18.09.2021 - 03:58 | Son Güncellenme:
Bran Kalesi, ünü Romanya sınırlarını aşan bir şöhrete sahip. Ülkenin orta kesimlerindeki Braşov kentine yakın bir konumda yer alan Bran Kalesi, bugün sahip olduğu görselliği ve etrafındaki doğanın güzelliğiyle adeta masallardan fırlamışçasına bir güzelliği barındırıyor. Ancak tarihsel açıdan bakıldığında durum pek de öyle iç açıcı değil.
Romencesi Catelul Bran, Almancası Törzburg, Macarcası ise Törcsvar olan bu tarihi kalenin geçmişi 13. yüzyıla kadar uzanmakta. Bölgede yaşayan Töton Şövalyeleri, ticaret yolları üzerinde yer alan bu bölgeye ahşap bir kale inşa ederek aslında bugünkü Bran Kalesi'nin de temellerini attı.
1212 yılında inşa edilen bu ahşap kale 1242'de bölgeyi istila eden Moğollar tarafından geriye kalan her yerde olduğu gibi yakılıp yıkıldı. Aradan geçen yüz yıla aşkın bir sürenin ardından 1377 yılındaki belgelerde ahşap kalenin olduğu yere Bran Kalesi adını taşıyan yeni bir yapının inşa edildiği bilgisine rastlanmakta.
14. yüzyılda bölgede hüküm süren Braşov Saksonları tarafından bir taş kale olarak inşa edilen Bran Kalesi, 1442 yılından sonra Osmanlı hakimiyetine girmiştir. Eflâk ile Boğdan, Romanya adıyla birleşip imparatorluktan ayrılana kadar Osmanlı'ya bağlı yerel yöneticinin ikâmetgâhı olarak kullanılan Bran Kalesi, bu dönemde yaşanılanlardan ötürü günümüzde de dünyanın gündeminde yer bulmaktadır.
15. ve 16. yüzyıllarda Macarlar ve Türkler arasında kısa süreliğine el değiştirse de Bran Kalesi, sonrasında yüzlerce yıl Osmanlı'ya bağlı Eflâk Beyi'nin yönetim merkezi oldu. Bu Eflâk beylerinden biri olan Vlad Tepeş, tarihteki öncül ve veliahtlarından oldukça farklı bir konumdadır.
Günümüzde Romanya'da sevilen ve bir kahraman olarak görülen 3. Vlad (Vlad Tepeş) ya da daha çok bilinen adıyla Kazıklı Voyvoda, ünlü yazar Bram Stoker'ın klasik hale gelen romanı Kont Drakula'nın da ilham kaynağı olmuştur. Bunun nedeni yüzlerce yıl boyunca Kazıklı Voyvoda hakkında halk arasında anlatılan hikâyelerdir.
1456 yılından itibaren voyvodalık yapmaya başlayan 3. Vlad, iktidarda kaldığı süre boyunca hem yerel halka hem de özellikle bölgedeki Osmanlı askerlerine büyük zulümler yapmış, pek çoğunu akla gelmeyecek işkencelerle öldürmüştür. Üstelik bunu yapmadan önce bir süre önce de Osmanlı için farklı cephelerde birlikte savaşmış, başarıları o dönem Osmanlı'nın başkenti olan Edirne'de bile duyulmuştur.
Kısa sürede elde ettiği başarılar ve Macarları bölgeden püskürtmesinin ardından 3. Vlad ya da bizim daha çok bildiğimiz adıyla Kazıklı Voyvoda, iktidarını güçlendirmek için ilk olarak yerel beyleri devre dışı bırakmaya başladı. Giriştiği mücadelede Eflâk'taki tüm rakiplerini yenmeyi başardı.
Yerel beyleri saf dışı bırakmayı başaran 3. Vlad bu sefer hedefini büyüterek bölgedeki Osmanlı birliklerini hedef almaya başladı. Kazıklı Voyvoda'ya bu unvanını verdirecek olaylar zinciri de tam olarak bu dönemde başladı. 3. Vlad, bölgede bulunan Osmanlı askerlerini Bran Kalesi'nde korkunç işkencelere geçirdikten sonra kazıklara oturtuyordu.
Askerleri kalenin kulesinden aşağıya atan Kazıklı Voyvoda'nın bu işkenceleri kısa bir süre sonra İstanbul'da da yankı uyandırdı. Maiyetindeki Rumen askerlerle birlikte sık sık Osmanlılara karşı savaşan Kazıklı Voyvoda 1477 yılında 300 kişilik birliğiyle yakalandı. Yakalandığı yerde de cezası infaz edildi.
Şehit ettiği Osmanlı askerlerine karşılık idam cezasına çarptırılan Kazıklı Voyvoda'nın kesik başı, Fatih Sultan Mehmet'in emri üzerine İstanbul'a getirtilip başkentte halka teşhir edildi. Böylece bir müddet halk nezdinde büyük bir korkuya neden olan Kazıklı Voyvoda'nın devri sona ermiş oldu.
Ancak yaşanan bu olay unutulmadı ve asırlar sonra yazar Bram Stoker'ın ünlü romanı Drakula'ya ilham kaynağı oldu. Yayımlandığı dönemden itibaren çok satan romanlar arasında kalmayı başaran ve pek çok kez de beyaz perdeye uyarlanan Drakula, günümüzde de Romanya'nın en önemli figürlerinden biridir. Drakula'nın yaşadığı Bran Kalesi de Romanya'nın en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biri konumundadır.