Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Genel Kurulu, TÜSİAD Haysiyet Divanı tarafından üyeliği son erdirilen Bayındır Grubu Başkanı Kamuran Çörtük'ün yaptığı itirazı, savunmasını dinledikten sonra reddetti.
Alaattin Çakıcı'nın devreye girdiği Türkbank ihalesinde, bankayı alan Korkmaz Yiğit'in 10 Kasım 1998'de Kanal 6 Televizyonu'nda yayınlanan bandında siyasetçiler nezdinde arabulucuk yaptığını öne sürdüğü Çörtük, bu açıklamanın ardından TÜSİAD Haysiyet Divanı kararıyla üyelikten ihraç edilmişti.
Çörtük bu konudaki sözlü savunmasını dün TÜSİAD Genel Kurulu'nda yaptı. Ardından TÜSİAD, üyeleri ihraç kararını oyladı. 150'yi aşkın üyenin katıldığı oylamada, Turgut Yılmaz ve İshak Alaton'un da aralarında bulunduğu sekiz üye itirazın kabulü yönünde oy kullandı. Diğer üyeler ise ihraç kararına onay verdi.
Kamuran Çörtük, yaptığı savunmada, ihraç kararı verilmeden önce savunmasının alınmadığını belirterek, TÜSİAD'ın kendisini cezalandırdığına inandığını söyledi.
Çörtük, "Cezanın olduğu yerde savunma hakkı da vardır. Irak'ta Saddam bile birini asacaksa, ona kendisini savunabilir bir imkan veya potansiyel sağlar diye düşünüyorum. Bu kadar ters zamanda, telefonla aratarak, gelmedin gerekçesiyle, savunma hakkı kullanmadığım gerekçesiyle ihraç edilmiş olmak, bu platforma ne kadar uyuyor diye kendi kendime değerlendirme yapıyorum" dedi.
Çörtük, Türk adaletin kendisini sanık olarak bile yargılamadığını belirterek "İhraç kararı daha önce alınmıştı. Korkmaz Yiğit'in iddiaları bir kılıf oldu. Üstelik, Yiğit'e açtığım manevi tazminat davası lehime sonuçlandı. Ama TÜSİAD hukuk sürecinin sonunu beklemeden beni cezalandırdı" diye konuştu. Çörtük, TÜSİAD'ı zedeleyecek bir beyanat vermediğini sadece "Hakkımı ararım" şeklinde konuştuğunu da ekledi.
İhraç kararından sonra bir basın toplantısı yapan Çörtük, kararın kendisini üzmediğini belirterek şöyle devam etti; "Ben savunmamı yaptım özür dilemedim. Bunu gerektiren bir durumum yoktu."
TÜSİAD'ın verdiği bir karardan dönmenin sıkıntısını yaşadığını ve bu kararın arkasında durmaya çalıştığını belirten Çörtük, kendisini tekrar geri alma kararı alınması durumunda, TÜSİAD eski Başkanı Muharrem Kayhan'ın zor durumda kalacağını savunarak "Benim aleyhime oy kullanan üyeler de şu anda vicdan azabı içindeler" diye konuştu.
‘Saygısızlığı ve dilinin cezasını çekti’
Şahap Kocatopçu (TÜSİAD Haysiyet Divanı Başkanı):
İhraç kararı, Çörtük'ün TÜSİAD'la ilgili olarak basında yer alan küçültücü ifadelerinden sonra alındı. Savunmasını almak için mektup gönderdik cevap gelmedi.
Telefon ettik. Beş saat telefon gelmedi. İşyerinde olmadığını belirtmesi ayrı bir çelişki. Yanıt vermeyince ihraç kararı alındı. Kendisine gönderilen sorulara ilişkin izahını üyelerin takdirine bırakıyoruz.
Muharrem Kayhan (TÜSİAD eski Başkanı):
Özel sektörün, özelleştirme ihalelerindeki şaibelerle ilgili olarak gösterdiği hassasiyet son derece yerindeydi. Kendisinin "sıkıysa, atsınlar" gibi küçültücü ifadesi bile başlıbaşına bir Haysiyet Divanı konusudur. Kendisinin sözleriyle ne bu derneğe ne de üyeliğine zerre kadar önem vermediği sabittir. Kendisinin bahsettiği gibi bir komplo durumu söz konusu değildir. 8 Ocak'ta kendisine karar tebliğ edildiği halde yaptığı açıklama tatmin edici midir?
Mehmet Şuhubi (Haysiyet Divanı üyesi)
İhraç kararı, Kamuran Çörtük'ün Korkmaz Yiğit'le ilişkileri nedeniyle alınmamıştır. Beyanatlarıyla, Dernek üyelerini yaralaması söz konusudur. Biz mahkeme değiliz. Karar ahlaki değerler nedeniyle alınmıştır. Saygısızlığının ve dilinin kurbanı oldu. Bu sözlerine katlanmak zorunda. Kimsenin TÜSİAD'a gölge düşürmeye hakkı yok.
Erkut Yücaoğlu (TÜSİAD Başkanı)
Bir dernek için etik değerler ve kurum kimliği şahısların üzerinde gelir. İhraç kararı, etik değerlerin korunması ile ilgili bir meseledir.
