04.06.2020 - 07:12 | Son Güncellenme:
AA
Gelen son dakika haberlerine göre; ABD Savunma Bakanı Mark Esper'in gün içinde başkent Washington DC yakınlarındaki üslere tedbir amaçlı konuşlandırılmış askerlerin çekilmesi kararını geri aldığı bildirildi.
Minnesota eyaletinde gözaltına alınırken ölen George Floyd için ülke çapında düzenlenen protestolar onuncu günü geride bırakırken, yaşanan şiddet olaylarına askeri müdahale tartışmalarının ortasında kalan Savunma Bakanlığından (Pentagon) gün içinde çelişkili adımlar geldi.
Amerikan AP haber ajansına konuşan savunma yetkilileri, bir önceki akşam Washington bölgesine sevk edilen 82'inci Hava İndirme Tümeni ile 10'uncu Dağcı Tümeninden bin 600 askerin bu akşamdan başlamak üzere üslerine geri döneceğini açıklamıştı.
Ancak kısa bir süre sonra, ABD Kara Kuvvetleri Genel Sekreteri Ryan McCarthy, AP'ye yaptığı açıklamada, Bakan Esper'in çekilme kararını geri aldığını söyledi.
Konuyla ilgili, AA muhabirine açıklama yapan Pentagon sözcülerinden Yarbay Chris Mitchell, "Herhangi bir değişiklik söz konusu değil. Bahsi geçen askerler Ulusal Başkent Bölgesi'nde teyakkuzda kalacaklar ancak DC'nin dışında olacaklar." ifadesini kullandı. Yarbay Mitchell, çekilme emrinin konuşlu askeri güce bildirilmediğini de kaydetti.
Pentagon, 82'nci Hava İndirme Tümeni'nin bulunduğu Fort Bragg ve 10'uncu Dağcı Tümeni'nin bulunduğu Fort Drum kışlalarından yaklaşık 1600 askeri tedbir amaçlı Washington bölgesinde konuşlandırmış ancak bu askerlerin şehre girmeyeceğini açıklamıştı.İlk açıklamaya göre 82'inci Hava İndirme Tümeni'nden 200 asker dün akşam geri dönecekti.
Ülkenin birçok eyaletinde yağma ve şiddet olaylarının tırmanması üzerine ABD Başkanı Donald Trump, askeri güç kullanma tehdidinde bulunmuştu.
ABD Ulusal Muhafızlar Bürosu, önceki akşam başkent Washington DC'de 1300 ulusal muhafızın görev yaptığını ve dün akşam itibarıyla birçok eyaletten 1500 muhafızın daha kente intikal ettiğini açıklamıştı. Ülkede dün akşamdan itibaren 100 bin Ulusal Muhafız aktif hale getirilerek valilerin emrine verilmişti.
ABD’nin Minnesota eyaletinin Minneapolis kentinde siyahi Amerikalı George Floyd'u gözaltına alırken boynuna dizini basarak ölümüne sebep olan polis memuru Derek Chauvin'e yönelik suçlamanın derecesinin artırılacağı ve Chauvin'in üçüncü derece yerine ikinci derece cinayetten yargılanacağı bildirildi.
Star Tribune gazetesinin haberine göre, Minnesota eyaleti Başsavcısı Keith Ellison, Chauvin'in üçüncü derece yerine ikinci derece cinayetten yargılanmasına karar verdi.
Olay yerindeki diğer üç polisin de cinayete yardım ve yataklıktan yargılanacağını belirtildi.
Chauvin'in daha önce üçüncü derecede cinayet ve taksirle adam öldürmeden yargılanacağı açıklanmıştı. Derek Chauvin, 8 Haziran'da mahkemeye çıkacak.
Siyahi Amerikalı 46 yaşındaki George Floyd, geçen pazartesi günü dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis’te polisler tarafından gözaltına alınırken bir polisin uzun süre ensesine diziyle basması nedeniyle dakikalarca "Nefes alamıyorum" diye yalvarmıştı.
