01.03.2022 - 16:22 | Son Güncellenme:
DHA/ milliyet.com.tr
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in Ukrayna’ya harekât başlatmasıyla altüst olan kripto para piyasası, Amerika ve AB’den gelen finansal yaptırım haberleriyle hareketlendi.
Geçtiğimiz hafta 1,7 trilyon dolar sınırını zorlayan kripto para piyasası, Rus bankalarının küresel para transferi sistemi SWIFT’ten çıkarılmasını da olumlu karşıladı.
Ocak sonunda ayı piyasasının rehavetine kapılarak 35 bin dolara gerileyen Bitcoin 40 bin doların, geçtiğimiz haftalarda en keskin düşüşünü yaşayan ethereum ise 2 bin 900 doların üzerinde seyrediyor.
Bloomberg tarafından hazırlanan rapora göre Amerika’nın, Rusya’nın dolar, euro ve yen üzerinden işlem yapmasını kısıtlayıcı yaptırımları, Rus bankaların ve milyarderlerin kripto para birimlerine yönelme eğilimini artırıyor. Rus yatırımcıların artan Bitcoin talebiyle BTC/RUB paritesinde yaşanan yüzde 20’ye yakın değer artışları, bu eğilimin öncü sinyallerini veriyor.
"RUS OLİGARKLARIN KENDİLERİNİ GÜVENE ALMASIYLA YÜKSELDİ"
Konuyla ilgili milliyet.com.tr'ye açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Sefer Şener şu ifadeleri kullandı: Özellikle pandemi ile birlikte gündeme gelen kripto varlıklar her geçen gün hacmini artırarak dünya piyasasına girmeye devam etmektedir. Aynı zamanda Rusya, Ukrayna savaşıyla da gündeme gelen kripto varlıklar Rus oligarkların kendilerini güvene alma algısıyla artış gösterdi.
Dolayısıyla henüz normal varlıkların yerini alacak düzeyde değildir. Aynı zamanda kullanımının oldukça sınırlı alanlarda mevcut olması bu varlıkların her alanda olmaması doğal olarak kullanımını da sınırlamaktadır. Yani olağanüstü durumlarda alternatif olarak düşünülecek bir değer saklama aracı olmasına rağmen hacmi, boyutu ve kullanıldığı alanlar düşünüldüğünde henüz istenilen seviyede değildir.
"ALTINA YÖNELMELERİ DE MÜMKÜN"
O yüzden küresel finans piyasasında ciddi anlamda varlıkları olan Rus milyarderlerin kripto varlıklar aracılığıyla değer saklama yöntemine başvurmaları olası bir durum. Bu milyarderlerin kripto varlık dışında özellikle altın gibi, emtia gibi varlıklara yönlenmeleri de mümkün.
HER İKİ ÜLKEYİ KRİPTO PARA PİYASASINA YÖNELTTİ
Ukrayna’daki savaş ortamının küresel finansal düzene rakip olarak gösterilen kripto para piyasası için fırsat kapılarını araladığını belirten Uzman İsim Yusuf Han, konuya ilişkin şu değerlendirmede bulundu:
“Rusya ve Ukrayna’nın ambargo ve yaptırımların etkilerine karşı çözüm arayışları, her iki ülkeyi kripto para piyasasına yöneltti. Dünyada kripto para kullanan ilk 5 ülke arasında yer alan Ukrayna, kripto varlıklarını olası suistimal ve dolandırıcılıklardan koruyabilmek için kripto para birimlerini yasallaştırdı. Rusya’nın küresel para transferi sistemi SWIFT’ten çıkarılması ve yaptırımlar karşısında kripto para birimlerine yönelmesi beklentiler arasında yer alıyor. Her iki açıdan değerlendirdiğimizde, para birimleri arasında köprü vazifesi gören dolara endeksli stabil coinler, yeni bir yatırım enstrümanı olarak piyasadaki hareketliliğe yön verebilir. Günlük ticaretten takas platformları arasında transfer yapmaya kadar her türlü amaç için kullanılan dolara endeksli stabil coinler, Bitcoin gibi kripto para birimlerinde görülen dalgalanmalardan etkilenmediği için bu dönemde yatırımcıları cezbedebilir. 7/24 hızlı bir şekilde güvenli işlem yapma olanağı sunması yatırımcıların olası kötü senaryolara karşı güvenlik arayışlarına yanıt verebilir.”
'RUSYA, SWIFT İÇİN ARKA KAPI BULABİLİR'
Öte yandan JP Morgan CEO'su Jamie Dimon, SWIFT yasağının Rusya ile iş yapmayı engellemediğini, SWIFT’in etrafından dolaşılabilecek araçlar olduğunu belirtti.
JP Morgan CEO’su Jamie Dimon’a göre Rus bankaları SWIFT mesaj sisteminden çıkarma “istenmeyen sonuçlara” yol açabilir.
Bloomberg’e röportaj veren Dimon, üçüncü tarafların dahil edilmesiyle SWIFT yasağına karşı arka kapıların bulunacağı görüşünde. SWIFT yasağının Rusya ile iş yapmayı engellemediğini savunan Dimon, SWIFT’in etrafından dolaşılabilecek araçlar olduğunu belirtti.
JP Morgan’dan yapılan açıklamada ise Dimon’un kastının “sistemin etrafından dolanabilecek kötü aktörler” olduğu vurgulandı.
Dimon röportajında ABD ekonomisinin halen güçlü olduğunu, piyasalardaki volatilitenin ekonominin gücü ile karıştırılmaması gerektiğini söyleyerek “ABD’de yoğun bir piyasa volatilitesi olmasının kaçınılmaz olduğunu” vurguladı.
ŞİRKETLER RUSYA YATIRIMLARINDAN ÇIKIYOR
Rusya’nın Ukrayna’ya savaş ilanı sonrası birçok küresel şirket Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrası hızlandırdıkları ve 30 yıla yayılan yatırımlarını geri çekerken, bankalar ise Rusya risklerini kamuoyuna duyurmaya başladı.
BP'nin zararı üstlenerek Rosneft ortaklığına son vereceğini açıklamasının ardından Shell, Gazprom ile ortaklıklarından Kuzey Akım 2 projesinden çekileceğini duyurdu. Shell’in kararının ardından gözler Rusya’da ortaklıkları bulunan Exxon ve TotalEnergies’e çevrildi.
JP Morgan, Danske Bank ve Liontrust Asset Management, Rusya hisselerinde pozisyonu bulunan fonları dondurma kararı aldı.
Citibank dördüncü çeyrek itibarıyla 9,8 milyar dolarlık Rusya pozisyonu olduğunu duyurdu. Goldman Sachs, Rusya tahvillerinin birçok yatırımcı tarafından takip edilen JP Morgan endeksinden çıkarılabileceği uyarısını yaptı.