Şimdiyi yok saymak, yarını ertelemek ve fotoğrafların sınırlı karelerinde, sen’li dünleri yaşamak da, yalnızca, yalnızken yapılacak akıl karı bir deliliktir ve delilik, yalnızlığın en yalın tanımıdır!
Anne bak yine terli terli aşk içtim. Ateşim düşmüyor yarin yüreğine.
Evdeki bayat ekmek gibiydin.Ben sana nimet deyip başımın üstünde tutarken, sen gidip başkalarının çöplüğünde küflenmeyi tercih ettin.
Aramadığın yerlerde olmayı seçiyorum nedense. Karşılaşma ihtimalimizin olmadığı… Olamayacağı... İlk ışıktan sağa dönüyorum hep. Senden değil, seninle karşılaşmaktan korkuyorum.
Söyle! Kimin hatasıydın sen; bedeli bana ödetilen.
Aşkı bitiren mesafeler değil, bahanelerdir…
Ne zormuş insanın sevildiğini sanması. Tırnaklarıyla kazıdığı bir aşkta tırnak kadar değerinin olmaması.
Her başlangıç bir son, her son bir başlangıç. Kaybetme kaygısı terk edilme korkusu ve meydan okurcasına sevme duygusu.
Aşk tanım kabul etseydi sadece şunu yazardım. Zıtlık
Hayat, aldanmak için değil yaşamak içinmiş. Bunu sana adadığım hayatı mahvettiğinde anladım.
Özledin mi beni dedim. Sustu. Nefesini en derinden aldı ve özlenmez mi dedi
Uzakta olmam her şeyi görmeme engel değil. Kör değilim sadece görmezden geliyorum.
Sen, seni mutlu eden sahte insanları, sana doğruları söyleyerek ruhunu sıkanlara değiştin. Kaybettin.
Aşka inanmak kendini sevmektir yüzündeki ünlemi bozmadan. Bilmez misin? Sana aşkın iki kişilik bir yalan olduğunu öğretmediler mi? Neden her seferinde kanıyorsun öyleyse?
Gece biz, mevsimler biz, tedirgin biz, “ihɑnet” bütün benliğiyle “sen” Karşısında oturup izliyorum, O ağlıyor ben ölüyorum..
Ben seni yere göğe sığdıramazdım, sen benim üstüme basıp da mı geçtin ? Söyle; ne zaman başladın, ne zaman bittin ? Zaten geç kalmıştın, bir de erken gittin .. Canıma tak ettin ayrılık, inan yettin !
Hiç buluşmadığımız bir yerde hiç bilmediğin bir saatte seni bekliyorum. Gelmen pekte anlam ifade etmiyor. Ben seni beklemeyi hala çok seviyorum..
Başlamayacakmış gibi gelmişti, bitmemiş gibi gitti. Kaçmak mıydı gitmek miydi anlamadım. İnsan böylesi bir gidişte neye doğru ilerlerdi? Kaderden kaçmak mıydı bu gidiş, yoksa kadere miydi? Tutuştu böylesi gitmelere hazırlıksız çıra yüreğim.
Seni bir “anı” olsun diye sevmedim ve hiç aldatmadım.
Acımasız olan sendin sevdiğim. Ben seninle birlikte ölebileceğimiz günü düşlerken, bensiz yaşayabilen sendin sevdiğim. Bak sana hala sevdiğim diyorum; çünkü ben seni içimden terk etmedim çünkü ben seni intihar etmedim, çünkü ben uğrunɑ ölebileceğimi sandığım biri için yaşadım hep!
Severken “biz” giderken “sen” ve “ben” kalırken iki “aşk yoksunu”. “Aşk iki kişiden birinin yokluğudur!” anlayışında mermer sertliği deli aklı sara nöbeti. Oysa varsan vardı aşk ve yoksan yoktu her şey. Ve her şey en çok sen yokken hiçbir şeydi.
Karnıma avuçlarımla bastırsam sensizliğe doyarmıyım sence..
Yolumdan dönemediğim için değil seninle hiçbir yolda yürüyemeyeceğimi bildiğim için gidiyorum.
Sen benim görmek için bakmaya bile gerek duymadığım ezberimsin.
Sakın geri gelme… Açılacak bir yaraya daha yer kalmadı kalbimde!
Şimdi ne bugünsün ne de yarın… Olsa olsa sadece bir yarım ya da eksilen yanım.
Usta! Hiçbir gidiş aşk kadar suçüstü yakalanmıyor kalbe.
Ne içimden terk edebiliyorum seni ne de terk ettirebiliyorum sana içimi!
Anne bak yine terli terli aşk içtim. Ateşim düşmüyor yarin yüreğine.
Diyorlar ki küsme aşka daha kimler gelecek kimler geçecek.Bilmiyorlar ki en son giden her şeyimi götürdü. Bilmiyorlar ki en son giden daha sonra gelecekleri bile götürdü.
Aklım kara kış ellerim seni üşüyor bugün günlerden soğuk.
Anlamlı En Güzel Sözler için TIKLAYINIZ