Floyd'un, olay yerine gelen acil sağlık ekiplerince kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği belirtilirken olayla ilgili görüntüler sosyal medyada büyük tepki toplamıştı.
Görüntüler, ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını tekrar alevlendirmiş ve protestolar, olayların başladığı Minneapolis'ten ülke genelinde pek çok kentte sıçramıştı.
ABD'de çoğunluğun siyahi George Floyd'un polis şiddetiyle ölmesine karşı düzenlenen protestoları desteklediği ve Başkan Donald Trump'ın protestolara karşı tavrını ise onaylamadığı ortaya çıktı.
Reuters'ın Ipsos ile iş birliğiyle yaptığı ankette, kamuoyunun Minnesota'da Floyd'un öldürülmesi sonrası ülke geneline yayılan protestolar ve Trump'ın tutumuna karşı düşünceleri incelendi.
ABD'de pazartesi ve salı günü 1004 kişiyle yapılan ankete göre, Amerikalıların yüzde 64'ü "protestoculara sempati beslediklerini" dile getirirken, yüzde 27'si protestoları desteklemediğini, yüzde 9'u da bu konuda "kararsız" olduğunu belirtti.
Ayrıca Amerikan halkının yüzde 55'i Trump'ın protestolara karşı tutumuna karşı olduğunu bildirirken, yüzde 33'ü de Donald Trump'ın tutumunu beğendiğini kaydetti. Yüzde 12'lik kesim ise "kararsız" olarak görüş bildirdi.
Ayrıca Amerikan halkının yüzde 55'i Trump'ın protestolara karşı tutumuna karşı olduğunu bildirirken, yüzde 33'ü de Donald Trump'ın tutumunu beğendiğini kaydetti. Yüzde 12'lik kesim ise "kararsız" olarak görüş bildirdi.
46 yaşındaki George Floyd, 25 Mayıs'ta dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis'te gözaltına alınırken bir polisin uzun süre ensesine diziyle basması nedeniyle dakikalarca "Nefes alamıyorum" diye yalvarmıştı.
Floyd'un, olay yerine gelen acil sağlık ekiplerince kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği açıklanmış, yoldan geçenlerin cep telefonlarıyla kaydettiği görüntüler ise sosyal medyada büyük tepki toplamıştı.
Görüntüler ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını tekrar alevlendirmiş ve Minneapolis başta olmak üzere birçok şehirde protestolara yol açmıştı.
Ülke genelindeki protestoların şiddet olaylarına ve yağmalara dönüşmesi nedeniyle birçok şehirde "sokağa çıkma yasağı" ilan edilmiş, Ulusal Muhafızlar görevlendirilmişti.
Trump da pazartesi günü yaptığı açıklamada, Washington DC'deki olaylara müdahale için binlerce ağır silahlı askeri görevlendirdiğini duyurmuştu.
ABD Savunma Bakanlığının (Pentagon), ülkedeki protesto ve şiddet olayları üzerine başkent Washington yakınlarındaki üslere konuşlandırdığı askerleri geri çekeceği bildirildi.
Amerikan AP haber ajansına konuşan ancak isimlerinin açıklanmasını istemeyen Pentagon yetkilileri, 82'inci Hava İndirme Tümeni'nden Washington bölgesine gönderilen 200 askerin bugünden itibaren çekileceği, geri kalanının da gelecek günlerde çekilmiş olacağını açıkladı.
Yetkililer, bölgede şehirdeki tarihi yapı ve kritik askeri üsleri koruyan 3'üncü Piyade Alayı'nın ise teyakkuzda bırakılacağını kaydetti.
Pentagon, 82'nci Hava İndirme Tümeni'nin bulunduğu Fort Bragg ve 10'uncu Dağcı Tümeni'nin bulunduğu Fort Drum kışlalarından yaklaşık 1600 askeri tedbir amaçlı Washington bölgesinde konuşlandırmış ancak bu askerlerin şehre girmeyeceğini açıklamıştı.
