06.01.2022 - 13:33 | Son Güncellenme:
Sinop ilinin Boyabat ilçesinde yer alan kale Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait izler taşımaktadır. Günümüzde müze olarak ziyaret edilmesi mümkündür. 135 m yükseklikte yer alan kale görenleri hayrete düşürmektedir. Kültür Bakanlığı tarafından Boyabat Kalesi Türkiye’nin 5.görkemli kalesi seçilmiştir. Kaleye has hikayelerin ve efsaneleri olduğu da bilinmektedir.
Belli bir dönem Anadolu’nun Alkatrazı olarak anılan yer Sinop Tarihi Cezaevidir. 1999 yılında kapatılmış ve müze olarak düzenlenmiştir. Pek çok şiirlerde ve şarkılarda geçen bu müze antik döneme ait izler taşımaktadır. Hellenistik dönemde yapıldığı düşünülen cezaevi üç yanı denizle çevrilidir. Roma, Bizans ve ardından Selçuklu sonrada Osmanlı’ ya kalan cezaevi korunarak bu günlere kadar getirilmiştir.
Bizans döneminden kalması yönüyle tanınan ve Sinope Koimesis Kilisesi olarak da bilinen önemli bir kilisedir. İlk yapılmaya başlandığı dönemde hamam olacağı düşünülürken zaman içinde tahıl ambarı, kilise, manastır ve mezarlık gibi pek çok yapıya bürünmüştür. Kazı çalışmaları sonucu kutsal kalıntıların ve hasar görmüş Meryem freskinin olduğu bilinmektedir. Ayrıca niş, kapı, kemer, seki ve kemer yapılarına da kilisede rastlanmaktadır.
Sinop’a bağlı Ayancık ilçesine 40 km mesafede bulunan İnaltı Köyü sınırları içinde yer almaktadır. Mağara deniz seviyesinden 1070 metre yüksekliktedir. Mağaranın 50 m olan kısmına kadar araçla ulaşım söz konusudur. Sonrasında merdivenler ile mağaranın ağız kısmına geçilmektedir. Mağara içi damlataşları açısından oldukça önemli olması ve turistlerin ilgisini çekmektedir. Karnabahar veya patlamış mısıra benzeyen damlataşlara da rastlanmaktadır. Damlataş havuzları ise görülmeye değerdir.
Kentin üzerinde olduğu yarımada da yer alan ve MÖ. 7.yüzyılda kurulmuş bir kaledir. Şehri çevreleyen kale duvarı 25 m yüksekliğindedir. 2013 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Geçici Listesi’ne eklenmiştir. Şehrin tarihi eserlerinin en önemlilerinden biri olması birçok dönemde onarılmasından ve korunmasından kaynaklanmaktadır. Birbirine geçmiş olarak iki bölümden oluşan kale iç limana bakmaktadır. Kalenin 4 farklı kapısı olduğu bilinmektedir.
Sinop merkezde bulunması nedeniyle pek çok ziyaretçi müzeye gelmektedir. Müze 18. Yüzyıldan kalma konakların en güzel örneğidir. 4 katlı olan konak ihtiyaçlara göre farklı amaçlar için kullanılmıştır. Kültür Bakanlığı tarafından restore işlemlerinin gerçekleştirilmesi ile günümüzde müze olarak ziyaretçi kabul edilmektedir. Konağın giriş kapısının oldukça büyük olması ziyaretçileri şaşırtmaktadır. Konağın ilk sahibi atıyla bu kapıdan girdiği bilinmektedir. Konağın her bir köşesinde ahşap oymacılığı sanatı ve duvar boyamacılığına mükemmel örnekler bulunmaktadır.
Türkiye’nin en kuzeyinde yer alan harika bir doğal güzelliğe sahip koy olmaktadır. Buzul aşındırması sonucu oluşmuş olan Hamsilos Koyu, Türkiye’nin tek fiyordu olması açısından önemlidir. Hamsilos Tabiat Parkı içerisinde yer alan dünyada eşi benzeri olmayan bir koydur. 1991 yılın 1.derece doğal sit alanı ilan edilmiş ve koruma altına alınmıştır.
Sinop ilinin Erfelek ilçesine bağlı olan Tatlıca Köyü’nde yer almaktadır. Bu şelale yapısı gereği irili ufaklı tam olarak 28 şelaleden oluşmaktadır. Karasu Çayı üzerinde yer alan şelalelerde tırmanma ve trekking yapma şansı da bulunmaktadır. Doğal güzelliğin ve huzurun hayat bulmuş hali olarak nitelendirilen şelaleler görenlerin hayranlığını kazanmaktadır. Turizm açısından en aktif mekanlardan biri şelalelerin yer aldığı Erfelek olmaktadır.
Doğal güzelliği ile Sinop’un yerli halkının hayran kaldığı Karakum Plajı dikkat çekmeye devam etmektedir. Plajın en belirgin ve şaşırtıcı özelliği denizin dibinin siyah kum ile kaplı olmasıdır. Bunun nedeni ise Boztepe Yarımadası’nda yanardağ patlamasıyla oluşmuş küllerdir. Sinop merkeze yakın olması nedeniyle mutlaka görülmesi gereken bir yerdir.
Karadeniz kıyılarında bulunan aktif bir deniz feneridir. Türkiye’nin en kuzey noktasından yer alması ve Karadeniz’in muazzam manzarasına sahip olması nedeniyle merak edilmektedir. Günübirlik çadır kampı veya karavanla gitme şansı da bulunmaktadır.
Selçuklu Devleti hükümdarı olan Alaeddin Keykubat tarafından Sinop’un alınmasından sonra yaptırılmıştır. Selçuklu döneminin en büyük camilerinden biri olmaktadır. Tamamen İslam mimarısının ön planda olduğu bir yapıdır. Motifler ve baskılar günümüzde en değerli kalıntılar olarak gözlemlenmektedir.
19. yüzyılda devam eden Osmanlı- Rus Savaşı’nda denizden gelebilecek olan riskleri geri çevirmek amacıyla yapılmıştır. Koruma amaçlı yapılan tabya da tersanenin güvenliği ve limana sahip çıkılmasının yanı sıra askerlerin saklanması mümkün olmuştur. Sinop yarımadasının güney doğusunda yer almaktadır. Yarı ay şeklinde olan bu tabya 11 top yatağı haricinde cephanelik ve mahzenler de bulunmaktadır.
1200 m yükseklikte Ayancık ilçesinde bulunan Akgöl, yapay bir göldür. Sık olan köknar ormanları içinden akan çayların birleşmesiyle meydana gelmiştir. Turizm merkezi ilan edilen Sinop Akgöl oldukça merak edilmektedir. Günübirlik geziler ve piknikler için ideal bir yerdir.
1912 yılında başlamış olan müzecilik faaliyetleri ile kurulmuştur. Sinop ve çevresine ait olan pek çok eser burada sergilenmektedir. 1970 yılında ziyarete açılan müze antik zamanlardan kazı çalışmaları ile bulunmuş çalışmalardır. Boyabat’ ta yapılan çalışmalarda özellikle çanak, çömlek, bilezik, yüzük gibi kişisel eşyalar çıkarılmıştır. Ayrıca nadir mozaikler, cam eserler ve mezar stelleri de bu çalışmalar sonucu bulunmuştur. Müzenin bahçesinde Sinop Deniz Şehitleri Anıtı’ da bulunmaktadır.