15.11.2012 - 12:22 | Son Güncellenme:
Yılmaz, Sektörel Dernekler Federasyonu'nun (SEDEFED) "Sektörel politikalar ile rekabet gücünü artırmak" başlıklı 8. Rekabet Kongresi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin sanayi gücü ve politikalarına değindi.
Türkiye'nin, Dünya Ekonomik Forumu Küresel Rekabet Raporu'na göre, 2011-2012 döneminde 142 ülke arasında 59'uncu, 2012-2013 döneminde ise rekabet gücü sıralamasında 144 ülke içinde 43'üncü sırada yer aldığına işaret eden Yılmaz, diğer taraftan da "Verimlilikten İnovasyon Odağına Geçiş Ülkeleri” arasında yer aldığını hatırlattı. Türkiye'nin hem puanı ve hem de konumunun yükseltilmesine karşın, iki bileşen açısından ortalamanın altında kaldığına işaret eden Yılmaz, bu iki bileşeni, "Emek Piyasalarının Etkinliği” ve “İnovasyon” olarak açıkladı.
"BÜYÜME HIZIMIZ GELİŞMEKTE OLAN ÜLKELERE GÖRE DÜŞÜK"
Yılmaz, bu iki başlığın da gündemde tutulması ve gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurguladı. Türkiye’nin rekabet gücünü geliştirebilmesi ve sürdürülebilirliğini sağlayabilmesi için, gerekli kaynak ve zamanı, istikrarlı ve yüksek oranlı bir büyüme performansı ile sağlayabileceğini düşündüğünü belirten Yılmaz, Türkiye'nin ortalama büyüme hızının, gelişmekte olan ülkeler ile karşılaştırıldığında düşük olduğunu gördüklerine dikkati çekti. Bu büyümenin sürdürülebilir kılınması için üretkenlik ve rekabet artışı sağlayan mikro reform odaklı bir sanayi politikasının kilit önem taşıdığını gördüklerini dile getiren Yılmaz, "Bu doğrultuda, 2010 yılından itibaren hazırlanan 'Sanayi Strateji Belgesi', 'Girdi Tedarik Stratejisi' ve 'Yeni Teşvik Paketi' rehber kabul edilerek, sanayideki dönüşümün hızlandırılması ve yatırım ortamını iyileştirecek eylem planlarının hızla uygulamaya konulması gerekiyor" dedi.
YENİ TEŞVİK SİSTEMİ KÜMELENMEYİ TEŞVİK ETMELİ
Bu kapsamda yeni teşvik sistemine de değinen Yılmaz, "Sanayi politikasının en önemli araçlarından biri olarak, yeni teşvik sisteminin, küçükten ortaya ve ortadan büyük ölçeğe geçiş başta olmak üzere ölçek ekonomisi ve kümelenmeyi teşvik etmesi, bölgesel kalkınma ve gelişme açısından daha ayrımlı ve esnek bir yapıya dayalı olması, bölge ve il sınıflamasının dinamik ve objektif değerlendirmelere daha yatkın bir sistem üzerine inşa edilmiş olması, Ar-Ge, yenilikçilik ve teknolojik gelişimi ve dönüşümü teşvik etmesi gibi özellikleriyle sürdürülebilir büyüme önündeki yapısal sorunların bertaraf edilmesine önemli katkı sağlayacağına inanmaktayız" diye konuştu.
"REKABET GÜCÜ İÇİN TEHDİT OLUŞTURAN BÖLGESEL FARKLILIKLAR GİDERİLMELİ"
Yılmaz, maliyet düşürücü teşviklerin yanı sıra, istihdamın niteliğinin ve altyapının iyileştirilmesine yönelik politikaların, teşvik uygulamalarının sonuçlarının daha kalıcı ve etkili olmasına katkı sağlayacağını ifade etti. Rekabet gücü açısından ciddi bir tehdit oluşturan bölgesel farklılıkların asgariye indirilmesi için öncelikle temel hizmetler ve fiziki altyapı alanlarındaki eşitsizliklerin giderilmesinin büyük önem taşıdığına işaret eden Yılmaz, "Altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi, özellikle az gelişmiş bölgelerde rekabet gücünün artırılması ve sürdürülebilir büyümenin sağlanması açısından en temel unsurlardan birini oluşturmaktadır" diye konuştu.
ULAŞTIRMA ALT YAPISI
Ulaştırma altyapısının yetersizliğinin, sanayi için önemli bir maliyet kalemi oluşturduğuna dikkati çeken Yılmaz, bu doğrultuda, “demiryolu ve denizyolu ile yük veya yolcu taşımacılığına yönelik yatırımların” öncelikli yatırım kapsamında değerlendirilmesi kadar, demiryolu taşımacılığının serbestleştirilmesi, demiryolu-liman bağlantılarının yapılması, taşıma modları arasındaki dengenin sağlanması gibi faktörlerin de sosyo-ekonomik açıdan görece az gelişmiş bölgelere yatırımların çekilmesi için büyük önem arz ettiğinin altını çizdi.
"KADIN İSTİHDAMININ ARTMASI İÇİN OSB'LERDE KREŞLER DE YER ALMALI"
Yılmaz, nitelikli iş gücünün ve çok düşük olan kadın istihdam oranının artırılması için OSB’ler içerisinde yaygın ve örgün eğitim veren meslek liselerinin ve kadın istihdamına olanak yaratacak kreş ve okul öncesi eğitim kurumlarının yer alması gerektiğini kaydetti. TÜSİAD olarak, sanayi politikasını, tüm sanayi sektörlerinin rekabet avantajını artıracak yatay önlemleri içeren, bütünlükçü bir niteliğe sahip olması gerektiğini düşündüklerini dile getiren Yılmaz, "Ancak böyle bir yaklaşım ile daha çok katma değer üreten, cari açığı azaltan, daha verimli, daha çok istihdam yaratan bir sanayi politikası uygulayabiliriz" sözleriyle konuşmasını tamamladı. (ANKA) (HMD/