04.12.2024 - 16:32 | Son Güncellenme:
Bilim insanları, duyguların bedenimiz üzerindeki etkilerini uzun yıllardır araştırıyor. Mutluluk ve huzur duygusunun, birçok hastalığın tedavisinde etkili olduğuna dair çeşitli verilerde ortaya konuyor. Genel olarak ise sonuçlar, duyguların yalnızca zihinsel bir deneyim olmadığını, vücudumuzda çeşitli fizyolojik değişikliklere neden olduğunu gösteriyor. Mutlu bir anımızda hissettiğimiz enerji ya da stresli bir dönemde yaşadığımız yorgunluk, baş ağrıları hatta burun kanamaları bu bağın açık birer örneğidir denilebilir.
Beynimiz, duyguların hem kaynağı hem de kontrol merkezidir. Örneğin, korku veya stres gibi duygular yaşadığımızda beynimizda ‘savaş ya da kaç’ şeklinde uyarı belirir. Bu tepki-uyarı sırasında ise kortizol ve adrenalin gibi hormonlar salgılanır. Bu hormonların artışına bağlı olarak ise kalp atış hızımız artmaya başlar, kaslarımız daha da gerginleşir ve hatta vücudumuz daha uyanık bir hâle gelir. Bu mekanizma, kısa süreli olarak fayda sağlıyor olsa da uzun süreli strese maruz kalma, bağışıklık sistemimizi zayıflamasına ve bedenimizde yıpranmaya yol açabilir.
Her duygu, bedenimizde farklı şekillerde kendini gösterir. Bu duruma bazı örnekler verebiliriz. Mesela, mutluluk anında beynimiz dopamin ve serotonin gibi bizi ‘iyi hissettiren’ kimyasallar salgılar. Enerji seviyemizi artar ve bağışıklık sistemimiz güçlenir. Üzüntü anında ise gözyaşı üretimi artar ve daha güçsüz hissederiz, kaslarımızın gerginliği azalır. Kronik-uzun süreli üzüntü ise bağışıklık sistemimizi zayıflatarak bizi hastalıklara karşı savunmasız bırakabilir. Modern çağın asıl problemi stres ise mide problemleri, baş ağrısı ve uyku bozuklukları gibi çok sayıda çeşitli fiziksel rahatsızlıklara neden olabilir. Ayrıca uzun vadede ise tansiyon ve kalp hastalıkları riskini artırabilir.
Mutluluk, huzur, sevgi gibi pozitif duygular sadece ruh halimizi değil, vücudumuzu da iyileştirebilir. Araştırmalar, gülmenin kalp sağlığını desteklediğini ve stres seviyelerini azalttığını ortaya koyuyor. Benzer şekilde, minnettarlık, sevgi gibi duygularında bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve kronik hastalıkların ilerlemesini yavaşlattığı biliniyor. Evet, her zaman mutlu olmamızı sağlayan olaylar yaşamıyoruz, üzüntü, acı, keder gibi duygular da hayatımızın bir parçası, ancak tüm bu parçalar arasındaki boşlukları mutlulukla, gülümseme ile doldurmak ise bizim elimizde. Çocuklar, siz hep gülün, gülün ki sizin gülümsemeniz, mutluluğunuz insanoğlunu iyileştirsin.