22.10.2021 - 02:22 | Son Güncellenme:
Dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden biri olan Arap Yarımadası, zorlu iklim koşullarına rağmen binlerce yıldır farklı kültürlere ev sahipliği yapıyor. Yarımadanın güneydoğusunda bulunan Umman, geniş çölleri, dünyanın en güzel dalış rotaları ve tarihi yapılarıyla son yıllarda adından sıklıkla söz ettirmeyi başaran bir ülke. Masal kahramanı denizci Sinbad'ın ülkesi olarak da bilinen Umman'ın tarihine ve bugününe daha yakından bakalım.
Denizci bir halk olan Ummanlılar tarih boyunca denizaşırı pek çok coğrafyaya gitmiş buralarda ticaret kolonileri oluşturmuş böylece de zenginleşmiş ve kültürel alışverişte bulunmuştur. Ticaret ve balıkçılığın yoğun bir istihdam alanı olduğu Umman'da petrol üretimi ve geliri diğer Orta Doğu ülkelerine nazaran çok daha geri planda kalmaktadır. Bunda ülkedeki petrolün çıkartılmasının daha maliyetli ve rezervinin daha az olmasının da etkisi vardır.
8. yüzyılda Culende bin Mesud'un bölgedeki kabileler tarafından imam seçilmesiyle birlikte bir sultanlık olarak kurulan Umman, tarih boyunca çalkantılı dönemler yaşamıştır. Önemli bir ticaret noktasında bulunmasından ötürü sık sık saldırılara da uğrayan Umman kimi zaman da kabileler arasındaki anlaşmazlıklar nedeniyle uzun süreli istikrarsızlık dönemleri yaşamıştır.
16. yüzyılda kısa bir süre Osmanlı hakimiyetine giren Maskat bölgesi sonrasında Portekizli denizcilerin kontrolüne geçer. Ancak bu durum da uzun sürmez ve hem Maskat hem de Umman'ın geri kalanı bir sultanlık çatısı altında yeniden bir araya gelir. Portekizlilerin bölgeden kovulmasının ardından Umman Sultanlığı içeride de kabileler arasında uyumu sağlar ve ardından da ticaretini geliştirmeye başlar.
17. yüzyıla gelindiğinde ise Umman, ticaretin de etkisiyle yüzünü dışarıya çevirir ve gücünü git gide arttırmaya başlar. Bu tarihte Umman özellikle Doğu Afrika kıyıları, İran ve Hindistan ile yaptığı ticaretin etkisiyle zenginleşip güçlenir. Denizcilikte de önemli mesafe kat eden Ummanlılar kurdukları donanmayla Hint Okyanusu'nda önemli bir güce dönüşü ve bölgede kontrolü elinde tutmayı başarır.
Kurulan bu ticaret imparatorluğu Umman'ı zenginleştirmesine rağmen bir süre sonra kabileler arasında meydana gelen kavgalar ülkenin güç kaybetmesine ve birliğin dağılmasına neden olur. Bu karışıklık ortamında İran Şahı Nadir, Umman'da kısa süreliğine de olsa yönetimi ele geçirir. Ancak bir süre Ummanlılar bölgenin kontrolünü yeniden sağlar ve imamlığa seçilen Ahmed bin Said güçlü bir yönetim kurmayı başarır.
19. yüzyıla gelindiğinde Ahmed bin Said'in kurucusu olduğu hanedanlığın üyeleri Umman'ın topraklarını çok büyük oranda genişletti. Doğu Afrika kıyılarının neredeyse tamamına hakim olan Umman, Karşısındaki Hürmüz Boğazı'nın İran'a bakan kısımları ve günümüzde Birleşik Arap Emirlikleri ile Kuveyt'e kadar olan Basra Körfezi yerleşimlerini kontrolü altına alır.
Toprakların bu denli genişlemesi ve kurulan güçlü deniz taşımacılığı ağıyla Umman bir imparatorluğa dönüşür. Bu döne ülkenin tarihteki en parlak dönemlerinden biri olarak da kabul edilmektedir. Deniz ticareti sayesinde güçlü bir donanma kuran Umman Sultanlığı dünyanın en önemli ticaret yollarından biri üzerinde söz ve etki sahibi haline gelir. Bu dönem aynı zamanda ülkenin kültürel olarak da en fazla etkileşime sahip olduğu dönemlerden biri olur.
