14.08.2021 - 02:25 | Son Güncellenme:
Üç imparatorluğa başkentlik yapan İstanbul, büyük bir kültürel miras üzerine kurulu. Napoleon'un dünya başkenti olarak nitelendirdiği İstanbul, bu kültürel mirası yansıtan çok sayıda müzeye ev sahipliği yapıyor. Pandemi kısıtlamalarının kaldırılmasının ardından İstanbul'un dört bir yanındaki müzeler ziyaretçilerini ağırlamaya başladı.
Karaköy'deki yerinden geçici süreliğine Tepebaşı tarafına taşınan İstanbul Modern, çağdaş sanat eserlerinin ağırlıklı olarak yer aldığı bir müzedir. Bedri Rahmi Eyüboğlu, Fahrelnisa Zeid gibi ünlü ressamların yapıtlarını müzede ziyaret edebilirsiniz. Pazartesi günleri kapalı olan İstanbul Modern'de yaz tatili sırasında çocuklara yönelik sanat atölyeleri de düzenleniyor.
İstanbul denince akla ilke gelen yerlerden biri kuşkusuz Galata Kulesi'dir. Doğu Roma döneminde bir Ceneviz kolonisi olan Galata bölgesine inşa edilen Galata Kulesi aslında bu koloninin etrafını saran kent duvarlarının bir parçasıydı. Tarih boyunca gözetleme kulesi ve hapishane gibi farklı amaçlar için kullanılan Galata Kulesi günümüzde İstanbul'u en güze şekilde izleyebileceğiniz manzaralardan birine ev sahipliği yapması nedeniyle hem yerli hem yabancı turistlerin ilgi odağıdır.
Bir deniz kenti olan İstanbul'daki en özel müzelerden biri de kuşkusuz burasıdır. Beşiktaş'ta Barbaros Hayrettin Paşa'nın türbesi ve Dolmabahçe Sarayı ile aynı sırada bulunan Deniz Müzesi'nde özellike Osmanlı dönemindeki deniz yaşantısına dair ayrıntıları görebilirsiniz.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'na bağlı olan Arkeoloji Müzeleri, 19. yüzyılın sonunda Osman Hamdi Bey tarafından kurulmuştur. Büyük İskender Lahti'nden, dünyanın ilk anlaşması Kadeş'e kadar tarihi önemi çok büyük onlarca eserin sergilendiği Arkeoloji Müzeleri'ne yabancı turistler de büyük ilgi gösteriyor. Burası aynı zamanda dünyanın en eski aşk şiirinin de sergilendiği müze olma özelliği taşıyor.
Anadolu yakasında bulunan Oyuncak Müzesi, geçmişten günümüze uzanan kronolojik bir perspektifle farklı türde oyuncakların sergilendiği ve çocuklar kadar yetişkinlerin de hayran oldukları bir müze.
İstanbul'a hakim bir noktada bulunan ve "üç kıtanın yönetildiği yer" olarak adlandırılan Topkapı Sarayı'nda başta Kutsal Emanetler olmak üzere mutlaka görülmesi gereken çok sayıda tarihi eser bulunmakta. Paha biçilemez Kaşıkçı Elması, turistlerin görebilmek için metrelerce uzunlukta kuyruklar oluşturduğu bir değerli taştır.
Sultanahmet'te At Meydan'ında bulunan Türk-İslam Eserleri Müzesi binası Kanuni Sultan Süleyman döneminde sadrazamlık yapan Pargalı İbrahim Paşa'nın sarayıydı. Farklı dönem Türk-İslam devletlerine ait sanat eserlerinin sergilendiği müzede Selçuklu ve Osmanlı'ya ait yapıtlar ağırlıktadır.
Dolmabahçe Sarayı'nın hemen yanında bulunan ve sarayın da bir parçası olan Saray Koleksiyonları Müzesi'nde vaktiyle sarayda kullanılan eşyaları sergilenmekte. Osmanlı sarayında gündelik hayat nasıldı? sorusuna cevap bulabileceğiniz müze Pazartesi hariç her gün ziyaret edilebilir.
İstanbul'un en özel yerlerinden biri de Çukurcuma'daki Masumiyet Müzesi'dir. Orhan Pamuk'un romanıyla aynı ismi taşıyan müze, hikayede geçen objelerin sergilendiği bir yerdir. Burası aynı zamanda yabancı turistlerin de büyük ilgi gösterdiği yerlerden biridir.
Haliç kıyısında yer alan Rahmi M. Koç Müzesi'nde şehir hatları vapurundan denizaltıya ve uçaklardan çok sayıda klasik otomobile farklı koleksiyon ürünleri ziyaret etmek mümkün. Türkiye'nin sanayileşme tarihinin de bir yansıtıcısı olan müzede kısa mesafeli bir demiryolu yolculuğu da yapmak mümkün.
