06.10.2020 - 21:04 | Son Güncellenme:
AA
İkinci Kıbrıs Barış Harekatı sonrasında Türk ordusunun kontrolü sağladığı Maraş, adayı ikiye ayıran yeşil hat üzerinde kalması nedeniyle BMGK kararıyla 1974'te boşaltıldı ve iskana kapatıldı.
BMGK'nin aldığı 550 sayılı kararda, "Maraş’ın herhangi bir bölümüne kendi sakini dışındaki insanların yerleştirilmesi çabalarını kabul edilmez olarak niteler ve bu bölgenin BM yönetimine devredilmesi çağrısında bulunur." ifadeleri yer aldı.
O dönemde meşhur otelleri ve sahiliyle dünyanın önde gelen turizm merkezleri arasında gösterilen Maraş'ın yeniden açılması için bulunulan girişimler sonuçsuz kalmıştı. Gazimağusa şehri sınırları içinde kalan ancak girişin yasak olduğu bölge, Ada'daki taraflar arasında yapılan müzakerelerde de defalarca masaya gelmiş hatta takasta kullanılması dahi görüşülmüştü.
Geçen yıl 18 Haziran'da toplanan KKTC Bakanlar Kurulu bir karar alarak Maraş'ın yeniden açılması ve bunun için uzman bir ekibin bilimsel envanter çalışması yapması kararını duyurmuştu. Bu kapsamda Temmuz ayında KKTC Dışişleri Bakanı Kudret Özersay kente giderek envanter çalışmalarına katılırken Ağustos ayında ise Türk gazetecilerden oluşan heyetler bölgedeki çalışmaları yerinde izleyerek 46 yıl sonra bölgeye ayak basan az sayıdaki sivillerden oldular.
Çalışmaların sürdüğü günlerde Maraş'a ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan KKTC Vakıflar İdaresi Genel Müdürü Benter "Lala Mustafa Paşa Kıbrıs'ı fethettiğinde parasını vererek bu bölgeyi satın almış ve kendi adına kurulan vakfa devretmiş. Bölgenin 300 yıl vakıflara ait olduğu konusunda pek çok bilgi ve belge var." açıklamasında bulundu.
Kapalı Maraş'ın tamamının vakıf malı olduğunu söyleyen Benter, kentte ayrıca tapuları Abdullah Paşa ve Bilal Ağa vakıflarına ait yerler olduğuna da işaret ederek Ada İngiltere kontrolündeyken arazilerin vakıf kanununa aykırı şekilde el değiştirdiğini söyledi.
Özersay da konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Maraş'ta sadece vakıf mallarının değil kişilere ait mülkiyet haklarının da korunacağını bildirdi.
KKTC Başbakanı Ersin Tatar da hem Özersay'ın bu açıklaması ve BM kararlarına işaret ederek şunları kaydetti: "Bizim düşüncemiz, oradaki mal ve mülklerin eski sakinlerine iade edilmesi şartıyla Maraş'ın açılmasıdır. Bu BM'nin kararına da ters düşmeyecektir. 46 yıldır malına ve mülküne gidemeyenler gidebileceklerdir. Maraş'ın açılmasından oradaki mal sahipleri memnuniyet duyacaktır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Başbakanı Ersin Tatar, "perşembe sabah saatlerinde Kapalı Maraş'ın sahilinden istifade etmeye başlanılacağını" açıkladı.
Tatar, " Bilindiği gibi Maraş tartışmasız bir şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti toprağıdır. Tartışmasız bir şekilde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti sınırları içerisindedir. Barış harekatımızın ardından uluslararası toplum tarafından Kıbrıs meselesinin bütünü gibi Maraş da adeta kendi kaderine terk edilmiştir." diye konuştu.
1980 ve1990'lı yıllarda bu konunun defalarca masaya getirilmiş olmasına rağmen Rum kesiminin karşı çıkması sebebiyle neticeye kavuşturulamamış olduğunu aktaran Tatar, şöyle devam etti:
"Özellikle 1994 yılındaki Güven Artırıcı Önlemler Paketi ve 2004 yılındaki Annan Planı bu konuda çok önemli fırsatlardı. Ancak Rum tarafı barış ve refahı hiçbir zaman tüm süreçlerde olduğu gibi bu planda da çökertmişti. Bu çözümsüzlük dayatmasını artık kabul edemiyoruz. Biz 2019 yılında hükümete geldiğimizde hükümet ortağım ve aynı zamanda Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ile birlikte halkımıza verdiğimiz sözlerden biri de Maraş'ın tekrar açılmasıydı."
