Son Güncellenme:
Her zaman olduğu gibi komşuluk konusunda da bizi uyaran atalarımız bir yandan“Ev alma komşu al” derken, öte yandan da “kötü komşu insanı ev sahibi yapar” diyerek olayın ciddiyetini daha da güzel gözler önüne sermişler. Her ne kadar ufak tefek olumsuzlukları olsa da komşuluk güzel bir şey aslında. “Nerede o eski komşuluk ilişkileri!” diye yakınan büyüklerimizin sözlerine kulak vererek şimdi biraz komşuluk nostaljisi yapalım...
1- Komşuda pişer, bize de düşer!
Şimdilerde yenilen içilen her şeyin fotoğrafını sosyal medyada paylaşıp adeta “düşman çatlatmak” modası olsa da, eskiden durum tam tersiydi. Evde pişen ve güzel kokan her şeyden mutlaka komşulara da dağıtılırdı. Tabaklar dolu gider, dolu dönerdi. Şenlik kıyamet hep birlikte yenilir içilirdi.
2- Gülme komşuna, gelir başına!
Komşuluk ilişkilerinde çok hassas davranılırdı. Komşunun bir sıkıntısı varsa “kendi sorunu” deyip kapısını kapatmazdı kimse. Biraz daha az mı bencildik acaba...
3- Komşuluk demek, “imece” demekti!
“Organik” sözcüğü pek bilinmezdi ama pazardan alınan mis kokulu domateslerden salça yapılacaksa, bütün komşular toplanır sırayla herkesin salçasını ortak yaparlardı. Mutluluklar “İmece” usulü paylaşıldıkça daha da çoğalırdı.
4- “Annem bir fiske tuz istedi”
Evde tuz bitse, soğan bitse ilk akla gelen şey elbette internetten alışveriş yapmak değil, komşudan istemekti. Aslında her mahallede bu tip mutfak ihtiyaçlarının karşılandığı bakkallar da vardı gerçi ama, bakkala gidene kadar komşudan istemek daha kolay geliyordu demek ki eski zamanlarda yaşayan büyüklerimize...
5- “Komşu kapısı” yapmak deyimini unuttuk!
Komşu kapısı yapmak deyimi, sık gidilen yerler için kullanılırdı. Şimdilerde bu deyimi pek kullanmıyoruz, çünkü öyle çat kapı gidilen komşuluk ilişkileri pek kalmadı. Hatta bu konuda kendinizi test edin. İşte soru: “Acaba aşağıdaki dairede kimler oturuyor, hane halkının adlarını sayabilir misiniz?”
6- Komşuda film geceleri
Komşuluk nostaljisi yapınca en keyifli konudan bahsetmemek olmaz. Yetmişli yıllarda siyah beyaz televizyonun ilk çıktığı zamanlarda her sokakta birkaç ev alabilmişti bu muhteşem kutuyu. O zamanlar Türk filmi olduğu gecelerde televizyonu olan komşuda toplanıp seyredilen filmlerin keyfini bir de büyüklerden dinlemek lazım. Demli çaylar, patlatılan mısırlar, kestane kebaplar ve en acıklısından Ayşecik filmlerini hep birlikte ağlayarak izlemenin tadını hangi 3D filmde bulabilirsiniz şimdi...
7- Komşuluk ilişkileri yaşasın istiyorsanız, kendinize güzel bir ev alın!
Son olarak diyoruz ki, şahane komşularla eskisi gibi film partileri yapmak için, internette değil de yüz yüze chat'leşmek için, sosyal medyadan gösterdiğiniz yemek fotoğraflarının tadını da paylaşmak için gelin www.milliyetemlak.com'dan kendinize güzel bir ev seçin, güzel mi güzel komşuluklara açılacak yeni bir kapınız olsun...