09.02.2022 - 11:25 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
Dünya bu görüntülerle çalkalanıyor. İspanya'da ekolojistler tarafından "kan ve ölüm çılgınlığı" diye kınanan bir ticari av gününde yaklaşık 450 geyik ve yaban domuzu öldürüldü.
Endülüs'ün Sierra Morena tepelerinde, Villaviciosa de Cordoba'daki özel bir mülkte gerçekleşen avda çitler arasına hapsedilen hayvanlar, av için her birinden bin euro ücret alınan 70 kişinin ateşlediği silahlardan kaçamadı.
İspanyol yasalarına göre bu tür ticari av partileri yasal fakat ekolojistler ve aktivistler hayvan leşi görüntülerinin internette paylaşılmasının ardından çitlerin kullanılmasının etik dışı olduğu eleştirisi getirdi.
İspanya Kraliyet Avcılık Federasyonu Başkanı Manuel Gallardo fotoğrafların şoke edici olduğunu kabul etti fakat El Mundo'ya katliamdan sonra hayvan cesetlerinin yerde sergilenmesinin sağlık yönetmeliği için gerekli olduğunu söyledi.
Independent Türkçe'nin aktardığına göre Gallardo, "türlerin bolluğu nedeniyle" sadece yaban hayatın korunması için değil, aynı zamanda bölgenin toplumsal, kültürel ve ekonomik refahı için de gerekli olduğunu söyleyerek avlanmanın istihdam yaratmanın yanı sıra yılda yaklaşık 120 milyar TL kazandırdığını da sözlerine ekledi.
Ne var ki Ecologists in Action'dan Joaquin Reina etkinliğin bir "kan ve ölüm çılgınlığı" olduğunu söyledi. "Bu, Sierra Morena'daki çitle çevrili mülklerin çoğunda, aynı zamanda Endülüs genelinde olağan bir durum. Ekstremadura, Kastilya-La Mancha ve Levante bölgeleriyle [birlikte] yaklaşık 500 bin hektar arazi çitle çevrili."
Açık bir arazide böyle bir katliamın imkansız olacağını söyleyen Reina şöyle ekledi: "Tek savunma kaçmak ve bu tel bariyerlerle kesinlikle ortadan kaldırılıyor."
Ödül Avını Yasaklama Kampanyası'nın kurucusu Eduardo Goncalves, The Independent'a olayın "gerçekten şoke edici" olduğunu söyledi. "Bu tam bir kan banyosu, tamamen anlamsız ölçekte bir katliam. Ayrıca tamamen korkakça. Bunlar çitle çevrili bir alana güdülen hayvanlardı. Kaçma şansları yoktu. Bunu yapanlar kendilerine av sporcusu diyor. Bu işin uzaktan yakından sportif bir tarafı yok."
İspanya, neredeyse her türlü kabul edilemez avlanmanın merkez üssü haline gelmiş görünüyor. 2020'de İspanyol avcıların Portekiz'in merkezindeki bir av bölgesinde 500'den fazla geyiği ve yaban domuzunu katletmesi Portekizli yetkilileri çileden çıkarmıştı. Portekiz Çevre Bakanı Joao Fernandes o dönemde 16 İspanyol avcının gerçekleştirdiği katliamın "rezillik" ve yargıya taşınması gereken bir "çevre suçu" olduğunu söylemişti. Bölgedeki geyik nüfusunun çoğunun olayda öldüğü söylenmişti.
Geçtiğimiz aylarda ise dünya bu görüntülerle çalkalandı... Faroe Adaları'ndaki avcılar, şimdiye kadarki en büyük katliamlarını gerçekleştirdi ve bin 428 yunusu katlederek denizi tam anlamıyla kana bunaldı.
Tekneler, erkeklerin yerel geleneğin bir parçası olarak kancalar, bıçaklar ve mızraklarla sığ sularda bekledikleri Skálafjørður kıyısına doğru sürdü. Grindadrap veya Grind olarak bilinen bu toplu katliam etkinliği, Faroe Adaları'nda şimdiye kadar belgelenenlerin en büyüğü olarak kayıtlara geçti bile.
Faroe halkı Grind konusunda bölünmüş durumda, ancak çoğu yabancı medyayı ve sivil toplum kuruluşlarını, balıkçılığın önemli bir yer tuttuğu ve etin yemek için tutulduğu geleneksel ada kültürlerine saygı duymaya çağırıyor.
Hayvan hakları aktivistleri 'barbarca' uygulamayı kınadı, ancak bunun halkın yerel geleneklerinin önemli bir parçası olduğunu söyleyenler de var.
Grindadrap daı verilen etkinlik, İskandinav halkının Kuzey Atlantik adalarına ilk yerleştiği 9. yüzyıla kadar uzanıyor. Grindadrap, Batı Avrupa'da hala var olan tek yerli balina avcılığı türü olmaya devam ediyor.
Faroe yasalarına göre pilot balinalar, şişe burunlu yunuslar, beyaz gagalı yunuslar ve liman yunusları da avlanabiliyor. Hayvanlardan elde edilen et ve yağ, yemek için kullanılıyor.
Çevresel hayır kurumu Sea Shepherd, son on yılda 8 binden fazla balina ve yunusun ölümüyle sonuçlanan katliamları düzenli olarak belgeliyor. Faroe Adaları'na gelen hayvan hakları aktivistleri, 1980'lerin başından beri kendi tekneleriyle Grind'e karşı doğrudan eylemde bulunuyor.
Örgütün baş işletme görevlisi 47 yaşındaki Rob Read, "Bu cinayet tamamen başka bir ölçekte, akıllara durgunluk verecek şekilde emsalsiz. Bugünlerde Faroe Adaları'nda ete ihtiyaç yok ve olmamalı, bu rakamlara aldırmayın." diye konuştu.
Danimarka krallığının bir parçası olan Faroe Adaları, İskoçya anakarasının 230 mil kuzey batısında yer alan bir takımada. Benzer avların Peru, Japonya ve Soloman Adaları'nda da yapıldığı biliniyor.
2012'de yapılan bir araştırmaya göre, son üç yüzyıl boyunca Faroelar her yıl ortalama 838 pilot balina avlandı. Rob, "Pek çok insan bu uygulamanın farkında bile değil - bu çok acımasız bir şey." diye konuştu.
Rob Read, "Bu, şimdiye kadarki en büyük av olabilir, ki bu korkunç. Bu yüzden buna karşı çıkmaktan asla vazgeçmeyeceğiz ve değişim için farkındalık yaratmaya kararlıyız." diye ekledi.