Tatar, hazırladıkları yol haritası doğrultusunda çalışmaları bir aşamaya getirdiklerini ve ilk somut adımı attıklarını anlatarak, "Kendi toprağımızın kamuya ait olan sahil ve demokrasi caddeleri ile kıyı bölgesini halkımızın istifadesine sunmak üzere fiilen çalışmalarımızı başlatıyoruz." dedi.
Adeta hayalet bir şehre dönüşen Maraş'a böylece ilk can suyunu verdiklerinin altını çizen Tatar, "İnşallah perşembe günü sabah saatlerinde halkımızın Maraş sahilinden istifade etmeye hep birlikte başlayacağız." şeklinde konuştu.
Maraş'ın canlanmasının Gazimağusa'nın gelişmesine de katkı sağlayacağını aktaran Tatar, şunları kaydetti:
"Maraş meselesini her türlü siyasi rekabetin ve tartışmanın üzerinde milli bir dava olarak görüyoruz. Bunun için Kıbrıs'taki tüm siyasi partileri ve sivil toplum kuruluşlarını bu milli davaya sahip çıkmaya davet ediyorum. Bunun yanında taşınmaz mal konusunu, 1974 öncesi hak sahiplerinin yeniden evlerine, iş yerlerine kavuşmasını temin edecek faaliyetleri de sürdürmektedir. AİHM kararları da elbette dikkate alınmaktadır. Sizin de desteğinizle adeta kalıcı barış ve huzurun tesisi yönünde önemli bir adım olarak gördüğüm Maraş meselesinde yeni bir safhaya geçiyoruz. Maraş'ta attığımız bu geri dönülmez adımın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne, tüm hemşerilerimize, Ada'nın tamamına hayırlı olmasını diliyor ve hepinize bir kez daha teşekkür ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, KKTC Başbakanı Ersin Tatar'ın kapalı olan Maraş'ın kıyılarının perşembe gününden itibaren halkın kullanımı açılmasına yönelik açıklamalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Maraş'ın yeniden kullanıma açılmasının KKTC vatandaşları açısından önemini çok iyi bildiğini vurgulayan Erdoğan, "Kıbrıs Türklerinin Ada'daki 5 asırlık varlığını ortadan kaldırmaya yönelik saldırıların arttığı bir dönemde bu gelişmenin yaşanmış olması ayrıca anlamlıdır. Biliyoruz birçok yerleri rahatsız edecektir ama şunu da birilerinin bilmesi gerekir ki bugüne kadar hep Kıbrıs'taki Türkler sabretti, biz sabrettik ve bu sabrın karşılığını ne yazık alamadık. Annan Planı dediğiniz zaman bizzat Annan Planı'nın içinde olduk." diye konuştu. Burgenstock sürecine ve ardından KKTC ve Güney Kıbrıs'ta yapılan referanduma işaret eden Erdoğan, referanduma KKTC'nin yüzde 65 oranında "evet", Güney Kıbrıs'ın yüzde 75 oranında "hayır" demesine karşın Güney Kıbrıs'ın Avrupa Birliği'ne alındığını, KKTC'nin ise alınmadığını anımsattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, o zamanlar süreci BM eski Genel Sekreteri Kofi Annan'ın götürdüğünü ama şu an hayatta olanların da Annan'ın bıraktığı o mirasa, verilen sözlere sahip çıkmadığını anlatarak bölgedeki önemli kriz alanlarından biri olan Kıbrıs meselesinin 1963 yılından bu yana çözüm beklediğine dikkati çekti.