Başta ünlü ressamlar İvan Ayvazovski ve Fausto Zonaro olmak üzere birçok ressamın ünlü yapıtlarının yer aldığı müze, Dolmabahçe Sarayı içinde yer alır. Osmanlı döneminde Veliaht Dairesi olarak kullanılan binada yer alan müzenin iki katında çok sayıda tabloyu görmek mümkün.
Kalıcı ve süreli sergileriyle dikkat çeken Sakıp Sabancı Müzesi, Sabancı ailesi tarafından geçmişte Mısır Hidivi'nden satın alınmıştır. Önündeki devasa at heykelinden ötürü atlı köşk olarak da anılan müzede geçmişte Dali, Picasso, Rembrandt gibi ressamların eserleri sergilendi.
Osman Hamdi Bey'in "Kaplumbağa Terbiyecisi" tablosuna da ev sahipliği yapan Tepebaşı'ndaki bu görkemli yapı, İstanbul en önemli müzelerinden biridir. Kahve, ağırlık birimleri ve elçi tabloları gibi kalıcı sergilerin yanı sıra Pera Müzesi geçici sergilere de ev sahipliği yapmakta.
Yeşilköy'de bulunan Havacılık Müzesi, Atatürk Havaalanı'nın yanı başında yer alır. Çoğunluğu askeri uçaklar olmak üzere geçmişten günümüze pek çok hava taşıtı bu müzede sergilenmekte. Müze özellikle Türk Havacılık Tarihi açısından da büyük öneme sahiptir.
Tarihi Yarımada içinde Ayasofya'nın karşısında yer alan Yerebatan Sarnıcı Roma döneminde şehrin en büyük su deposu konumundaydı. Kemerburgaz tarafından şehrin ihtiyacını karşılamak için kemerler vasıtasıyla taşınan sular burada muhafaza edilmekteydi. Su depolarının sıkı bir şekilde korunmasının nedeniyse zehirlenmelere karşı önlem almak.
Eylül ayında kapılarını ziyaretçilere açan çağdaş sanat müzesi ARTER, Grimshaw Architects imzası taşıyor. Dolapdere'de bulunan müze mimarisi kadar koleksiyonunda bulunan çağdaş sanat eserleriyle de dikkat çekiyor. Grimshaw Architect tarafından inşa edilen ARTER, içinde barındırdığı eserler kadar mimarisiyle de dikkat çekiyor.
Eminönü'nde Yeni Camii'nin arkasında, Mısır Çarşısı'nın yanında bulunan ve Türkiye İş Bankası'nın tarihi binasında hizmet veren müze, kalıcı sergisinin yanı sıra dönemsel olarak çeşitli sergilere ev sahipliği yapmaktadır.
Topkapı'da bulunan Panorama 1453 Tarih Müzesi, İstanbul'un fethine ışık tutmakta. Çağ kapatıp çağ açan bu tarihi olaya dair canlandırmalar ve belgeler müze içinde sergilenmekte. Müze her gün ziyarete açık.
Dünyanın en geniş alana kurulu minyatür parkı olan Minitürk, Türk tarihi ve Türkiye'ye dair çok sayıda anıtsal yapıyı bir arada görebileceğiniz bir açıkhava müzesidir.
Hem müze hem kütüphane olarak hizmet veren Gülhane Parkı'nda bu güzel yapı, tarihte Alay Köşkü olarak kullanılıyordu. Baki'den Orhan Pamuk'a kadar Türk edebiyatının önemli isimlerinin toplu eserlerinin yanı sıra özel eşyalarının da sergilendiği Ahmet Hamdi Tanpınar Edebiyat Müze Kütüphanesi şehrin en özel mekanlarından biridir.
2. Mahmut döneminde inşa edilmiş bir saray yapısı bu bölgede bulunmaktaydı. Fakat geçirdiği bir yangın sonrası bu saray küle dönünce yıktırılarak yerine yeni bir yapının inşa edilmesine karar verildi. Sultan Abdülaziz döneminde iki yıllık bir inşaatın ardından 1865'te kullanıma açılan Beylerbeyi Sarayı, İstanbul'un Anadolu yakasında aynı adlı semtin Boğaziçi kıyısında yer alır. Sarayda, Avusturya İmparatoru Franz Joseph, Fransız İmparatoru III. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugénie, Alman İmparatoru II. Wilhelm, Karadağ Prensi Nikola gibi dönemin önemli isimleri kalmıştır.