06.06.2021 - 07:00 | Son Güncellenme:
Aylin Rana Aydin -'Finansal Okuryazarlık Zirvesi'nin ilk paneli ‘Bütçemi Nasıl Yönetirim’ başlığı altında düzenlendi. Milliyet Gazetesi Ekonomi Müdür Yardımcısı Serkan Arman moderatörlüğündeki panelin konuşmacıları Acar Menkul Değerler Stratejisti Ahmet Mergen, Piramit Menkul Yönetim Kurulu Üyesi ve Ostim Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Berra Doğaner, Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER) Yönetim Kurulu Üyesi Murat Sağman ve Finansal Okuryazarlık Öncüsü Özlem Denizmen oldu.
7 finansal evre
Özlem Denizmen, finansal okuryazarlığı hayat boyu sürecek bir finansal iyilik hali için bugünkü finansal kaynakları doğru bir bilgi ve beceriyle yönetebilme kabiliyeti olarak açıkladı. İnsanların finansal evreleri olduğunu ve bu finansal evreleri çözmeye çalışmanın önemine değinen Denizmen, şöyle anlattı:
“Finansal evreleri yediye ayırabiliriz. İlk olarak borçları, endişesi olan ve finansal karmaşa evresinde bulunanlar var. Bu kişiler için yatırım demek ‘hemen elimdeki parayı ikiye katlayayım’ demek. İkincisi kabullenmeme evresi. Biraz biliyor ama burada da bir uzmana ihtiyacı var. Bilmediğini bildiği bir döneme geliyor. Üçüncü aşamada da finansal farkındalığın başladığı zaman, kişi merak ve keşfe başlıyor. O zaman doğru ve sağlam kaynaklardan olan bilgilere bakmaya başlıyor. Daha sonra da finansal istikrara kavuşuyor borçlarını ödeyebiliyor, faturalarını düzenli yapabiliyor.”
20’lerinde başla!
Denizmen, bütçenin ne kadarının yatırıma ayrılması gerektiği konusunda da bilgiler verdi. 20’li yaşlardaki bireylerin ailesiyle yaşadıkları takdirde gelirlerinin yarısını yatırıma ayırabileceklerini söyleyen Denizmen, “30’lu yaşlarda da bir aile kurulduğunda yüzde 10-15 yatırıma ayrılabilir. Burada hep 40’lı yaşlar bekleniyor. Aslında değişmesi gereken de bu” dedi.
60 bin kişilik araştırma
60 bin kişilik bir veriye göre Türkiye’nin zaaflarının çıkarıldığını kaydeden Denizmen, “Zaaflar abur-cubur, yeme-içme, alkol, elektronik eşyalar, tütün, kıyafet şeklinde sıralanıyor. Böylece küçük, küçük yapılan harcamalarda bugün hemen hayatınızın içinde ayırabileceğiniz bir yer olduğunu görüyoruz. Bunun için çok da beklememek gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Harcamada disipline dikkat!
Berra Doğaner, yapılan harcamadan kalanı biriktirmek yerine toplam gelirden ne kadarının tasarruf edileceğini belirlemek gerektiğini söyledi. “Harcama konusunda disiplinli olmak gerekiyor” diyen Doğaner, “Yapılan tasarruftan, yatırımdan enflasyonun üzerinde reel getiri elde etmek en büyük beklenti olmalı. Bunun için strateji geliştirmeliyiz. Finansal ürün çeşitliliği arttı. Gençler de bunları öğrenip tasarruflarını daha geniş bir alanda değerlendirmeli. En iyi yatırım aracı kişinin beklentilerini karşılayan yatırım aracıdır” dedi. Doğaner, kulaktan dolma bilgilerle aşırı riskler alınmaması gerektiğini söyledi.
Riski azaltın
Belirsizlik ortamında ilk yapılması gerekenin riski azaltmak, kaldıraçlı ürünler kullanmamak olduğunu kaydeden Doğaner, “Kaldıraçlar mutlaka düşürülecek. Kendi ana paranızla yatırıma ve işleme devam etmelisiniz. Hisse senetlerinde kredi kullanılıyorsa kullanılmamalı. Yoksa ana paranız birkaç çalkantıda tamamen yok olabilir. Diğer türlü ana paranızın kaldıraç kullanmıyorsanız yok olması çok zor” diye konuştu.
‘Oyun değil yatırım yeri’
Murat Sağman, yatırım yaparken araştırma kuruluşlarından bilgi almak, hazırlanan raporları okumak gerektiğini belirtti.
İnsanların hemen risk alıp çok çabuk getiriye ulaşmak istediğini söyleyen Sağman, “Sabır yok, çok hızlı para kazanmak istiyoruz. Aldığımız riskle hemen getiriye ulaşmak istiyoruz. Paranızı yönetmek aslında riskinizi yönetmek anlamına geliyor” dedi. Herkesin risk algısının çok farklı olduğunu dile getiren Sağman, borsada yatırımın, hissenin değer kazanması ve temettü şeklinde iki getirisi olduğunu söyledi. Sağman, borsanın bir oyun değil, yatırım olduğunu kaydetti. Temettü getirilerinin enflasyonun altında olduğunu belirten Sağman, “Hissede beklentiniz en azından enflasyonun üzerinde bir getiri olmalı. Tarihsel olarak baktığınızda reel anlamda Borsa İstanbul’un da uzun vadede getiri sağladığını görebiliyorsunuz” dedi.
Kısıtlı bütçeyle uzun vadeli yatırımcı olmak
Ahmet Mergen, kısıtlı bütçeyle borsada uzun vadeli yatırımcı olmanın mümkün olduğunu söyledi. Mergen, “Borsa, hisse senetlerinin bir yerden alınıp bir taraflara götürülüp birtakım al-satlarla oradan oraya taşınıp yatırımcıya güzel gösterilip, yatırımcının üzerine hisseleri devredip başka tarafa kaçmak için yok. Borsa, uzun vadede yatırım yapmak için çok da parası olmayan, ama istekli olan kişilerin büyük veya küçük geleceği olan şirketlerde bir pay sahibi olmasıdır. Türkiye’de esas sıkıntı şirketlerin pek fazla temettü vermemesi” diye konuştu. Küçük yatırımcılar için önerilerini sıralayan Mergen şunları kaydetti:
“Fonlar açısından çok iyi getiriyi sağlayan fonlar var. Fonlar ufak getiriler veriyor gibi gözükse de uzun vadede iyi paralar bırakıyor. Gelirinizin en azından yüzde 10-15’ini yatırıma ayırabilirsiniz. Hisse senedi uzun vadede para getiriyor. Ama diğer yandan da dönem dönem de biraz hareketli olmalısınız. Zaman zaman altın ya da dövize dönmek zorundayız. Bunun nedeni de yüksek enflasyon. Geleceği olan şirketlere yatırım yapılmalı. Türk yatırımcısı son 20 yıldır krize karşı 4-5 kere aşı oldu. Uzun vadede paranızın bir kısmı yüzde 20-25 dövizde, yüzde 50 hisse senedi, kripto işi ya da foreks piyasası yapılacaksa geri kalan yüzde 10-15’i de oraya gidebilir.”