19. yüzyılın sonlarında dünyanın büyük bir bölümü için birkaç Avrupa ülkesinin giriştiği sömürgecilik yarışında Umman'da payına düşen alır ve İngilizlerin yönetimi altına girer. Bunda ülke içindeki kabilelerin aralarındaki iç çekişmenin de payı çok büyük olur. Kabilelerin ikiye bölünmesi nedeniyle ortaya çıkan bu durumdan Suudi Arabistan ve İngilizler yararlanır.
Ülkede yaşanan iç karışıklıkların ardından yönetimi ele geçiren Said bin Teymur, Umman'nın tamamında söz sahibi olur. 1932'den 1970 yılına kadar ülkeyi yöneten bin Teymur'a 1970 yılında oğlu bir darbe gerçekleştirir ve yönetimi ele geçirir. Bundan sonra Umman'ın yeni sultanı Kabus bin Seyd olur. Ancak ülke genelinde tam manasıyla söz sahibi olabilmesi için beş yıl mücadele verir.
1975 yılında ülke genelinde tam anlamıyla hakimiyet kurmayı başaran Kabus bin Seyd bu tarihten sonra Umman'da büyük bir modernleşme hamlesi başlatır. 19. yüzyılın sonlarından itibaren çalkantılı bir dönem geçiren Umman, ekonomik olarak gerilemiş ve istikrarsızlaşmış bu nedenle de çağın gelişmelerine ayak uyduramamıştı. Sultan Kabus bu noktada işe eğitim ve altyapı gibi sorunları çözmekle başladı.
Başta başkent Maskat'ın imarı ve tarihsel bölgelerinin korunması olmak üzere bu süreçte pek çok yatırım gerçekleşir. Yaklaşık 5 milyonluk bir nüfusa sahip olan Umman'ın idari merkezi olan Maskat aynı zamanda da ülkenin en büyük şehri olma özelliğine de sahip. Başkent Maskat'ın nüfusu son sayımlara göre 1 milyon 200 bin civarında.
Tarihi boyunca deniz ticaretinin önemli bir durağı olan Maskat, bulunduğu konum itibarıyla da stratejik öneme sahipti. Bölgenin güçlü bir kalesi konumundaki Maskat, limanıyla da Umman'ın dünyaya açılan en önemli kapısı olma özelliği taşımakta. Kentte biri Portekiz sömürgesi döneminden kalma Osmanlılara karşı kurulan olmak üzere iki kale bulunmaktadır.
Deniz limanının yanı sıra başkent Maskat'ta 32 kilometre uzaklıkta bir uluslararası havaalanı da bulunmakta. Günümüzde dünyanın en huzurlu ve barışçıl toplumlarından biri olarak kabul edilen Umman, Avrupalı turistlerin de gözdesi olmayı başarmış durumda. Zengin tarihi birikimi, masalsı sokakları, dalış merkezleriyle Maskat bu ilginin en yoğun biçimde hissedildiği yer.
Başkent Maskat'ta göze çarpan şeyler arasında şehirde çok katlı binaların bulunmaması. Basra Körfezi'ndeki diğer kentlerin aksine Maskat'ta çok katlı yapılara şehrin tarihi dokusunu korumak amacıyla kesinlikle izin verilmiyor. Bu durum Maskat'ı daha özel ve ilgi çekici kılan ayrıntılardan biri. Ancak kentin güzel yönleri bununla sınırlı değil. Kentteki binaların tamamı beyaza boyanmak zorunda.
Maskat aynı zamanda dünyanın en temiz şehirlerinden biri olarak da kabul ediliyor. Suç oranının da çok düşük olduğu Maskat'ta yerde çöpe rastlamak neredeyse imkânsız. Bunun nedeni bölge halkının bu konuda çok duyarlı olması. Yere çöp atmanın cezasının 150 dolar oldu Maskat'ta dikkat çeken noktalardan biri de yoğun araba kullanımına rağmen trafik sorunun yaşanmaması.