Erdoğan, yarım asırdan fazla süredir aralıklarla gerçekleştirilen müzakerelerin her seferinde Rum tarafı ve Yunanistan'ın oyun bozanlığı sebebiyle sonuç vermediğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şu anda da öyle. İşte 1963, işte 2020. Avrupa Birliği'ne Türkiye'nin kabulü ile ilgili hala evet dediler mi? Bu kadar fazın açılması bekleniyor açtılar mı? Hayır. Hep oyalama, oyalama, oyalama. Bugün de Sayın Merkel'le görüşmem vardı, biliyorsunuz bu ay Avrupa Birliği bir araya geldi, görüşmeler yapıldı yine oyalama. Bütün bunlara rağmen çözümsüzlüğün bedeli hep Kıbrıs Türkü'ne ödetilmek istenmiştir. Kıbrıs Adası'nın en nadide semtlerinden biri olan Maraş da bu çözümsüzlüğün bir parçası olarak kapalı kalmıştır. En son 2017 yılında yapılan çok taraflı görüşmelerin ardından artık Kıbrıs'ta kapsamlı bir çözüm ihtimalinin kalmadığı açıkça görülmüştür. Bunun üzerine hep birlikte Kıbrıs'ın geleceğini hayaller yerine somut gerçekler üzerine inşa etme kararı aldık. Maraş'ın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti toprağı olduğu tartışmasız bir gerçektir. Buradaki tasarruf hakkı da Kıbrıs Türk makamlarına aittir. Bu hakikat ışığında hazırladığınız yol haritası çerçevesinde Maraş'ın güzel sahil şeridini halkınızın istifadesine sunma kararınızı sonuna kadar destekliyoruz. Sizi bu cesur kararınız ve dirayetli tutumunuz için şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir zamanlar tüm Doğu Akdeniz'in en gözde tatil beldesi olan Maraş'ın yeniden eski güzel günlerine döneceğine inandığını vurgulayarak şöyle devam etti:
"İlk adım olarak Kıbrıs Türk halkının perşembe sabahından itibaren Maraş'ın sahil şeridinden faydalanmak üzere kapalı bölgeye girebilecek olmasından memnuniyet duyuyoruz. Kullanıma açılan bölgede hiçbir özel mülk bulunmaması sebebiyle herhangi bir mağduriyete yol açılmayacağı için karşı tarafın itirazları şimdiden boşa çıkmıştır. Mülkiyet haklarına saygı gösterilerek yürütülen çalışmaların bir an önce sonuçlandırılarak Maraş'ın bütünüyle kullanıma açılmasını temenni ediyoruz. Bu konuda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti makamlarına her türlü desteği vermeye hazırız. Maraş'ın bölgenin gözde bir turizm merkezi haline dönüşmesi, tek başına özellikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ekonomisini şaha kaldıracak bir fırsattır. Ayrıca bölgede halen süren doğal gaz ve petrol arama faaliyetlerinden de her an müjdeli haberler alabiliriz. Su boru hattı ile birlikte değerlendirdiğimizde enerji, tarım ve turizm sektörlerinden sağlanan gelirlerin önümüzdeki dönemde katlanarak artacağını söyleyebiliriz. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti büyüdükçe, zenginleştikçe, güçlendikçe kendisine uygulanan ambargo zincirleri de birer birer kırılmaya başlayacaktır. Türkiye'nin siyasi, diplomatik ve askeri gücünün de desteğiyle Kıbrıs'ta artık eskilerin 'Zor oyunu bozar' dediği yere doğru gidiyoruz. Başbakan Sayın Tatar'ın tüm bu konularda ortaya koyduğu güçlü irade Kıbrıs Türklerinin aydınlık ve müreffeh geleceği için önemli bir fırsattır."
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, yaptığı yazılı açıklamada, BM'nin ilgili Güvenlik Konseyi kararları doğrultusunda kapalı Maraş konusundaki pozisyonunun değişmediğini söyledi.
Genel Sekreter Antonio Guterres'in söz konusu karardan endişe duyduğunu belirten Dujarric, "Ada'da gerginliği artıracak, diyalog ve müzakerelerin başarılı olmasına gölge düşürecek tek taraflı eylemlerden kaçınılması'' çağrısında bulundu. Tüm tarafları görüş ayrılıklarının çözümü içi diyalog kurmaya çağıran Dujarric, BM'nin tarafları bir araya getirme konusunda hazır olduğunu yineledi.