganizma. Oysa KKKA zaten ülkemizde 2002 yılından beri olan ve bölgesel olarak Kelkit Vadisi, Çorum, Yozgat ve Sivas gibi illerimizde ağırlıklı olarak görülen bir enfeksiyöz hastalıktır" ifadelerini kullandı."