ABD'nin Minnesota eyaletinde siyahi George Floyd'un gözaltına alınırken öldürülmesi üzerine başlayan protestolar 10. gününde devam ediyor.
Ülkenin birçok eyaletinde yağma ve şiddet olaylarının tırmanması üzerine ABD Başkanı Donald Trump, askeri güç kullanma tehdidinde bulunmuştu.
ABD Ulusal Muhafızlar Bürosu, önceki akşam başkent Washington DC'de 1300 ulusal muhafızın görev yaptığını ve dün akşam itibarıyla birçok eyaletten 1500 muhafızın daha kente intikal ettiğini açıklamıştı.
Ülkede dün akşamdan itibaren 100 bin Ulusal Muhafız aktif hale getirilerek, valilerin emrine verilmişti.
ABD’nin Minneapolis kentinde gözaltına alınırken polis şiddetiyle hayatını kaybeden siyahi George Floyd için ülke genelinde başlayan protestolar, ABD toplumundaki ayrımcılığı tekrar gündeme taşıdı.
CNN’in derlediği haberde, ABD merkez bankası Fed'in 2016 Tüketici verilerine göre, ülkede ortalama siyahi Amerikalı bir hanenin servetinin beyaz bir hanenin servetinden yaklaşık 10 kat daha az olduğu belirtildi.
Haberde, ülkedeki beyaz ailelerin ortalamada 171 bin dolar servet sahibiyken siyahi bir ailede bu rakamın 17 bin 600’e düştüğüne dikkat çekildi.
Yine ABD Sayım Bürosu 2018 verilerinde, beyaz ailelerin ortalama yıllık geliri 71 bin olarak hesaplanırken, siyahi ailelerde bu rakam 41 bin dolara karşılık geliyor.
Aynı verilerde yoksulluk oranı siyahilerde yüzde 20,8 olarak belirlenirken beyazlarda bu oran yüzde 8,1'e geriliyor.
ABD Çalışma Bakanlığı 2020 Nisan verilerine göre, ülkede işsizlik oranı beyazlarda yüzde 14,2 ve siyahilerde yüzde 16,7 düzeyinde bulunuyor.
Uzmanlar, beyazlarla siyahlar arasındaki işsizlik oranı farkının normalde çok daha büyük olduğunu, Kovid-19 salgını nedeniyle bu açığın kısmen kapandığını belirtiyor.
Siyahilerin çoğunlukla ulaşım, nakliye, depolama, sağlık gibi pandemi sırasında açık kalan temel hizmet sektöründe çalıştıkları için bu süreçte işlerini daha fazla koruyabildikleri ifade ediliyor.
Siyahilerin sağlık sisteminde de ciddi oranda eşitsizliğe maruz kaldığına işaret edilen haberde, yeni tip koronavirüs salgınının en fazla siyahi toplumu vurmasında bu kesimin sağlık güvencesi olmamasının da etkili olduğu kaydedildi.
Siyahi kesimin düşük gelirli işlerde ve beyazlara oranla daha büyük oranda sigortasız çalıştığına dikkat çekilerek, bundan dolayı bu grupta kronik hastalıkların daha yaygın olduğu belirtildi.
Haberde, bütün bu nedenlerden ötürü siyahilerin ülkedeki nüfusun yüzde 13'ünü oluşturmalarına rağmen Kovid-19 bağlantılı ölümlerin yüzde 23'ünün bu grupta görüldüğü ifade edildi.
Beyaz Saray Sözcüsü Kayleigh McEnany, ABD Başkanı Donald Trump'ın gerekli görmesi durumunda, ülkede devam eden protestolara karşı askeri güç kullanmanın yolunu açan İsyan Yasası'nı kullanacağını ancak Washington DC ve Minnesota'da Ulusal Muhafızların sahaya sürülmesinin olayların bastırılmasında etkili olduğunu söyledi.
