30.11.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
MİTHAT YURDAKUL - ANKARA
Kamu bankaları, özel bankalar ve Borsa İstanbul, Japonya merkezli JCR Avrasya’yı satın alarak Türkiye’nin yerli ve milli kredi derecelendirme kuruluşu için tarihi adımı attı. Kuruluşun isminin ne olacağı merak edilirken, Borsa İstanbul yüzde 18.50’lik payla şirketteki en büyük hissenin sahibi oldu.
Türk bankaları ve finans kuruluşları JCR Avrasya’nın yüzde 85.05 hissesini satın almak üzere anlaşma imzaladı. Türkiye Bankalar Birliği’nden (TBB) yapılan açıklamada JCR Avrasya’nın yüzde 85.05 hissesinin kurucu ortaklarından satın alınması ve Japonya Kredi Derecelendirme Kurumu olan JCR-Japan Credit Rating Agency ile mevcut ortaklığın devam ettirilmesi konusunda anlaşmaya varıldığı belirtildi.
Büyük avantaj
Tarihi imzaların atılmasının ardından ekonomi kurmayları, kendi derecelendirme kuruluşuna sahip olmanın avantajlarını sıraladı. Kurmaylara göre avantajlar şöyle:
“Başta kredi riski olmak üzere risklerin objektif, bağımsız ve sistematik ölçülmesi için araç teşkil etmek, derecelendirme alanında karşılaştırılabilir bir referans oluşturmak. Ülkede derecelendirme kullanımının yaygınlaşmasına katkıda bulunmak. Bankaların tahsis ve izleme süreçlerinde kullanılarak verimlilik sağlamak. Uzun vadede KOBİ’lerin kredi riskinin hızlı ve doğru şekilde ölçülmesine katkıda bulunmak. Risk ve fiyatlama ilişkisinin doğru tesis edilmesine sağlıklı girdi sağlamak. Kaynakların daha verimli şirketlere kullandırımı için objektif bilgi sağlamak.”
Neden JCR alındı?
Kurmaylar sıfırdan bir şirket yerine mevcut bir şirkete ortak olunması ve JCR’nin tercih edilmesini şöyle açıkladı:
“Ortaklığın sağlayacağı zaman ve maliyet etkileri değerlendirmesi yapılmış olabilir. BDDK tarafından derecelendirme faaliyetleri ile ilgili olarak yetkilendirilmiş tek şirket JCR Avrasya Derecelendirme A.Ş. (JCR-ER)’dir. Türkiye’de faaliyet gösteren yerel derecelendirme şirketlerinden uluslararası bağlantısı ve iş modeli olan yalnızca JCR-ER’dir. Bu nedenle JCR-ER şirketi seçildi.”
Kredilere güvence
JCR’ın bilinen bir marka olduğunu, milli derecelendirme şirketinin uluslararası piyasalardaki tanınırlığı için avantajları olacağını kaydeden kurmaylar, ortaklık sonrası JCR’ın işleyişi, kimlere not vereceği, JCR’ın vereceği notların bankalardan kredi alırken şirketlere güvence olup olmayacağı konusunda şunları söylediler:
BDDK tarafından, yetkili derecelendirme kuruluşları tarafından verilen derecelendirme notlarının sermaye yeterliliği oranının hesaplanmasında hangi kredi kalitesi kademesine tekabül ettiğinin belirlenmesine (eşleştirme) ilişkin düzenleme yapılması bekleniyor.”
Önce büyük firmalar
Değişiklik sonrası bankalar, kredi alan şirketlerin derecelendirme notunun tekabül ettiği kredi kalitesine göre sermaye yeterliliği hesaplayabilecek. Halen, kredilerde en yüksek risk ağırlığı üzerinden sermaye yeterliliği oranı hesaplandığından, kredi derecelendirme notlarının dikkate alınmasının genel olarak bankacılık sisteminin sermaye yeterliliği oranında bir artış meydana getirebilir.
Söz konusu nedenlerle bankalar ve kredi kullanan şirketler kredi derecelendirme hizmeti almak isteyecek. İlk aşamada büyük cirolu, sonra orta ve küçük ölçekli firmaların derecelendirilmesi teşvik edilebilir veya zorunlu hale getirilebilir.
Gecikilmiş oluşum
Kurmaylar, “Basında kendi kendimizi mi not vereceğiz eleştirileri vardı. Yeni şirket, Hazine’nin veya bankaların kredi notlarını değil, finansal sektörden kredi kullanan müşterilerin kredi değerliliğini tespit edecek. Benzer yapılar çok sayıda gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde mevcuttur. Ülkemiz açısından finansal sektörde eksikliği hep hissedilen, gecikilmiş bir oluşumdur” görüşünü kaydetti.