‘Eşek yerine semeri dövüyoruz’
TÜSİAD Genel Kurulu'nda, Çörtük'ün ihraç kararına aralarında Turgut Yılmaz, İshak Alaton, Bedirhan Çelik, Hamdi Akın, Hüseyin Bayraktar, Ali Kantuk, Hasan Arat'ın da bulunduğu 10 kişi itiraz etti. İtiraz gerekçeleri ise şöyle:
Turgut Yılmaz (GSD Holding Yönetim Kurulu Başkanı)
Ben tamamen şahsi nedenlerden ötürü aleyhte oy kullandım. TÜSİAD'nın çifte standart uyguladığını düşünüyorum. Çünkü, 1995'te DYP lideri Tansu Çiller, benim için "hırsız" dediğinde TÜSİAD'ın sesi çıkmamıştı, bir üyesi olarak bana sahip çıkmamıştı. Oysa, aynı partiden bir başka milletvekili
Koç Holding'e hakaret etti. Kıyamet koptu. Bu çifte standarta karşı çıktığım için alehte oy kullandım.
İshak Alaton (Alarko Şirketler Grubu Eşbaşkanı):
TÜSİAD olarak Kamuran Çörtük'ü yargılamak durumunda değiliz. Türkiye'de bankalar soyuluyor, birileri milyarlarca doları iç ediyor. Ama adalet duruyor. Türkiye'de yargı çökmüştür, bizim yaptığımız eşeği değil semerini dövmektir.
Hüseyin Bayraktar (Bayraktar Holding Yönetim Kurulu Başkanı):
Olumsuz olmaya gerek yok. Her konuda uzlaşma sağlanabilir. Bu konuda da uzlaşalım diyorum. Acele karar vermeyelim. İhraç kararı bir süre için dondurulsun. Bir iki yıl sonra ortalık yatışsın daha sonra karar verelim.
Hamdi Akın (TÜGİAD Başkanı):
Kamuran Çörtük'ün devletle iş yapan bir işadamı olarak o dönemdeki psikolojisinin gözönünde bulundurulması gerektiğine inanıyorum. İhraç etmek kararı yerine bir ortayol bulunabilir.
"Aile fotoğrafı"ndaki mühendis
TÜSİAD Genel Kurul'unun gündemine damgasını vuran Kamuran Çörtük 1950'de Samsun'da doğdu. Ankara Devlet Mühendislik Akedemisi İnşaat Mühendisliği Bölümü'nden mezun olarak Karayolları Genel Müdürlüğü'nde çalışma hayatına atıldı.
Ardından kurduğu Aryapı adlı şirketiyle devlet ihalelerine girmeye başladı. 1984 yılında dokuz arkadaşı ile Bayındır İnşaat Turizm ve Ticaret A.Ş'yi kuran Çörtük, yurtiçi ve dışında ihaleler aldı. Ordu'da Sagra fabrikasını alarak gıda sektörüne de giren, Bayındır Bank ile finans sektöründe yer alan ve sayıları 40'a ulaşan şirketi Bayındır Holding çatısı altında toplanan Çörtük Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in "aile fotoğrafı"nın bir parçası haline geldi. Çörtük, Antalya'daki tatil köyünde yaz aylarında Demirel'i ve ve yakın çevresini ağırladı.
Bankalardan yoğun kredi kullanan Çörtük, ekonomik sıkıntılardan dolayı sahibi olduğu şirketlerin bir kısmını yine bankalara devretti. Bayındır Hastanesi'nin
yüzde 51'ini İş Bankası'na, Antalya'daki bir şirketinin yüzde 66'sını da Vakıfbank'a geçti. Konsorsiyum biçiminde Petrol Ofisi ihalesine girdi ancak ihale iptal edildi.
Çörtük'ün TÜSAD üyeliğinden ihracıyla ilgili süreci başlatan Türkbank ihalesinde adının geçmesi ise bankayı alan Korkmaz Yiğit'in ses bandıyla gündeme geldi. Yiğit, Çörtük'ün ihalede kendisiyle ANAP lideri Mesut Yılmaz ve dönemin Devlet Bakanı Güneş Taner arasında arabuluculuk yaptığını iddia etti. Bu açıklama, Yılmaz'ın başbakanlığındaki 55'inci hükümetin de sonunu getirdi. Yiğit, tutuklanırken, Çörtük de DGM'deki Türkbank ihalesinde tanık sıfatıyla ifade verdi. Çörtük, Yiğit aleyhine açtığı manevi tazminat davasını ise kazandı.
Oylama ile atılan ilk üye
Kamuran Çörtük, TÜSİAD tarihinde ilk kez oylama ile ihraç edilen üye oldu. TÜSİAD daha önce de adı yolsuzluklara karışan iki üyesini Haysiyet Divanı kararı ile ihraç etmişti.
Emlakbank'ı zarar uğratan Genel Müdür Engin Civan ile vergi borçlarıyla gündeme gelen işadamı Halil Bezmen TÜSİAD üyeliğinden Haysiyet Divanı Kararı ile çıkartılırken, Engin Civan'ın vurulması olayında adı geçen müteahhit işadamı Selim Edes de TÜSİAD üyeliğinden istifa etme yolunu seçmişti.
TÜSİAD'dan ayrıca kendi isteği ile ayrılan iki üye de Yalım Erez ve Ünal Korukçu oldu. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) eski Başkanı Erez, TÜSİAD'ı İstanbul sermayesinin sözcüsü olmakla suçlayarak üyelikten ayrılmıştı. İş Bankası eski Genel Müdürü Korukçu ise görevinden ayrıldığı gerekçesiyle üyelikten istifa etmişti.