McEnany, düzenlediği basın toplantısında ülkede siyahi George Floyd'un polis şiddetiyle ölmesinin ardından ülke genelinde düzenlenen protestolara ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.
ABD Anayasasının, kişilere ifade özgürlüğü veren 1. ek maddesine işaret eden McEnany, "1. Ek Madde, hiç kimseye, yağma, isyan, binaları yakma, malları tahrif etme, vatandaşları ve polisi taciz etme hakkı vermez, bu madde insanlara barışçıl bir şekilde toplanma hakkı tanır." ifadesini kullandı.
George Floyd'un "haksız yere" yaşamını yitirdiğini vurgulayan ve dün St. Louis'deki gösterilerde yaşamını yitiren 77 yaşındaki emekli polis memuru David Dorn'u anan McEnany, "Amerikan halkı olarak hepimiz bir araya gelmeli, kanun ve nizamı sağlamalıyız." mesajını verdi.
McEnany, Trump'ın pazartesi günü Beyaz Saray karşısındaki St. Johns Kilisesi'ne gitmesi için güzergah üzerindeki göstericilere biber gazıyla müdahale edildiği haberlerine ilişkin, "Göstericilere karşı biber gazı ya da plastik mermi kullanılmadı." dedi.
ABD Adalet Bakanı William Barr'ın pazartesi sabahı, polisin güvenlik alanını genişletmesine karar verdiğini ancak bunun ancak akşam saatlerinde uygulandığını vurgulayan McEnany, gösterilerin buradan Trump'ın kiliseye gitmesi için değil, Barr'ın kararının uygulanması için uzaklaştırıldığını savundu.
McEnany, ayrıca pazartesi günü müdahale edilmeden önce göstericilerin 3 kez uyarıldığını ancak buna rağmen göstericilerin güvenlik güçlerine cisimler fırlatarak alandan çıkmaması üzerine, müdahale edildiğini anlattı.
Polislerin ve Ulusal Muhafızların, göstericilerin şiddet eylemlerine hazırlandığına dair istihbarat almalarının ardından, kendilerini savunmak için pazartesi günkü müdahalelerde bulunduklarını belirtti.
McEnany, Trump'ın pazar gecesindeki gösterilerde kundaklanmaya çalışılan St. Johns Kilisesi'ne yaptığı bu ziyareti de İngiltere Başbakanı Winston Churcill'in 1941'de 2. Dünya Savaşı'nın izlerinin olduğu yerlere yaptığı ziyaretlere benzeterek, Trump'ın "kararlılık ve direnç" mesajı verdiğini kaydetti.
Floyd protestoları esnasında çeşitli şehirlerde yaralanan polislere işaret eden McEnany, "Güvenlik güçleri, ön saflarda sizi koruyor ve savunuyor. Onlara hürmet ve saygı borcumuz var. Güvenlik güçlerinin, saldırı altındayken, kendilerini savunma hakları vardır." ifadesini kullandı.
McEnany, Trump'ın ülkede devam eden protestolara karşı askeri güç kullanmanın yolunu açan İsyan Yasası'nı kullanıp kullanmayacağına ilişkin bir soruya ise "Başkan Trump'ın bu yasayı kullanmaya mutlak yetkisi var.
Trump'ın tek amacı Amerikan sokaklarını korumak. Gerekli görürse, Trump bu yasayı kullanır. Ancak şu anda, Ulusal Muhafızların sokağa inmesi Washington DC ve Minnesota'da çok işe yaradı." yanıtını verdi.
New York'taki protestolardaki yağma olaylarına da işaret eden McEnany, "New York'un yaptığı şey, soygun suçlamasıyla insanları göz altına alıp, 500 kişiyi serbest bırakmak oldu. New York'taki politikalar çok zayıf ve Başkan Trump'ın Washington DC'de son iki gecede başarı yakaladığı kanun ve nizam anlaşıyla çok zıt." değerlendirmesinde bulundu.